Bölüm yirmi yedi: Tekrar Bir Aradayız

259 30 113
                                    

Başlığı görünce hemen mutlu olmayın. Sonuçta I'm such a loose cannon.

Umarım deyimi anlamışsınızdır. Neyse!

Bugün hem spastik veledistan Dylan'ın, hem de böceğim olma ünvanını sonuna kadar hak etmiş Pınar bebeğimin doğum günü.

İkisi de iyi ki doğmuş, iyi ki hayatımda tanıma şansım oldu. İkisini de deli gibi seviyorum ve bölümü onlara ithaf ediyorum 💜

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen,

İyi okumalar!

-

Liam'dan;

Kafamın içi sızlıyordu ve bunun sebebi sabaha kadar doğru dürüst uyuyamamış olmamdı. Düşüncelerim bir parazit gibi beynimi yiyip bitiriyordu. Susmak bilmeyen sesler beni rahatsız ederken, uykunun yeri bende yoktu.

Sabaha karşı çok az uyumuştum. Belki sadece iki dakika sürmüştü, bilmiyordum. Zamanı takip etmeyi bırakalı çok oluyordu.

Şimdi yatağımdaydım ve ihtiyaçlarımı karşılayacak o enerji saatler önce sömürülmüştü. Sadece duruyordum. Beklediğim bir şey veya biri yoktu bile.

Ama kapım çalındı. Gözlerim benden izinsiz o tarafa dönerken kapı yavaşça açıldı ve birden bire kalbimin hızlı atmasını ve büyük bir öfkenin bedenimi ele geçirmesini sağlayacak kişi kendini gösterdi. Theo kapıyı tamamen açıp içeri adımladı ve geri örttü.

Elbette gelecekti. Ama beklemediğim bir anda gözüme gözükmesi hiç iyi olmamıştı çünkü onu öldüresiye yumruklayabilirdim. Ve belki buradaki ilk cinayetimi de işlemiş olurdum.

Theo'nun benim duygularıma tezat mutlu gelmesi daha çok kızıştırmıştı her şeyi. Ve o, birazdan yırtacağım ağzını araladı.

"Hey." dedi sevinç içinde nefesini verirken. Yanıma adımladı, ondan sadece öfke ile bakan gözlerimi ayırmadan yatağıma oturdu ve ardından hissettiklerimin kemosinyalini almış ve kalp atışlarımı duymuş olmalıydı ki bildiğini belirtircesine kafasını salladı. "Kızgınsın çünkü haber vermeden gittim ama birazdan duyacakların ilgini çekecek."

"Birazdan olacak şeyi söyleyeyim mi sana?" Başımı çok az ona yaklaştırıp sesimi kısarak, "Öleceksin." dedim adeta tehdit kusarcasına.

O etkilenmedi. Dediği tek şey, "Önce bir şans tanı." oldu.

Daha fazla sessiz kalmak istemedim ve ona bağırdım. "Kapa çeneni Theo!" Şaşkınca kafasını geri çekti ve kaşları çatıldı. "Ne olduğunu bilmiyorsun. Neler yaptıklarını bilmiyorsun ve bana burada aptal umutlar vermeyi sakın deneme. Çünkü artık olmayacak. Hiçbir zaman olmayacaktı zaten ama şimdi hiç şansım kalmadı."

Kızıyordum. Ve onu kırmak istiyordum. Bununla elime ne geçecekti bilmiyordum ama başımı ağrıtan her bir düşünceyi kelimesi kelimesine onun yüzüne vurmak biraz olsun iyi hissettirecekti. Bundan emin olduğum için geri adım atmaya çalışmıyordum.

Theo birinin sakin kalması gerektiğini düşündüğü için benim aksime sesini yükseltmeden konuştu. "Dışarıda ne olduğunu bilmiyorsun Liam."

Beni yumuşatacağını ve susturacağını sanıyordu. Bardaktan taşan damlalar gibi ben de taşmaya başladım ve aniden onu yataktan ittim, yere düşürdüm.

You Should Know I'll Be There For You | ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin