yirmi

6.5K 279 21
                                    

Üç gün sonra / Alışveriş Merkezi

Bade üstüne giyindiği elbiseyi aynanın karşısında düzeltirken en yakın arkadaşından duyduğu memnuniyetsiz homurtularla ona döndü. Ellerini beline yerleştirip "Bence çok güzel oldu, tamam mı?" dedi, onay beklemeye ihtiyacı olmadığını göstermeye çalışsa da başarılı olamamıştı, Eda yani arkadaşı moralini bozmuştu bile.

Bade oradan ayrılıp kabinin yolunu tutarken Diego'nun yanına çektiğim sandalyeye iyice yaslandım ve olup biteni izlemeyi sürdürdüm.

Kabinin orada önüne Deha çıkmıştı. Bir omzu kabinin duvarına yaslıydı ve Bade'yi rol gereği alıcı gözle süzüyordu. Üstündeki elbisedeki küçük ayıyı işaret ederek "Tatlıymış." dedi, daha ikinci sahnelerinde, Linda'yla hâlâ birlikteliği varken.

Üstelik o elbiseyi birkaç gün önce bir sahnede Linda giyindiğinde ona "Çocuk musun?" diye sorarken hiç bu kadar yapıcı değildi.

Stresle bacağımı salladığım sırada Diego'nun bana baktığını hissedince ona dönerek yutkundum. "Linda hamile." dedim, kısık sesle. "Anlıyorum." dedi, fısıltıyla, anlaşılmanın verdiği duygusallıkla gözlerim dolduğunda "Delirmişsin." diye ekledi.

Bu kelime bir süre kafamda döngüye girdi. En sonunda dayanamadım, öfkelenerek sandalyemi geri ittirip ayağı kalktım. Biraz daha Bade ve Deha'yı izleyebileceğimi düşünmüyordum. Etrafta göz gezdirdiğimda Can'ın kasadaki kasiyerle konuştuğunu görünce oraya doğru yürüdüm.

Nasıl olsa sahne dışıydı.

Yanına vardığım gibi bana baktı, "Bir sorun mu var?" kısa sürede yüz ifademden psikolojimi çözmüştü. Burukça başımı aşağı yukarı salladım. "Anlat bana." ellerini yanaklarıma sararak, "Kim sıktı canını?" diye sordu.

"Diego." dedim, şikayet edercesine.

"Ne yaptı?"

Çevreyi kontrol ettim, herkesin bizden uzak olduğunu görünce Can'a doğru bir adım attım ve sır veriyormuşcasına kulağına yaklaştım. "Linda hamile." dedim, kendimin bile zor duyabileceği bir sesle. Son üç gündür boğazıma öyle bir yumru oturmuştu ki sürekli ağlayasım vardı. Geri çekilip Can'ın suratına baktığımda "Ha," diye bir nida çıkardığını gördüm. "Ha," dedi, yüksek bir tonla. Kabinin oraya kısa bir bakış atarken "Piç kurusu." diye fısıldamıştı, Deha için.

"Bade, Deha'yla tanışalı daha yirmi dört saat olmadı ama Deha onun için Linda'yı görmezden gelecek. Biliyor musun bu bölümün sonunda sırf Bade onu tersledi diye sinirlenip gidiyor ve tekrar Linda'yla yatıyor. Linda ona hamile olduğunu söyleyince de..." içime titrek bir nefes alırken ellerimi karnıma koydum, "Bizi ortada bırakacak." dedim, suratımı buruşturarak.

"Siz kimsiniz?" diye sordu, anlamasına rağmen.

"Linda ve bebeğinden bahsediyorum."

"Bence," kafasında durumu değerlendiriyordu, "Linda bebeği aldırır. Sonuçta hayatını Deha onu sevsin diye kendini göstermeye adıyacak kadar aptal değildir." dedi. Biraz üstüme alınmam için söyledi gibi hissettim ama umursamadım pek.

"Hı," Linda'yı düşünürken Deha'ların olduğu tarafa kaçamak bir bakış attım, "Yani diyorsun ki Linda güçlenir. Bunu bu kadar takmamalıyım?"

"Şu son üç günde gördüklerimden anladığım bir şey varsa o da Diego'nun Linda'ya hayran olduğu. Çok umursama, harcamaz seni."

"Linda bebeği doğurup hayatını rezil etmez, değil mi?" diye konuştuğumda Can kafasını olumlu anlamda salladı. "Diego'ya güven." dedi. Biz konuşurken kabinin orada bir hareketlilik olduğunda oraya baktım. Buraya geliyorlardı. Çatık kaşlarla sebebini çözmeye çalıştığım esnada sahne aklıma geldi. Kasada Deha Bade'nin aldığı şeyleri zorla ödeyecekti.

bir küçük dizi meselesi | textingWhere stories live. Discover now