- XXXII -

12 2 17
                                    

- Bir Ay Sonra -

Atlas'tan;

Ölmüş müydüm? Umarım ölmüşümdür. Yaşamak çok zor geliyor onların iğrenç dokunuşlarını hâlâ tenimde hissederken. Hiçbir şeyden haberim yoktu, ne hangi günde olduğumuzdan ne de gece mi gündüz mü olduğundan.

Gözlerimi araladım. Yalnızdım. Sonunda biraz olsun huzur bulmuştum. Hayır, bulmadım henüz. Ölemezdim de. Sena'yı son bir kez daha görmeden ölemezdim hayır. Öyle özlüyordum ki onu... Abilerimi, Mert'i, Mustafa'yı, Kemal'i çok özlemiştim.

Bileklerimin acısı yüzünden kıpırdanıyordum. Kıpırdandıkça daha çok acıyordu. Başım dönüyor, uyku bastırıyordu. O adam geldi tekrar. Bu sefer diğerlerinin yanında yeni biri vardı. Onlar kadar sert durmuyordu. Başı önüne eğikti.

"Bugün konuşacağını umuyorum güzelim. Yoksa bana ilgin olduğunu düşüneceğim. Sonuçta her gün beceriyorum seni." dedi ve güldü. O gülüşünü dağıtmayı çok istedim ama sadece baygın bakışlarımı gönderebildim.

"Evet evet ilgim var sana." dedim umursamaz bir tavırla. Aptal herif. Bakışlarım yine o kişiyi buldu. Gençti ve o da aynı sinirle bakıyordu adama. Benim hayal gücümdü bu. "Söyle hayatım, nerede Beyazıt? Nerede o lanet olası abin?" diye sordu.

Sustum. Konuşacak gücü bulamıyordum. "Konuşsana lan." dedi adamlarından biri beni sarsarken. "Anlaşıldı, öyle konuşmayacaksın. E gene becereceğim seni bebeğim. Yapacak bir şey yok, bunu isteyen sensin." dedi.

Beni zorla yere yatırdılar tekrar. Ama bağırmıyordum bu sefer. Eğer çığlık atarsam tekrar ilaç verirdiler bana ve onun etkisiyle inler dururdum. Bu yüzden sustum. Susmamdı çığlıklarım. İşini bitirdiğinde "Tekrar bağlayın şunu. Bayılana kadar da rahat bırakmayın."dedi ve çıktı.

Gözyaşlarım sessizce aktı onların ellerini her yerimde hissederken. Bir zaman sonra çıktılar ve o genç olanı kaldı. Benimle durabileceğini söylemişti diğerlerine. Tekrar bağlıydım. Bilincim kapanmak üzereydi. Tek hatırladığım onun "Seni kurtaracağım. Abilerini tanıyorum. Onları bulup seni kurtarmalarını sağlayacağım." demesi ve çıkmasıydı.

• • •

Beyazıt'tan;

"Ya neden Ghost dinlemiyoruz ki adam öldürmeye giderken?" diye sordum sinirli bir şekilde. "Erkin Koray dinleyelim işte mükemmel adam neyini beğenmiyorsun?" diye sordu Rüzgâr da.

Bir ay daha geçmişti o mesajın üstünden ve Mi Young'un adamlarından biri kaybolmuştu o süreçte. Mi Young'un o günkü sorusuna biraz daha beklememiz gerektiğini söyleyerek karşılık verdim. Atlas her şeyden önemliydi üzgünüm.

"Bu sessizliğine göre Erkin Koray ile yapacağız." dedi Rüzgâr. Hızla karşı çıktım. "Hayır Ghost ile yapacağız." dedim. İkimiz de Atakan'a döndük. "Hangisiyle yapacağız?" diye sordu Rüzgâr ona bakarken.

Atakan yavaşça yutkunarak bakışlarını kaçırdı. "Şimdi arasalar beni keşke." dedi çaresiz bir sesle. O sırada kapı çaldı. "Allah'ım beni duyduğun için çok teşekkür ederim." diyerek hızla kapıya bakmaya gitti. Tam bir sersemdi.

Biz ise tartışmamıza devam ediyorduk. Mi Young gelmişti, sarılması için açtığım kollarımın arasına girdi ve dudaklarını yavaşça öperken Atakan "Aile var burada aile. Terbiye denen bir şey kalmamış." dedi. "Kıskanma abisi." dedi Rüzgâr benim yerime cevap vererek.

