28. BÖLÜM: DOĞRU

618 58 0
                                    

🎵Multimedya; Lady Gaga - Applause (Speed Up)

Merhabalar, minik ailem...

Bu kısma biraz içimi dökmek istiyorum. Yorumlarınızı o kadar çok merak ederek yazdığım bölümlerde çok az yorum görmek inanın beni çok üzüyor. Ben sınır koyarak yazmak istemiyorum, bunu yapmak hoşuma da gitmez, yapmam da ama lütfen böyle sessiz ve hareketsiz de durmayalım. Bir önceki attığım beta okuyucu açıklaması içinde dönüşlerinizi bekliyorum.

Sizleri seviyorum...

Kendinize çok dikkat edin.

Bir gün hepinizle yan yana olmak dileğiyle...😊🤍

😊🤍

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🫧

Sanırım hayatımın her döneminde birini tanımakla birini yaşamanın farklı şeyler olacağını savunacaktım. Birçok insan ile yan yana gelmiş, birçok kötü olay atlatmıştım ama bunlar bana birçok deneyimde kazandırmıştı. En büyük deneyimin, yanımdaki, yaşamımdaki insanların gerçek yüzleri hatta onları ne kadar tanıdığımla ilgiliydi. Bu kocaman cehennemin içinde bir insanı ne kadar uzun süredir tanıdığınız değil onunla ne kadar çok şey paylaştığınız önemliydi. Abimlerle o kadar uzun zamandır yan yanaydım ki onları tamamen tanıdığımı ve her hareketlerini bildiğimi düşünüyordum, yanılmıştım. Babamı kendimden de fazla seviyorum, onun her şeyi neden yaptığını gerçek anlamda bildiğimi düşünüyordum ama yine yanılmıştım. Sonuçta yanılmakta bu hayatta yaşamanın bir parçasıydı, biliyordum fakat keşke beni ben yapan kişiler hakkında yanılmasaydım.

Birçok insanı az da olsa tanımayı başarmış olsam da kimseyle yaşayamamıştım. Kimseyi kendi içimde yaşatamamış, onun içinde yaşamamıştım.

Birinin içinde yaşamak, yaşam bulmak çok farklıydı benim için. Her insanı tanıyıp tanımamak sizin istediğinize kalmış olsa da birinin sizin içinizde yaşaması size bağlı değil, ruhunuza bağlıydı bana göre. Birinin her şeyi sizin ruhunuza ait olurdu, fark etmeden usul usul ruhunuza işlenirdi. Fark etmezdiniz bile o kişinin ruhunuzu ele geçirdiğinizi. Sevmek, âşık olmak ve birini içinizde yaşatmak tamamen birbirinden farklı şeylerdi.

Bir zamanlar bunun da aynı olduğunu düşünürdüm daha ki babamın bile annemi tamamen tanıyamadığımı fark ettiğim ana kadardı. Kim ne derse desin ben tamamen babamın annemi nasıl sevişini görüp, ona verdiği değere şahit olarak büyümüş biriydim. Bu yüzdendi belki de hislerimi çok kolay bir şekilde anlamam. Belki de sadece sevgiyi babamın gözlerinde görüp annemin gözlerinde sadece para sevdasını görmemdendi gerçek sevgiyi ve sahte sevgiyi bu kadar kolay fark edebilmem. Hangisi doğruydu bilmiyordum ama kafamdan geçen binlerce düşünce arasından en azından bir tanesinin doğru olduğunu düşünüyordum.

Çünkü bir nevi bana göre, bu zamana kadar bir düşüncemin bile doğru olmaması yaşadığım hiçbir şeyden bile ders almamam demekti.

Beden dersi için spor salonuna inmişken herkes kendi isteği oyunu oynamak için takımlar hâlinde bölünmüştü, ben hariç. Beray, spor salonun sonuna doğru kalan alanda on kişilik bir ekiple basketbol oynarken voleybol sahasından yükselen sesler kesinlikle en çok Beren ve Ege'ye aitti. Sahanın etrafına yapılmış yüksek seyirci koltukların en arka sıradaki koltuklardan birine geçmiş ve önümdeki kısmın çıkıntısına ayaklarıma yaslayarak dizlerimi kendime doğru çekerek voleybol oynayanları izliyordum. Ege ve Beren kendilerine altı kişilik gruplar oluşturmuş ve hırslı bir mücadele veriyorlardı birbirlerine karşı. Gün içinde değişen ders programımıza rağmen son dersi beden yaptıkları için yaklaşık seksen dakikalık dersin bir saatini onları izleyerek geçirmiştim. Dört set bitirmişler ve beraberelerdi. Son set için hazırlık yapan ikili kendi takımlarının son güç kırıntılarını da kullanmak için onlara destek verirken ikisinin de aslında ne kadar çok birbirlerine benzediklerini yeni yeni fark ediyor gibiydim.

GÜZ BAHÇESİWhere stories live. Discover now