- X -

23 4 22
                                    

Atlas'tan;

Öylece ona bakarken gülerek yanağımdan öptü. "Hayatım buraya dön." dedi aklımı başımdan alan sesiyle. Muhteşemdi sözleriyle, bakışlarıyla, korumasıyla, dokunuşuyla, her şeyiyle muhteşem ötesiydi.

"Sana bitiyorum Sena." dedim aklım başımdan gitmiş bir halde. "Öyle bir şey yapamazsın kendine gel." dedi gülümseyerek. Gülümsemesinden öpüp tekrar sahneye çıktım.

Bana hayran hayran bakarken hızla şarkıya girdim ona göz kırpıp. Ona erimemek elde değildi.

• • •

Beş kişi yolda yürürken Sena kolunu belime sarmış, ben de kolumu omzuna atmıştım yaktığım sigaramı içerken.

"İçme şu zıkkımı içme." diye kızdı Mert ona gelen dumanı eliyle dağıtarak. Sırıttım ve çektiğim nefesi ona üfledim. Sinirle vurduğunda güldüm.

"Sena'nın Atlas'ına nasıl vurursun sen?" dedi Kemal sahte bir korkuyla. Sena da "Evet nasıl vurursun benim Atlas'ıma?" diye sorduğunda Mert sırıttı.

"İşte böyle." diyerek tekrar vurdu aynı yere.
"Yapmasana sersem herif." dedi ona Sena eline vurarak. Karşımda gördüğüm kişiyle Sena'yı hemen arkama aldım.

"Ne olursa olsun arkamda duracaksın itiraz istemiyorum." dedim ifadesiz bir şekilde.

"Vay vay demek Sena yengemizin adı." dedi Bora o sinir eden sesiyle. Ona tahammül edemiyordum hiçbir zaman. "Hayırdır bana yaptığının karşılığını almış gibi görünüyorsun." dediğinde Mert hızla karşılık verdi ona.

"Bu sefer de ben tamamlayayım mı onun yarım bıraktığını? Ne dersin?" dediğinde ona elimi kaldırdım. "Buna karışmayın, onunla benim aramda. Sizi de dahil etmek istemiyorum." dedim ve bitmek üzere olan sigaradan son bir nefes çekerek Bora'ya baktım.

"İçince kendini havalı mı sanıyorsun bebek Atlas? Hadi ağla canın yandı diye şimdi. Gözlerin de doldu zaten." dediğinde arkamı dönüp Sena'nın alnından öptüm. "Şimdi olacaklar için çok üzgünüm güzelim." dedim ve cevabını beklemeden Bora'ya doğru koşup zıplayarak sertçe vurdum.

"O sikik çeneni kapalı tut eğer yaşamayı seviyorsan! Sen hiç çaresiz kaldın mı ha? Ölmekten başka yol bulamayacak kadar çaresiz ve ölmekten çok korktuğun için sigara içmeye başladın mı sen!"
"Kes lan! Ne derdin var ki senin? Popülersin, derslerin iyi, herkesin gözü sende, daha ne istiyorsun orospu çocuğu ha?"

İşte onu demeyecekti, buraya kadar boş verip umursamaz davranmıştım ama anneme biri laf söylediğinde her şey biterdi. Üzerinden kalkıp onu da kaldırdım ve tüm gücümle ona vurdum.

"Eğer bir daha sevdiklerimle ilgili en ufak bir şey dersen seni gözümü kırpmadan gebertirim. Bu sana son uyarım. Ne Sena ile dalga geçeceksin ne de benimle uğraşacaksın. Sadece şu siktiğimin hayatına düzgün devam et!"

Mustafa yanıma gelip koluma girdi ve beni ondan uzaklaştırdı. Sinirden hızlı hızlı nefesler alıyor, titreyen ellerimi sıkarak titremeyi durdurmaya çalışıyordum. Diğerleriyle vedalaşıp Sena ile ayrılacağımız yere kadar sessizce yürüdük.

Bana sarıldığında ben de ona sarıldım güçsüzce. Geri çekilerek "Özür dilerim, beni öyle görmeni istemezdim-"

Cümlemi tamamlamama izin vermeyerek dudaklarımın üzerine kapattı onunkileri. Yavaşça karşılık verdim ve bir elimi yanağına koydum. Dilim dilini bulup okşadı. Nefes nefese geri çekildiğinde başımı omzuna bıraktım.

"Özür dileme, o hallerin çok hoşuma gidiyor. Korkutan sakinliğine bayılıyorum." dedi boynumdan öperek.

Gülümseyerek "Sen yeter ki iste, ben hep öyle davranırım." dedim. Saçlarını okşayıp ondan uzaklaştım. "Daha fazla üşüme, yarın görüşürüz." dedim.

O da gülümseyip el salladı. "Hoşça kalın genç beyefendi."
Güldüm. "Hoşça kalın genç hanımefendi." dedim ve ona kalp yapıp yürümeye başladım. Eritiyordu beni ve bu çok hoşuna gidiyordu.

• • •

Sabah Mert ile yürürken koluma girip başını omzuma yasladı. "Hayırdır bu ne hal? Sanki sevgilimsin." dedim ona bakarken. Güldü ve "Sadece düşünürken başımı sana yaslamak güzel oluyor." dedi.

"Ne düşünüyorsun?"
"Öğrendiğindeki tepkisini. Bir şey demez, anlayacağına eminim. Kemal aptalı konuşup durmasa rahat olacak iş ama durmuyor ki. Mustafa da onun aklına uyuyor."
"Uygun bir zamanda söyleriz ben de rahatsız hissediyorum artık."

Okuldan içeri girerken her zamanki gibi bana bakarak fısıldaşmaya başladılar. Mert anlamaya çalışırken bir hoca gelip bizi durdurdu.

"Atlas sen misin?" diye sorduğunda başımı salladım.
"İyi, benimle geliyorsun." dedi kendini beğenmiş bir edayla. Mert "Neden hocam bir şey mi yaptı bilmeden? Bir saygısızlığı mı oldu?" diye sorduğunda hoca güldü.

"Onun var olması bile bir sorun." dedi hoca.
"Hocam kırıcısınız, o okuluna gelip giden kendi halinde biri. Böyle konuşmanız onu üzüyor."
"Bunu çocuğa vurmadan önce düşünecekti, şimdi yürü peşimden Atakul." dedi hoca.

Mert'e baktım gitmeden önce. Arkasından Sena geliyordu. Gelme hayatım gelme, gitmek zorlaşıyor.

"Bir şey olmadığını söylersin eğer sorarsa." dedim Mert'e ve sabırsız bir şekilde benim peşinden gelmemi bekleyen hocaya döndüm. Mert "O iş bende rahat ol." dedi sırıtıp göz kırparak.

"Atlas? Ne oluyor? Neden bu hoca seni peşinden götürüyor?" diye sorularını sıraladı Sena da geldiğinde. Ona gülümseyip arkamı döndüm ve hocayla beraber yürümeye başladık. Her zamanki ifademle arkasından yürürken öğretmenler odasına girdik. Burada beklememi söyleyerek tekrar gittiğinde arkadan sırıtarak Bora geldi.

"Seni mahvedeceğim."

Devam Edecek...
————————————————————-
R. F.

𝙍𝙤𝙘𝙠 𝙉 𝙇𝙞𝙩𝙚𝙧𝙖𝙩𝙪𝙧𝙚 Where stories live. Discover now