yirmi üç

3.3K 154 13
                                    

birkaçgünsonra / holding
Alexander'dan
Konuşmalar İngilizce'dir

"Normalde ihaleden önce mülk sahibiyle bir araya gelmeyi uygun bulmazdın." diyen Pablo'ya hitaben başımı aşağı yukarı sallarken karşımızda oturan Adam Comfort'a bakmayı sürdürdüm. "Bu defa ne değişti?" diye sordu, sessizce. Hemen yanımdaydı.

"Bay Comfort görüşmek istediğini söyledi."

"Sen de 'etik değil' demedin?" bu ona şaşırtıcı geldiği için sorgulamaya devam etmişti, "Üstelik Teksas'ta zaten daha geçen sene fabrika yaptırdın. Yeni bir araziye ihtiyacın yok." dedi.

Bay Comfort kaleminin kapağını açıp kendine uymayan maddelerin altını çizerken "Evet, yok." dedim, Pablo'ya. "Amacım imza atmakta değil."

"Onu buraya anlaşmak için çağırmadın mı?"

Başımı olumsuz anlamda sallayadığım esnada Bay Comfort'ın sözleşmeyi elinde salladığını görünce arkama yaslandım. Gözlüklerini iyice takarak doğru okuyup okumadığını kontrol ediyordu. Andrey ters giden bir şeyler olduğunu fark ettiği gibi karşı tarafa geçip yardımcı olmaya başladı.

"Anlaşmak için değil," dedim, kendi kendime, "Birisini huzursuz etmek için çağırdım."

"Kimi?" diye sorunca yüzüne baktım boş boş.

"Kimi olabilir Pablo?"

Biraz düşündükten sonra "Benedict." dedi.

"Evet." diyerek önüme döndüm, "Bazı konularda ileri gittiğini düşünüyorum. O nasıl benim alanıma girerken kuşku duymuyorsa ben de bundan sonra onu rahatsız ederken kuşku duymayacağım."

"Senin alanına nasıl girdi?"

Bay Comfort gürültülü bir şekilde kağıdı masaya koyup ayağa kalktığında bizde ayağa kalktık. Vedalaşmak için elimi uzattığımda elini uzattı. Tokalaştığımız esnada "Prensipte anlaştık." dedi.

Şaşkınlıkla "Pardon?" dediğimde gülerek elini çekti ve Pablo'yla da el sıkıştı. "Bay Diamond'la görüşmeme aracılık ettiğin için sağ ol genç adam." dedi, ona. Pablo alt tarafı holdingin girişindeki danışmanlıktan geçirmişti onu, o kadar. Buna rağmen büyük bir minnetle Pablo'ya bakıp birkaç kez daha elini sıktı.

"Muhtemelen ihalede daha büyük yüksek meblağlar teklif edilecek." diye araya girdiğimde elini çekmiş ve bana bakmıştı. "Para odaklı bir satış istemiyorum. Araziyi sattığım kişinin orayı iyi değerlendirmesi benim için yeterli." dedi.

Az önce okuduğu sözleşmeyi hatırlarmak ister gibi "Jelibon fabrikası açacağız." dediğimde gülerek başını salladı.

"Senin için hep 'en iyisini düşünür' demişlerdi."

Tam olarak şu an ne yaşandığını algılayamadığım için duraksadığım sırada Pablo omzuma birkaç  kere vurdu. "Benim arkadaşım hep böyledir." dedi, "Fazlasıyla alçakgönüllü. Afrika'daki çocuklar için jelibon fabrikası açma fikrini ilk duyduğumda," o cümlesini bitirmeden kaşlarımı çatarak suratına baktım. Kalbini tutup "O kadar duygulandım ki Bay Comfort." dedi, "Anlatamam. Alexander benim gurur kaynağım."

Birkaç övünç cümlesi daha eklediği esnada Bay Comfort "Gerçekten de öyle." diyerek bana gururla bakmıştı.

"Ne Afrika'sı?" dedim, sessizce, Pablo'ya.

Omzuma birkaç kez daha vururken "Anlatacağım." dedi, "Sadece gitmesini bekliyorum."

Bay Comfort kapıyı göstererek "Gençler, bu gece güzel bir kadınla akşam yemeğine gidecektim. Müsadeniz olursa ben artık gideyim." dediğinde az önce yaşanan şeyi kısa sürede öğreneceğimi fark eder etmez başımı sallayıp "Buyrun." dedim ve onunla birlikte toplantı odasından çıktık. Pablo hemen arkamızdan geliyordu. Asansörün oraya geldiğimiz sırada düğmeye bastım. Geçen iki üç dakikada biraz daha övülsem de gelen asansörle bu durum nihayet son bulmuştu. Bay Comfort asansöre bindiğinde kapıların kapanmasıyla Pablo'ya döndüm.

bir küçük dizi meselesi | textingWhere stories live. Discover now