"Yürü git." dedi Atakan da gülerek. "Size iyi haberlerim var." dedi Mi Young hayranı olduğum gözleri parlarken. "Kayıp olan adamım geldi ve Atlas'ı bulduğunu söyledi."

Bir anlığına kalbimin teklediğini hissettim. "Ne?" dedi Sena yanımıza gelirken. Başından beri başını masaya koymuş, sessiz bir şekilde bizi izliyordu. "Onu buldum." dedi tekrar Mi Young. Bunun üzerine Sena gözyaşları içinde ona sarıldı. "Çok teşekkür ederim, çok teşekkür ederim. Siz bir başyapıtsınız." dedi heyecanla.

Gülümseyerek karşılık verdi sarılışına Mi Young ve "Siz demediğini varsayıyorum." dedi. "Nasıl alacağız onu oradan?" diye sordu Atakan heyecanlı heyecanlı. "Dur bir önce iyi mi onu öğrenelim." dedi Rüzgâr.

"Bilmek istemezsiniz." dedi sessizce Mi Young. "Dayanabiliriz, lütfen anlat ne oldu ona." dedi Atakan kararlı bir sesle. Sena'dan ayrılarak bize döndü. "Kan içinde her yeri. Onu kaçıran şerefsiz her gün beceriyormuş onu. Sonra da diğer adamları onu elliyorlar. Her gün bayılıyor." dediğinde Sena düşecek gibi oldu ve Mi Young onu tutarak oturttu.

Sonrası ise tam bir kaos. Atakan üzerime yürüdüğünde Mi Young önüme geçerek korudu beni. Rüzgâr da Atakan'ı tutuyordu. "Hepsi senin yüzünden! Rüzgâr, Beyazıt yüzünden gelmedik mi bu hâle? Onun o acıları yaşaması Beyazıt yüzünden!" dediğinde nazikçe Mi Young'u kenara çektim.

"Bırak gelsin. Hak ediyorum bunu. Benim yüzümden orada. Bırak dövsün beni." dediğimde Atakan'ı bıraktı ama Sena aramıza girerek durdurdu ikimizi de. "Siz ne yapıyorsunuz? Onu kurtarmaya gideceğinize birbirinizle uğraşıyorsunuz. Hani söz vermiştin Atakan abi? Hani onun yüzünden olmadığına inanmıştın?" dediğinde başını eğdi.

"Özür dilerim, ona olanları duyunca gözüm döndü." dedi. "Kavganız bittiyse onu nasıl kurtaracağınızı tartışın." diyerek aramızdan çekildi ve Atlas'ın odasına gitti. Hepimiz eski yerlerimize oturduğumuzda kararlı bir sesle konuştum.

"Yapacağımız şey çok basit, gireceğiz dalacağız ve alacağız." dediğimde Rüzgâr ve Mi Young gözlerini devirdi. "Aferin sonra da gebertsinler sizi. Çok kalabalık orası. İlk adımınızda ölürsünüz." dedi Mi Young. "Benim aklımda bir şey var, eğer siz de olur derseniz tabii." dedi ve anlattı aklındakini.

Tek derdimiz Ghost mu Erkin Koray mı dinleyeceğimiz olmuştu artık.

Devam Edecek...
————————————————————-
Dipnot: Bu bölüme 4 oy gelmedikçe yeni bölüm gelmeyecektir. Üzgünüm hiç istemiyorum ama yapmak zorunda bıraktınız. O kadar kişi okuyorsunuz zahmet edip o küçük şeyi doldurmayı çok görüyorsunuz. Bu kadar basit bir şeyi yapmamanız nedir merak ediyorum açıkçası. Yorum değil oy istiyorum ya sizden. Sadece bir saniyenizi bile almayacak bir eylem istiyorum. Şimdi bu ne yaşıyor anasını diyor olabilirsiniz fakat bu kadar emeğin karşılığı olarak küçücük bir karşılık istiyorum sizden. İleride daha da ciddileşir çok daha yüksek sınırlar koyarım. Bu bir tehdit değil, siz anlamışsınızdır ne demek istediğimi. İlgi ve anlayışınız için teşekkür ediyorum.
R.F.

𝙍𝙤𝙘𝙠 𝙉 𝙇𝙞𝙩𝙚𝙧𝙖𝙩𝙪𝙧𝙚 Where stories live. Discover now