Bay Minho? (6)

819 107 171
                                    

*Han ağzından anlatım*

Pencereye yaklaşıp açmaya çalıştım.

H- Len bu niye açılmıyor..

Kalbim deli gibi çarpıyordu ama KORKUDAN.

Arkamı dönüp başka bir odaya gittim. Her yer karanlıktı ama az da olsa önümü görebiliyordum. Başka bir odaya girdikten sonra içeriye doğru gelen lacivert karışımlı ışıktan oranın pencere olduğunu anladım. Yaklaştım ve açmayı denedim ama olmadı.

H- Off...

Hızla girdiğim odadan çıktım ve hemen yanındaki odaya girdim..Sonra diğer odaya ve diğer odaya. Bir çok oda dolaştım ama hiç birinin penceresi açılmadı.

H- B-Ben kapana kısıldım :((

Telefonum zaten kırıktı. Bir de hiç tanımadığım bu evden çıkamayınca iyice korktum.

Koridor da mal mal duruyordum. Sırtımı duvara yasladım ve yere oturdum. Yer soğuktu, gerçi havada soğuktu ama..

H- Off yer çok soğuk götüm dondu :(

Bir süre sonra ayak sesleri gelmeye başladı. Dizimi kendime çektim. Sırtımı iyice duvara yasladım.

Ayak sesleri giderek bana yaklaşıyordu. Ya da bana öyle geliyordu.

H- Lütfen...lütfen daha f-fazla yaklaşma.

Karanlık koridora uzun uzun baktım. Bir anda ayak sesleri kesilmişti.

H- Allah senden razı olsun.

Sonra yine ayak sesleri gelmeye başladı.

H- Lan dua bile edemiyorum sana puh...GELMEEE..

Ağlamaya başladım. İki elim ile yüzümü kapattım ve ağlamayı sürdürdüm.

H- ÜHÜHÜÜHÜHÜ..

Ben ağlarken ayak sesleri bana doğru yaklaşmaya devam ediyordu. Ama ben elimi yüzümden çekip bakmaya cesaret bile edemiyordum.

Kabul edebilirim...ilk defa bu kadar korkmuştum. Normalde hep şakaya vuruyordum ama bu farklı, sonuçta işin içinde sıçmak falan var  ^_^

Ayak sesleri sonunda dibimde bitmişti. Benim de ödüm götüme girmişti... öhm öhm. Neyse...

Bir süre sustum. Ama sonra konuşmaya başladım. Korkudan hala elim ile yüzümü kapatıyordum. Ağlamam hafiften durmuştu.

H- G-Git..

Kısa bir sessizliğin ardından karşımdaki kim olduğunu bilmediğim kişi de konuşmaya başladı.

M- Benim evimden beni mi kovuyorsun..hm?

Tamam artık...ölebilirim. Gerçekten ölebilirim. Tüm kanım dondu zaten. Bende dondum. Götümde dondu :/

Ellerimi yavaşça yüzümden çektim. Karşımda duran yüze baktım. Gülümsüyordu. Ve tahmin ettiğim gibi...O Minho'ydu.

H- Bay Minho?

M- Evet??

Tüm cesaretimi toplayıp ayağa kalktım ve adamın önünde özür dilemek amaçlı eğildim. Sonra yine ona bakıp konuşmaya devam ettim.

H- B-Ben...üzgünüm. Bir daha evinize girmeyeceğim. Şimdi...izninizle gidiyorum.

Tam yanından geçip gidecektim ki kolumu sertçe tuttu. Bende derince yutkundum.

M- Han Jisung...Benim evime izinsiz girdin. Farkında mısın?

H- Adımı nereden biliyorsunu-

M- Soruma cevap ver!!

H- Şeyy...

Kolumu daha çok sıkınca başımı öne eğdim.

H- Üzgünüm.

M- Bu özür ile geçecek bir şey değil.

H- İzninizle gideceğim bayım..

M- İzin vermiyorum?

H- E-Efendim??

M- İzninizle dedin...bende izin vermiyorum.

H- A-Ama burada kalamam ki?

Sırıttı. Artık kolumu sıkmıyordu ama yine de hala kolumu tutuyordu.

M- Bal gibi de kalırsın.

H- Üzgünüm bayım...neyden bahsettiğinizi anlamıyorum.

M- Anlatırım minik.

Diğer eli ile saçlarımı karıştırdı.

H- Hey..bu saçların düzeltilmesi ne kadar zor biliyor musun?

M- Ahhh...geri zekalı işte.

H- Bana geri zekalı mı dedin?

M- Sus Jisung. Neyse...sen bir kaç dakika önce bana ne demiştin?

Kolumu sıktı, bu da bir sıkıyor bir sıkmıyor.

H- Ne dedim?

M- 'Götüm dondu' dedin değil mi?

H- Sen bunu nasıl duydun??

M- Konuyu dağıtma..dedin mi demedin mi?

Başımı öne eğdim.

H- Hı-Hı dedim..

M- Donuyorsa ısıtayım olur mu? :)


***

(Fesat anlamayın desem de anlayacaksınız o zaman anlayın eheh)

Newspaper (Minsung)Where stories live. Discover now