18. BÖLÜM: SIMSIKI SARMAK

1K 72 5
                                    

🎵Multimedya; PNL - J'Comprends Pas (Türkçe Çeviri)

Merhabalar, minik ailem...

Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Yorumlarınızı tek tek okuyorum. Sizleri seviyorum.

Bu satıra bu bölüme kadar olan bölümler hakkında yorumda bulunursanız çok memnun olurum. Önerileriniz ve fikirleriniz özellikle şu raddede benim için çok önemli...

18. Bölümle sizlerleyim! Eğer ki sizlerde hazırsanız Güz Bahçesi yeni bölümle beraber sizinle beni bir araya getirmeye hazır! ✨

Buraya okumaya başlama tarihinizi ve saatinizi yazarsanız çok memnun olurum.

Keyifli okumalar, Güz Bahçesi Ailesi...

Keyifli okumalar, Güz Bahçesi Ailesi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🫧

Genelde insanların ellerinin o kişinin ruhunu yansıttığını düşünüyordum. Babamın elleri her zaman deniz kokardı, huzuru hissettirirdi bana. Nedendir bilmem denizden korksam da babamın ellerini sımsıkı tutardım. Annemin elleri ise genelde zehir içmişim gibi hissettirirdi. Ellerini her tuttuğumda uzun tırnakları derimin içine işler bana avuç içlerimden başlayıp kalbime kadar süren eşsiz bir acı yaşatırdı. Ve her insanın hayatında giren önemli bir kişinin kalbine yerleşmeden önce onu kurtardığını düşünürdüm. Bir gün beni de annemin bana yaşattığı karanlık dünyadan ellerimi sımsıkı tutarak beni o cehennemden kurtaracaktı.

Cehennemin son birkaç gündür bizim eve inip inmediğini anlayamıyordum. Evde bitmek bilmeyen kavgalar çoğalmış, babam çoğu gece eve gelmiyordu. Canım yanıyordu. Soğuk yatağımda yatarken babamı arayıp duruyor ve o eve gelene kadar uyuyamıyordum. Annemin aksine onun kanını taşısam da babam sokaklarda bir yerde dururken uyuyamıyordum.

"Her şey senin yüzünden!" Annemin çığlığa yakın bağırışını duyduğumda yatağımın üstüne oturan Beren ve Beray'a kaçamak bakışlar attım. Bugün son derslerimiz iptal olduğu için okuldan erken çıkıp bize gelmiştik. Babam geleli yaklaşık beş dakika oluyordu. İlk başta konuşma sesleri duysak da son birkaç dakikadır annemin bağırışlarını duyuyorduk. "Esra seninle kavga etmek istemiyorum, kalbini de kırmak istemiyorum. Birkaç parça eşyamı alıp gideceğim sadece." Korkuyla yerimden doğrulduğumda endişeyle birbirine bakan Beren ve Beray'ın bakışları bana dönmüştü. "Sen şuna 'O kadının yanına gitmek için fırsat buldum, kaçırır mıyım?' desene. Gitmeyeceksin! Terk edemezsin beni." Annemin gülerek başladığı cümleyi eşyaları kırdığına gelen seslerle bitirirken istemsizce gözlerim doluyordu. "Sen, cidden ben sana diyecek bir şey bulamıyorum. Ne kadını Esra? Ben birini severken hayatıma başkasını alacak kadar karaktersiz biri değilim." Adım seslerini duyduğumda yataktan kalkıp kapıya doğru yaklaştım.

"Kaç gündür neredesin o zaman! Neredesin!" Annemin bağırışının üstünden babamın artık bağırmadan da ileri boyutta olan sesini duyduğumda korkudan titremeye başlamıştım. "Ailemin yanındayım! Anne ve babamın! Dönmekte istediğim söylenemez!" Beren ve Beray hızla yanıma geldiğinde Beren beni kendine çekip sarılmıştı. Beray odamın kapısını açtığında babamın yüzünü görmüştüm. Sakallarını kesmiş, yüzü tertemiz bir görünüm almıştı. Birkaç gündür onu gördüğüm söylenemezdi, uyuduğumda. Onu çok özlemiştim. Korkarak geçirdiğim dakikalar çoğalmış, günün çoğunluğunda içimde gittikçe büyüyen kara bir huzursuz hissi vardı. "Amca." Babamın ve annemin gittikçe harlanan kavgası bizi bile görmelerini engellerken Beray babama seslenmekte bulmuştu çözümü. "Çocuklar evde miydi Esra?" Babamın şaşkın sesini duyduğumda gözlerine bakmak istesem de çekindiğimden dolayı gözlerine bakamıyordum. "İlgilenmiyorum onlarla. Mehmet bak bu evden gidersen ger..."

GÜZ BAHÇESİOn viuen les histories. Descobreix ara