on beş

7.3K 347 47
                                    

Deha'dan  / Karavan

"O kızda bir şey var."

"Paranoyaklaşma." diyip saçmalama ihtilmalini kestirip atarken önümdeki kağıdı çevirdim ve bir sonraki sayfayı okumaya başladım. Pamir'in asla susmaya niyeti yoktu. Oturduğu yerden komplo teorileri kurmaya devam ediyordu. "Bence," diye başladığında derin bir nefes aldım. Ona göre Güneş beni bitirmesi için sete gönderilen bir rus ajanı olmalıydı. Ortadan kaldırılmalıydı.

"Güneş'i kovdurabiliriz."

Kafamı hızla kaldırıp "Saçmalama." dedim.

Hakikaten ortadan kaldırmayı düşünüyormuş.

Oturduğu yerde dikleşip kollarını aramızdaki masaya koydu. "Bak, Deha." diye açıklama pozisyonu aldığında kafamı olumsuz anlamda sağa sola salladım. "Beni bir dinle. Bak bu kızın seninle bir sorunu var."

Önümdeki senaryo dosyasını kapayıp ileriye doğru attım. Ona daha yakın yerde durduğunda, Pamir okumayı bıraktığım ve ona odaklandığım için ciddiye alınmanın verdiği mutlulukla, merakla bana baktı. "Bu saçmalığı biraz daha sürdürürsen aramız bozulur." dedim. Beklediğini bulamayınca suratını buruştu. "Sakın Güneş'e bulaşma."

Arkasına yaslanırken iş tanımını hatırlatma gereği duymuş olacak ki, "Benim görevim pürüzleri ortadan kaldırmak." dedi. "Ya Güneş yarın öbürgün set bittiğinde yapacağı ilk röportajda seni 'Sorunlu' diye anlatırsa? Dublör kullanmak istediğin öğrenilirse bitersin."

"Niye bitiyormuşum?"

Karavanın pencerelerinden dışarıyı kontrol etti. Herkesin bize yeterince uzaklıkta olduğunu görse de kısık bir sesle, stresten parmaklarını masaya vurarak konuştu, "Gey olduğun düşünülür!"

Şu malûm konuya tekrar geldiğimizi fark edince oturduğum yerden kalktım ve karavanın kapısına ilerledim. Burada bana ayrılan sürenin sonuna gelmiştik. "Türkiye buna ne der hiç düşündün mü?" diye sorduğunda kaşlarım çatıldı, "Biteriz, Deha. Sonumuzu getirecek o kız."

"Eşcinsel değilim." kapının kolunu diğer elimle tutarak Pamir'e döndüm, "Bunu sen de çok iyi biliyorsun."

"Bilmiyorum." dedi, aniden. "Ne?" der gibi suratına baktım. "Bana hiç öyle gözlerini dikme Deha. Ben senin cinsel yönelimini bilmiyorum. O toplantı masasına oturduğumuz ana kadar gey olduğun aklımdan geçiyordu. Hatta beni toplantı odasından çıkardığında, 'aha' dedim, 'projeden çekiliyoruz'. Sonra bir baktım soyunma odasında Güneş'le öpüşmüşsün."

"Peki sevgili arkadaşım," sinirden dudaklarımı yaladım, "Güneş'le öpüştüğümü görünce de mi ikna olmadın?"

İç çekti, "Bence sen de gey olduğunun duyulmasından korkuyorsun. Ondan öpüşmeyi kabul ettin." dedi.

Kafasında yazdığı senaryonun her satırı beni dehşete düşürdüğü için ne diyeceğimi seçemiyordum. Pamir ayağa kalkıp yanıma doğru geldi ve elini omzuma koydu. "Ya Güneş'te olayın farkındaysa? Ya ilk röportajında zor durumda kaldığın için onu öptüğünü anlatırsa?"

"Skandal olur." diye yanıtladım.

Heyecanla "Evet, işte bu! Çözüyorsun olayı." dedi. Gözleri parlıyordu. "Güneş'e sahnede mobbing yap. Defolsun gitsin setten." dediğinde önüme dönüp kapıya başımı vurdum. "Senin iyiliğin için dostum." gaza getirmek için birkaç kez omzuma vurduğunda tek takıldığım aramıza mesafe koymak için dostum dediğiydi.

Gerçekten eşcinsel olduğumu düşünüyordu.

"Mobbingi nasıl yapacağım tam olarak?" diye bir soru yönelttiğimde sanki bunu düşünmüşcesine homurtular çıkardı. "Hı, ha, o mesele." gibisinden, kendisiyle gurur duyuyorcasına.

bir küçük dizi meselesi | textingOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz