11

1.7K 133 10
                                    

"Oha reçel çok güzel."

Emin şok olmuş bir şekilde ekmekten biraz daha alıp önce yağ sonra reçel sürdü hızlıca.

"Al bundan ye. Çabuk."

Ekmeği zorla ağzıma yaklaştırınca bir ısırık alıp geri çekildim. Zaten hemen kalanını kendi yemişti.

"Güzel değil mi?"
"Güzelmiş."
"Bunu nereden alıyorlar acaba ya? Bundan eve almamız lazım."
"Sorarız."

Burak masaya uzanınca hemen sandalyesini tuttum. Zaten düşecek diye korkumdan diken üstünde oturuyor gibiydim.

"Yakışıklım, al bununla oyna miniğim."

Emin çantasından minik bir oyuncak çıkarıp Burak'a uzatınca Burak gözlerinden kalp çıkararak ona baktı ve hemen oyuncağı aldı.

"Bakar mısınız."

Garsonu çağırınca Emin kafasını kaldırıp bana baktı. Hala yemek yiyordu.

"Buyurun."
"Şu reçeli nereden alıyorsunuz?"
"Reçelleri satın almıyoruz efendim, el yapımı. Bize özel."
"Satılmıyor mu?"
"Maalesef."
"Peki. Teşekkür ederim."

Garson gidince Emin'e döndüm tekrar.

"Yaa benim şansım gerçekten hiç mi olmaz ya."

Üzgün üzgün konuşurken bile ağzına ekmek atınca güldüm.

"Neyse çok da önemli değil."

Umursamaz bir şekilde konuşup elindeki ekmeği bana uzattı tekrar.

"Ye artık. Hiçbir şey yemiyorsun. Sürekli ben yiyorum."

Uzattığı ekmeği aldım ve yemeğime başladım.

.....

Kahveleri içtikten sonra garsona bakıp hesabı istedim. O getirirken de Emin'e döndüm.

"Kalkalım?"
"Evet evet."
"Kanguruyu versene."

Çantayı açıp içinden zorla çıkardı ve bana uzattı.

"Ben takayım mı? Sen yoruldun sabahtan beri."
"Gerek yok ben hallederim."

Ayağa kalkıp belime bağlarken garson gelince Emin'e dönüp cüzdanımı ona verdim.

"Hesabı ödesene."

O cüzdanı açarken ben de kanguruyu bağlayıp Burak'ı kucağıma aldım ve bacaklarını tek tek içine sokup gülerek sıktım hafifçe.

"Senin tombul bacaklarını ısırırım ısırır!"

Son olarak da kafasını kapattım ve Emin'e döndüm.

"Gidiyor muyuz?"
"Hmm hm. Cüzdanı?"
"Cebime koysana."

Arkama geçip cüzdanımı koyarken ben de Burak'ın elini tuttum.

"Miniğim benim."
"Hadi."

Dışarı çıkıp tekrar sahil yoluna girdik ve yürümeye başladık.

"Deniz'i çok seviyorum."
"Burak da çok sevdi. Yol boyu Deniz'i izledi."
(Burak'ın Deniz'i ne kadar sevdiğini herkes biliyor Aslancığım)

"Oy kuzucuk seni!"

Eve kadar yürüdük beraber. Kapıya kadar gelince de Emin'e döndüm.

"Kapıyı açsana."
"Şşş Burak uyumuş."

Kafamı eğip bebeğime baktım. Minik farem kafasını gömmüş rahatsız da olsa uyuyordu.

"Acele et, boynu kötü kalmış."

Bakıcım BxBWhere stories live. Discover now