Bölüm otuz dokuz: Theo'suz Bir Gün

108 19 34
                                    

Arkadaşlar bu Theo nerede 🤔 bilenler yazsın yoruma Liam aklını kaçırıp tekrar Eichen'a gönderilebilir..

Ağzınıza sıçıp sizinle dalga geçmeye bayılıyorum ☝️

Oy verip yorum yapmayı unutmayın,

İyi okumalar!

-

Okula döndüğümün farkına vardıran ilk kişi ve ilk etken Koç oldu. Kim onun azarlayan ve küçük düşürüp sinirlendirerek gaza getirmeye çalışan sesini duymayı özleyeceğimi bilebilirdi ki? Yine de beni rahat bırakmasını istiyordum.

"Sence toparlayabilecek misin?"

Nolan'ın sorusuyla ona döndüm. Omzumu silktim ve elimdeki Lacrosse sopasını göstererek, "Bu işte iyiyim. Toparlamama gerek bile yok." dedim kendimde özgüven patlaması hissederken.

Fakat Nolan tek kaşını kaldırıp sorgulayarak baktığında özgüvenim geri çekildi ve bıkkınlıkla, "Lacrosse'u kast etmiyorsun değil mi?" diye sordum.

"Kesinlikle." dedi ve dolabının kapısını kapattı. "Derslerinden bahsediyorum. Nasıl toparlayacaksın? Bu yıl sınavımız var ve sen Eichen Evi'nde olması gerekenden fazla tatil yaptın."

"Bilmiyorum." Sıkıntıya düşürüldüğüm için nefesimi dışarıya seslice verdim ve Nolan'ın bu konuyu devam ettirmemesi gerektiğini anlamasını diledim.

Neyse ki sınırının dışına çıkmadı ve yanımdan geçerken omzumu patpatlayıp, "Sıyrılacağımıza eminim." dedi ve gitti.

Dediği ne kadar işe yarardı bilmiyordum. Kendimi derslere tamamen adayamayacağımdan adım gibi emindim. Kafamın içi Theo'nun yok oluşundan başka hiçbir şey almıyordu. Şerif'in yanından ayrılıp okula geldiğimden beri arkadaşlarıma yansıtmadım. Sanki bu bir sorun değilmiş gibi davrandım ama benim için en büyük sorun Theo'nun yanımda olmamasıydı.

Dönmesini istiyordum. Dolabımın rafına koyduğum telefonumu aldım ve bu kez cevap alma umuduyla tekrar yazdım Theo'ya.

Theo

Hey

Eğer bana kırgın veya öfkeliysen gelip benimle kavga etmene izin verebilirim

Sadece şunu yapma

Yazdıklarımdan sonra içimdeki rahatsız edici kocaman sıkıntı ile telefonumu tekrar dolabıma koydum ve soyunma odasında kalan tek kişi ben olduğum için koçun birazdan beni aramaya koyulacağının bilincinde olarak çıkmaya hazırlandım. Belki sahada Theo'yu aklımdan biraz uzaklaştırabilirdim. Böylesi sadece acı vermeye başlamıştı.

Soyunma odasından çıkıp antrenman için sahaya koştum. İki elimle önümde tuttuğum Lacrosse sopasını tek elime alıp yanımda tuttum diğerlerinin yanına ulaştığım zaman.

Koç benden önce konuşmasını yapmaya başlamıştı bile fakat benim yetiştiğim yer tam olarak bana imayla söylenmişti.

"Dün akşamki maçta misafir takıma yenilmediğiniz için her birinizi gönülden kutlarım çocuklar."

O maçta bulunmama nedenimi bilseydi eğer, şu an önümde takımdakileri tebrik etmek yerine akıl sağlığımın hâlâ benim kontrolüm düzeyinde olup olmadığını kontrol ederdi muhtemelen. Koçu suçlayamazdım, bu durumda yapılacak en iyi şey gaza gelmem ve sahada iyi bir performans sağlamam olacaktı.

You Should Know I'll Be There For You | ThiamWhere stories live. Discover now