Bölüm otuz üç: Farklı Geçen Dolunay

162 23 107
                                    

Selam

Medyadaki çiçeği birazdan neden koyduğumu anlarsınız.

Bir önceki bölüm epey az okunma almış, kesinlikle kontrol edin okuyup okumadığınızı.

Bu arada buradan da duyurayım;
Artık bölümler her cumartesi günü gelecek. Yani cumartesileri burada olun, bölümleri kaçırmayın.

Oy ve yorum atmayı unutmayın,

İyi okumalar!

-

Arabamla veterinerin önünden geçmek üzereyken durdum. Başka bir yola gidecektim ama Deaton'dan öğrenmem gereken bazı bilgiler vardı. Akşam olmak üzereydi ve bu yüzden hiç vakit kaybı yaşatmadan arabadan indim, hayvan kliniğine doğru yürüdüm hızlı adımlar atarak.

Kapıya ulaşmamla elimi kaldırıp kapıyı tıklattım birkaç kez. Kapıda "Kapalı" yazısı asılıydı ama biliyordum ki burası her zaman kapalı olmuyordu. Ve bugün de onlardan biriydi; Deaton iki dakikanın sonunda bana kapıyı sonuna kadar açtı. Neden geldiğimi sormayıp bizi kapıda tutmadı ve beni içeri geçirdi kenara çekilerek.

İçeri geçtiğimde, "Ben de sizden birine ulaşmak üzereydim." dedi ve arkamdan kapıyı kapatıp yanıma geldi.

"Şu şeyin ne olduğu konusunda meraklıyım." Tek bir ışığı yanan arka tarafta kalan bölüme geçiş yaptığımızda söyledim ve bir masanın üstünde duran, geçen gün aldığımız iğneyi, içi dolu küçük bir tüpü ve rengi beyaz ile birleşmiş ufak çiçekleri olan bir bitki gördüm.

Deaton masanın önüne doğru yürüdü ve ben de onu takip ederken açıkladı. "Özel ve nadir malzemelerle hazırlanmış bir kurtbağan. Ama böyle bir tür yok, bu tamamen değiştirilmiş."

Aklımdaki benzerliği sordum. "Tıpkı Dehşet Doktorlarının yaptığı gibi mi?"

"Tıpkısı değil, kurtboğanın geçmiş olduğu işlemler tamamen farklı." Deaton gözlerini masanın üzerinden ayırmadan konuştu ve benim de oraya yönlenmemi sağladı.

Tek dikkatimi çeken çiçek oldu. "Peki ya o ne?" diye işaret edip sordum.

"Baldıran otu olarak geçen ve birden fazla isme sahip, hikayesi ve zehriyle ünlenmiş bir bitki türü." İlgim tamamen buna kayarken o anlatmaya başladı. "Baldıran otu ciddi sağlık sorunlarına, hatta ölüme neden olabilen oldukça toxic bir bitki." Çiçeği eline alıp havaya kaldırdı ve ortamızda tuttu. "Bir parçasını bile kullandığın andan itibaren sinir sistemine işliyor ve saldırı başlatıyor. Tabiri caizse, hareket yeteneğinin senden alındığını hissedersin ve beynin başından aktif konumdayken vücudun ağır ve uykuda gibi olur."

Bu kadar zararlı bir bitkinin kurtboğan ile karıştırılmasına rağmen Liam'ı sadece bir süreliğine etkilemesi tuhaftı. En son gördüğümde sağlığı yerindeydi. Deaton'a sormaya karar verecekken, o zaten cevabımı vermek için sormamı beklemeden konuştu.

"Tabii sadece bu bitkiyle kaldığını sanmıyorum." dedi ve çiçeği indirdi aramızdan, masaya bıraktı. "Liam bir doğaüstü. Ve dolunaya yakın bir zamanda verilmiş ona. Muhtemelen bedeni hiç olmadığı kadar savunma mekanizmasını çalıştırmış."

O an aklımda sadece şu soru oluştu ve ağzımdan çıktı; "İçinde başka neler var?" Bunu kesinlikle öğrenmem gerekiyordu. Daha fazla eksik bilgiyle başa çıkamazdım.

"Özellikle baş dönmesine, kusmaya ve döküntüye neden olan İnci Çiçeği, içerdiği alkaloidler nedeniyle kasılma ve felç boyutuna ulaştıran Yaygın Porsuk ve Cestrum olarak anılan, halüsinasyonlara sebep verip sinir duygusunu tetikleyen bitkiler olabilir."

You Should Know I'll Be There For You | ThiamDove le storie prendono vita. Scoprilo ora