✧41✧

23K 1.9K 508
                                    

Artık döndüm, düğün falan hepsi bitti, çok zor bir süreçmiş harbiden (ablam evlendi ve başka şehre taşındı)

Bana biraz teselli verin ya😭😭

Buraya da hiç giremedim yoğunluktan, özür diliyorum ama artık döndüm hhehehe <33

Çerzlik bir bölüm, yanlışlar olabilir üzgünüm💖

"İş çıkışı markete gidebilir miyiz acaba?" Diye sordum ve yemeğimden bir çatal alıp ağzıma attım. Atakan içeceğini yudumlarken göz kırptı hayırdır anlamında.

"Yarın Eren'in toplantısı varmış, gruba yazmışlar az önce. Toplantı sırasında çocukların atıştırabileceği bir şeyler yapalım demiş anneler. Ben de tatlı bir şey yaparım dedim ama evde hiç çikolata yok resmen." Kaşlarım kalktı istemsizce, "Tatlı krizinde mi tutmuyor?"

Atakan yarım ağız sırıtırken peçetesiyle zaten temiz olan ağzını sildi. Şuan yemekhanede karşılıklı yemek yiyorduk, ilk defa başbaşa kalmıştık.

"Tatlı krizi sağlıklı atıştırmalıklarla da gayet önlenebilir." Yüzümü buruşturdum, anında kaşları çatıldı, "Yapma öyle yüzünü." Ben de çattım kaşlarımı aynı şekilde.

"Sana mı soracağım?" Omuz silkti.

"Sonra ısırırsam ağlama." Önce duraksadım ardından güldüm hemen.

"Sen ısırırsan ben kopartırım ona göre." Kaşları havalandı ve dudağını büzdü bak sen gibisinden.

"Tehdit mi ediliyorum şuan?" Kollarını masaya yaslayınca tişörtünün açıkta bıraktığı kolları gerildi, nefis bir manzara sundu karşımda.

Boğazımı temizleyerek vişne suyumu elime aldım. Hafiften sırıtıyordum, "Ne anladıysan."

Gülümsemesini saklamak amacıyla dilini dişlerinin üzerinde gezdirdi. Dişlerini sıkıyordu. Bu hali çok tatlı geldi gözüme. Bir yudum aldım vişne suyumdan.

"Dudakların kıpkırmızı olmuş." İstemsizce yaladım dudaklarımı, vişne suyu pembeleştirmiş olmalıydı, "Gel beni öp diyor." Utangaç bir şekilde güldüm ve peçetemle sildim ağzımı.

"Böyle konuşmaya devam edersen yüzüm de aynı renk olacak." Gözlerini kısarak bakmaya başladı.

"Bu tarz konuşmalarda utanman, sevişmeye gelince arsız biri olman," Kafasını ağır ağır iki yana salladı. Gözlerim şokla açılırken dudaklarım aralandı, "Bu hallerine bayılıyorum." Gözlerimi kaçırdım ondan ve gülmemek için dudaklarımı dişledim. Heyecan ve utanç duygusuyla kafamı masaya koymak istedim şuan.

"Öyle değilim." Mırıldanmama güldü kısaca.

"Neyse, kalk hadi kahve içmeye gidelim." Anında kaldırdım başımı gülümseyerek. O ise bıyık altından heyecanlı tepkime sırıtırken ayaklandı.

"Dışarıda mı içeceğiz?"

"Hı-hı." Ben de hemen ayağa kalktım.

Önden yürümeye başladım, o da arkamdan yanıma yanaştı ve beraber şirketin kapısına yürüdük. Bugün hava baya sıcaktı, kapıdan çıkarken güneş gözlerimi kamaştırmıştı. Atakan'a baktığımda güneş gözlüğünü takmıştı bile.

"Hazırlıklısın." Dedim gülerek. Çapkın bir sırıtışla karşılık verdi.

"Her zaman." Kaldırımda yürümeye başladık, "Sen takmak ister misin?" Kafamı iki yana salladım.

"Hayır teşekkür ederim, ben güneş gözlüğü takmayı sevmiyorum, hem sana çok yakışmış." İltifatım karşısında gülümsedi ve elini belime atıp beni kendisine çekti. Bir anlığına gerilsem de umursamadım.

Yönetici Kalp- BxBWhere stories live. Discover now