Ama rüyamda (25)

656 90 55
                                    

*Han ağzından anlatım*

H- Alo?

HJ- Alo, Jisung?

Hyunjin ile konuşuyordum. Dün gece güzel geçmişti. Fazla detaya inmeye gerek yok :D

Gazeteyi hazırlamıştım. Geriye yayınlamak kalmıştı. Hyunjin'e hava atmak için onu aramıştım.

Şuan öğlen saatlerindeydik. Minho bahçede oturmama izin vermişti. Yaz yaklaşıyordu sanırım. Hava gayet sıcak ve güzeldi. Bahçedeki koltuklardan birine oturmuştum.

Minho da karşımdaki koltuğa oturmuş, Hyunjin ile konuşmamızı dinliyordu.

H- Nasılsın kanka?

HJ- İyi kanka senden?

H- Benden de iyi.

HJ- Ne yapıyorsun...bu zamanlar çok müsait olamıyorsun ama..

H- Sen beni merak eder miydin?

HJ- Yoo...ayıp olmasın diye sordum. Yoksa yirmi yıl yazma umurumda olmaz.

H- Alındım.

HJ- Alın bana ne.

H- Neyse...bende gazete yazıyordum.

HJ- Ne? Konu buldun mu?

H- Tabii ne sandın?

HJ- Konu ne?!

H- Dur lan sakin.

HJ- Anlat o zaman.

H- Bak şimdi..

Minho'ya bir bakış atıp sırıttım. Minho da karşılık verdi.

H- Ben şu Lee Minho'nun evine gittim ve onla konuştum.

HJ- Aynen ya...bir haftadır aynı yalanı atıyorsun sende.

H- İnanmazsan inanama, gazeteyi çıkarınca da görürsün.

HJ- Görürüm...ama rüyamda.

H- Siktir git Hyunjin.

Telefonu kapattım ve yanıma koydum. Sinirlenmiştim. Minho hala sırıtıyordu.

M- Senin kızgın halin bile çok tatlı.

H- Teşekkür ederim bayım.

M- :) Boşver Hyunjin hep böyle sinir bozan biri sanırım, takma.

H- Takmıyorum ama bazen boku çıkıyor.

M- Sende haklısın.

Yüzüme samimi bir gülümseme yerleştirdim. İyi bir adamdı bu Lee Minho...Kesinlikle iyi, not yalan.

H- Neyse..

Oturduğum yerde hafifçe zıpladım. Bugün çok mutluydum.

H- Ayy..yarın gazeteyi yayınlıyacam.

Minho gülümseyerek bana bakıyordu. Sohbet edip içecek içiyorduk. Arada bana özel sorular soruyordu ama ben görmezden geliyor ve cevaplıyordum.

*

*

*

Akşam olmuştu. Minho'nun göğsüme ve karnıma bıçak ile çizdiği çizgilere bakıyordum. İyileşti mi diye kontrol ediyordum. Üzerimi çıkarmıştım ve Minho'nun odasındaydım.

Minho ise sanırım akşam yemeğini yiyordu. Ben yemiştim ve yukarı kata çıkmıştım.

Aynadan üstsüz vücudumu süzdüm.

H- Ne kadar da mükemmelim yaa..Allah sahibine bağışlasın.

Bir anda odaya Minho girdi. Bakışlarımı aynadan alıp ona doğrulttum. Bir süre üstümü süzdükten konuşmaya başladı.

M- Geçmedi mi hala?

H- Biraz geçti.

M- Acıyor mu?

H- Biraz.

M- Polisler o gün gelmeseydi cesedin şuan yan odadaydı :D

H- Komik değil.

M- Komik demedim ki?

H- Sözlerine dikkat et.

M- Sadece biraz alay ettim küçük.

H- Ama kırılıyorum.

Minho bana doğru yaklaştı ve sarıldı.

M- Yerim seni ben...

Sarılmayı bıraktı ve iki elini yanaklarıma götürdü, yanaklarımı çekiştirmeye başladı.

M- Oy oy oy...sen kırılıyor musun? Kıyamam.

H- ...

Ellerini yanaklarımdan çekti.

M- Hadi ama Jisung...öyle bakma bana.

Bir anda hiç beklenmedik bir şey yaptım. Ona sarıldım ve ağlamaya başladım. Minho bunu neden yaptığımı sorgulayan bakışlar atarken ben kokusunu içime çekiyor ve ağlıyordum. Elimi sırtıma götürdü ve okşadı.

M- Bebeğim...bir şey mi oldu?


***

Newspaper (Minsung)Where stories live. Discover now