"Ben de çocuğa bir şey oldu sandım. Öyle bağırınca."
"Yok, keyif çığlığı atıyordu."

Yatakta doğrulup Burak'ı tuttum aynı zamanda düşmesin diye.

"Sen işe gitmeyecek misin oğlum?"
"Yok. Çok özlemişim sizi yanınızda kalayım dedim."

Sesimden bile yalan söylediğim fazlasıyla belli olduğu için Emin arkamdan koluma vurmuştu hafifçe.

"Şey, kahvaltı hazırlayım ister misin? Ailecek kahvaltı yapalım?"
"Yok anne uğraşma. Dışarıda yiyelim. Hazırlanın da çıkalım."
"Tamam tamam. Ben babana haber vereyim hemen."

Hızlıca odadan çıkınca ben de yataktan çıkıp dolaba gittim.

"Her zamanki yere mi gideceğiz?"
"Öyle yaparız. Başka bir yere gitmek ister misin?"
"Yoo fark etmez. Sen hazırlanıp Burak'ı da hazırla. Ben gidip mama hazırlayacağım."
"Tamam sevgilim."

Ben giyinirken o mutfağa gitti. Tamamen hazırlanıp bebeğimi kucağıma aldım ve odasına geçtim. Dolabına bakıp kıyafet seçmeye çalıştım kısa bir süre. Hangisini sevsem karar veremeyince ikisini de alıp beşiğe yan yana koydum ve Burak'ı önüne bıraktım.

"Seç bakalım miniğim."

Burak uzanıp birini çekip alınca diğerini dolaba koyup üzerini çıkardım hemen.

"Güzel tercih."

Üzerini değiştirip çantasını da hazırladım ve odaya geçtim. Annemler de hazırdı salonda bekliyorlardı.

"Küçük bey de hazırlanmış."

Annem ellerini açınca çantayı bırakıp Burak'ı kucağına verdim.

"Emin hazırlanmadı mı daha?"
"Üstünü değiştirmeye gitti. Ha şunu bıraktı çantaya koyacakmışsın."

Sehpada duran kavanozu alıp açtım. İçindeki püre olduğu için ne olduğunu anlamadığımdan yaklaşıp kokladım hafifçe.

"Ne lan bu?"

Bir kez daha kokladım ama yine anlamayınca geri çekilip kapağı kapattım. Diğerini açıp bakınca onda da omlet gördüm. Neyse ki bilindik bir şey.

"Mm menü güzel Burak."

Yanına yaklaşıp boynundan öptüm bastırarak.

"Yine şanslısın ha."

Gülerek kollarını kaldırıp bana gelmeye çalışınca belinden tutup kucağıma aldım. Annem arkasından açılan üstünü düzeltiyordu.

"Aslan şunları niye çantaya koymadın, unutup gitsek ne olacak?"

Emin söylenerek gelip hazırladıklarını çantaya koyunca yanına gidip eğilerek ona baktım.

"O ne, ne yaptın sen ilk defa görüyorum."
"Meyve püresi işte."
"Ne koydun içine?"
"Havuç var, bisküvi var, azıcık ananas var."
"Vay be. Ulan benden iyi besleniyorsun ha."
"Hadi çıkalım mı?"

Emin annemlere dönüp konuşunca ikisi de ayağa kalktı. Babamla muhatap olduğum pek söylenemez. Mümkün olsa aynı ortamda bile bulunmam ama anneme de her zaman hayır diyemiyorum. Yapacak bir şey yok o yüzden. Sadece yokmuş gibi davranıyorum o kadar.

"Yürüyerek mi gideceğiz?"
"Arabayla gidelim. Burak şimdi arabasında durmayacak kucakta taşımayla uğraşmayalım."
"Sen bilirsin."

Evden çıkıp arabaya geldik beraber. Kucağımdaki Burak'ı arkaya koltuğuna otururken annem çoktan arabaya geçmişti bile.

Geri çekildiğim an Emin önüme geçince kolundan tutup kendime çevirdim.

"Hayırdır?"
"Ne hayırdır."
"Öne otursana sen."
"Aşkım Burak durmazsa şimdi yolda uğraşacağız bir sürü."
"Emin beş dakikalık yol. Geç işte."
"Sevgilim uğraştırma beni lütfen. Burak'ın sevmediğini de biliyorsun zaten."
"Of."
"Seçkin abi sen öne oturur musun? Ben Burak'ın yanına otursam daha iyi olacak."
"Sorun değil."

Babam kabul edince Emin'e son kez bakıp belinden iterek koltuğa ittim hafifçe.

"Otur."
"A... Aa Aslan!"

Koltuğa düştükten sonra belindeki elimi itti sinirli sinirli.

"Geç şu arabaya art..."

Devamını dinlemeden kapıyı kapatınca camdan gördüğüm sinirli ifadesine bakıp güldüm.

.....

Herkes siparişini verdikten sonra Deniz bana bakınca ben de ona baktım.

"Ben özel bir şey istemiyorum. Serpme söyledik zaten."
"Tamam nasıl istersen."

Garson siparişleri alıp gidince ben de Burak'ın yemeklerini açtım ve önüne koydum hemen. Emin de aynı zamanda önlüğünü takıyordu

"Hii çok acıkmış benim miniğim."

....

Gece gece duyduğum sesle uykumdan uyanınca rahatsız bir şekilde dönüp Emin'e baktım. Gece uyanmayalı çok uzun zaman olmuştu.

"Burak uyandı."

Emin daha uyanmadan Burak deyince güldüm uyku sersemi bir şekilde.

"Ay Aslan alıp gelsene."
"Tamam."

Yataktan çıkıp Burak'ın odasına gittim önce. Miniğim bu gece fazladan ağlıyor.

"Oğlum, güzelliğim."

Tutup kucağıma aldım yavaşça. Sırtını okşayarak odadan çıkıp Emin'in yanına gittim ve Burak'ı onun yanına bıraktım.

"Oy miniğim. Bu ne göz yaşı böyle?"

Emin yüzünü silmeye başlayınca ben de odadan çıkıp mutfağa gittim ve sütünü hazırlayıp hemen geri döndüm.

Emin ayağa kalkmış Burak'ı sallayarak susturmaya çalışıyordu.

"Ver bana."

Kucağıma alıp sütünü içirmeye başladım. Ama bu gece bi ayrı huysuzdu. Ya da ben uyanmayalı Burak'ın gece hallerini unutmuştum.

"Emin Burak hep böyle miydi ya?"
"Yok. Daha huysuz bu gece."

Sona doğru esnemeye başlayınca gülümsedim ve elini tutarak yatağa oturttum.

"Sen uyu sevgilim. Ben yatırırım."
"Tamam."

.....

"Oğlum, canım benim, güzel bebeğim lütfen uyu artık lan."

Volta atmaktan başım dönünce yatağa oturdum yavaşça. Durduğum anda daha çok ağlamaya başlayınca derin bir nefes aldım.

"Burak lütfen Burak."

Emin gelip kucağına alınca biraz da o uğraştı susması için.

"Neden ağlıyor bir de onu anlasak."
"Hayatım yine diş çıkarıyordur. Demiştim sana uzunca bir süre uğraşacağız bu mevzuyla."
"Oğlum sen bu dişi niye hep gece çıkarıyorsun yavrum benim."

Emin söylediğime istemsizce gülüp kapıya doğru ilerledi.

"Nereye?"
"Odasına gideyim, salona ya da. Belki bir şeyler ilgisini çeker."
"Tamam."









Bakıcım BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin