Bö (26)

635 86 53
                                    

*Han ağzından anlatım*

H- Sen...sen az önce benim yanaklarımı çekip 'kıyamam' mı dedin?

M- Evet?

Ağlamaya devam ettim. Minho elini bellerime götürdü.

M- Jisung iyi misin, ne oldu?

H- Babam...O da ben küçükken böyle yapardı.

M- Böyle bir şeyi sana hatırlatmak istemezdim, üzgünüm.

H- H-hayır...bu, bu beni mutlu etti.

Minho samimi bir şekilde gülümsedi.

M- Peki, babana ne oldu?

H- Off..

Başımı eğdim ve yere baktım.

H- Bilmiyorum...hiç bir şey bilmiyorum. Tek bildiğim şuan bir üvey babam olduğu.

M- Üvey baban mı?

Başımı onaylar şekilde salladım.

M- O nerede?

H- O...ben...bil-bilmiyorum.

M- Boş ver miniğim artık ben varım.

H- Sana baba diyim mi?

M- Jisung iyi misin?

H- Off tamam ya demiyorum.

Üstüme siyah sweati geçirdim. Kapıya doğru yöneldim. Siyah sweat benim iki katım gibiydi, içinde kayboldum sanırım.

M- Çok tatlı duruyorsun.

H- Bana giysi al derken iki katım olan çöp torbaları al demedim.

Diye söylendim gözyaşlarımı sol kolumla silerek.

M- Bilerek büyük aldım, çok tatlı görünüyorsun.

H- Senin şu tatlıya olan takıntın yüzünden ölecem bir gün.

Kapıyı açtım ve beni izleyen Minho'ya baktım.

H- Bir şey söyleyecem.

Kollarını birleştirdi.

M- Söyle.

H- Bana tatlı diyorsun ama sende tatlısın.

Minho daha bir şey söyleyemeden kapıyı kapattım, aşağı kata indim. Mutfağa gittim ve kendime sandviç hazırlamaya başladım. Ekmeğin üstüne salam, peynir, domates, salatalık, zeytin koydum ve üstüne de yine ekmek koydum. Sandviçten bir ısırık alıp oturma odasına gittim.

Koltuğa oturdum ve gazete basıldı mı diye baktım. Bu işi başkasına vermiştim sonuçta. Bir de baktım ki gazete yayınlanmış. Ağzım dolu konuşmaya başladım.

H- Şükür aga..

Hyunjin'i aradım. Arar aramaz açtı.

H- Ne old-

HJ- Bunu nasıl yaptın lan?! O adam lanetli?!

H- Hyunjin gözünü seveyim ne diyorsun ya.

HJ- Neredesin şuan.

H- Minho'nun evinde.

Kesinlikle evde zorla kalmıyorum bu arada.

HJ- Bende geliyorum lan.

H- Gelme...öhm öhm yanii, yarın sabah gel.

*

*

*

Kapı çaldı. Gelen Hyunjin'di. Ben ve Minho da onu bekliyorduk zaten. Bahçenin kapısını bilerek açık bırakmıştı Minho. Oturma odasında oturuyorduk. Minho, Hyunjin'in gelmesine izin vermişti. Umarım bu salak olay çıkarmaz.

Sabah saatlerindeydik ve çoktan kahvaltı yapmıştık.

Ben ise kahve yapmış, Hyunjin'i bekliyordum ve sonunda gelmişti.

Kapıyı açtım. Açar açmaz Hyunjin içeri daldı.

HJ- Oha bu nasıl koridor amına koyim.

H- İnsan bir selam verir.

HJ- Hı hı aynen.

Hyunjin direkt bir odaya daldı.

H- Ne yapıyorsun gel buraya!

Odadan çıktı ve bana ters ters baktı.

HJ- Burası hiç korkutucu değil ama.

H- Kanka yürü gözünü seveyim ya..

HJ- Eee..ne sandın oğlum, gözüm çekik sonuçta.

H- YAV YÜRÜ!!

HJ- Tamam yaa, ne bağırıyorsun?

Beraber oturma odasına gittik. Minho koltukta oturmuş telefon ile oynuyordu. Telefondan başını kaldırdı ve önce bana sonra Hyunjin'e baktı. Hyunjin bana doğu eğilip fısıltıyla konuştu.

HJ- Bu mu Lee Minho?

M- Duyuyorum...ve evet benim.

Hyunjin biraz ürkmüştü. Tekli koltuğa oturdu. Ben ise Minho'nun yanına oturdum.

HJ- Ehehhe...selam.

M- Selam güzellik.

Minho'nun korkutma biçimi de bu işte...yavşamak :D

HJ- Güzellik derken?

M- Lafın gelişi diyorum.

Minho ayağa kalktı ve Hyunjin'in oturduğu tekli koltuğun etrafında yürümeye başladı.

Tam o sırada koridordan bir bebek sesi geldi. Kahkaha gibiydi bu ses.

HJ- Bu ses ne la..

M- Buradaki varlıklardan birinin sesi.

HJ- Laaann.

Hyunjin yüzünü buruşturdu. Minho gülümsüyordu ve ben onları izliyordum.

M- Burada bir sürü varlık var. Bizimle kalacaksan buna alışman lazım.

HJ- Yok ya..ben burada kalmayacam.

M- :)

Minho ellerini, Hyunjin'in saçına götürdü ve saçını okşadı.

M- Saçın güzelmiş, tam kesmelik.

HJ- Saçımı neden kesesin ki?

M- Oyuncak bebeklerime saç yapacam da :D

HJ- Eee..güzel fikir ama gerek yok.

Minho, Hyunjin'in kolunu tuttu.

M- Kan değerin ne?

HJ- Ayy niye sordun ki bunu şimdi.

M- :) Derin çok sıcakta.

HJ- Han daha çok sıcak sen git ona bence.

M- Gitmeme gerek yok kendisi geliyor zaten..Neyse.

Bir anda Hyunjin'in arkasına geçti ve kulağına eğildi.

M- Bö..


***

Newspaper (Minsung)Where stories live. Discover now