2. BÖLÜM: SİNİR KRİZİ

3.3K 163 27
                                    

🎵Multimedya; Farah Zeynep Abdullah- Gel Ya Da Git (Lyrics)

Merhabalar, minik ailem...

2. Bölümle sizlerleyim! Eğer ki sizlerde hazırsanız Güz Bahçesi yeni bölümle beraber sizinle beni bir araya getirmeye hazır! ✨

Buraya okumaya başlama tarihinizi ve saatinizi yazarsanız çok memnun olurum.

Keyifli okumalar, Güz Bahçesi Ailesi...

Keyifli okumalar, Güz Bahçesi Ailesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🫧

Ölüm ile yaşam arasında büyük bir çizgi olduğunu düşünmüyordum birçok insanın aksine. Bana göre o çizgi o kadar inceydi ki bir anda kopup elinizde kalabilirdi. Sanırım yaşanan olumsuz her şeye rağmen yaşıyorum diyebiliyordum, daha ki yaşanan o olaya kadar... O olay, benim yaşamımın kopup ipinin elimde kaldığı ilk olaydı. O ana kadar onca olay yaşamıştım. Babasız olduğumu bile bile büyümüş, psikolojik ve fiziksel şiddet görmüş, annem olduğu hâlde anne sevgisi görememiştim... Bunlara rağmen hiçbir zaman ölmüş olabilmek düşüncesi bu kadar aklımda dolaşmamıştı.

Vücudumdaki yanan yerlerin acısı kapalı olmasına rağmen gözlerimin dolmasını sağlıyordu. Uyanıktım, yaşananları hatırlıyordum fakat bu hatıralar ruhuma o kadar ağır geliyordu ki arada süzülen göz yaşlarıma rağmen gözlerimi açmayı düşünmüyordum. Gözlerimi açtığımda her şey ile yüzleşmek durumunda kalacağımı biliyordum. Vermem gereken hesaplar olacaktı, bakmak zorunda kalacağım gözler, yutmam gereken sözler olacaktı. Anlatmamı isteyeceklerdi benden. Geçmişte yaşanan bir hikâyeyi onlara aktarmamı bekleyeceklerdi ama bilmedikleri bir şey vardı. Ben sanki hâlâ o andaydım. Bir adamla bir odada kilitliydim ve sanki o, bana benden izinsiz dokunuyordu. Acıydı ama ölmeyi dilerdim... Öyle hissetmeye devam etmek yerine ölmeyi dilerdim. Zorlukla gözlerimi açıp odanın içinde gözlerimi gezdirdim. Belki de beni kurtaracak bir şey bulabilirdim. Beni o andan kurtarabilecek herhangi bir şey bulabilirdim.

İçinde olduğum hastane odasının kapısının açılması ile gözlerimi yavaşça kapıya çevirmiştim. Genç bir hemşire gülümseyerek içeri girdi ve kapıyı kapattı. "Adin Hanım uyanmışsınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" dediğinde fazla sıcak sesine karşı zorlukla başımı yastığa yaslayıp gözlerimi kapattım. Kendimi iyi hissedemiyordum. Kendimi nasıl iyi hissedebilirdim ki? "Çok yüksek bir yerden düşmüşsünüz. Ağrılarınız için serumunuzun içine ağrı kesici bir ilaç kattım. Birazdan kapıda bekleyen iki polis gelip ifadenizi alacaklar. Ailenizi polislerden önce çağırmamı ister misiniz?" Gözlerimi açmadan başımı iki yana sallayarak onu reddettim. "Emin misiniz? Burada güvendesiniz ama yine de aileniz ile görüşmek sizi polislerle görüşmeden önce rahatlatabilir."

"İstemiyorum." Kısık sesimle beraber derin bir nefes sesi duymuştum. Birkaç kalemin bir yüzeye değme sesini, ayak sesleri takip etmişti. Odanın kapısının açıldığında Göktuğ ve Gökberk abimin sesini duymak gözyaşlarımı hızlandırmıştı. Hemşirenin sesini duyuyor fakat ne dediğini anlayamıyordum. Abilerimin sesi de eş olarak bir miktar yükselse de sonunda hemşire odanın kapısından uzaklaşmış ve koridorda sadece abilerimin sinirli mırıltıları kalmıştı. Bir süre sessiz odada beklememin ardından kapı çalınmış ve odanın kapısı açılmıştı. Gözlerimi açtığımda odaya giren iki polisi görmüştüm. Kapıyı kapatıp yatağa yöneldiklerinde korkarak doğrulmaya çalışmıştım. "Rahat olun lütfen, yaralarınız sizi ayağa kaldıracak kadar küçük değiller." Rütbe olarak diğerinden daha üstün olduğunu anladığım polis, telsiz tuttuğu eliyle beni durdurmaya çalışsa da zorla yatakta doğrulmuştum. "Adin Hanım, ben polis memuru Hasan Çetin, ekip arkadaşım Mert Düzer. Geçen gece yaşanan olayla ilgili ifadenizi almamız gerekiyor. Üç zanlı olduğu tespit edilmiş ve aileniz şikayetçi. Zanlılar yakalanmadığı ve elimizde olaya dahil şimdilik bir kanıt olmadığı için olay tanığı olarak ifadeniz bizim için önemli. Doktorunuzun da onayı ile sizin ifadenizi almamız gerekiyor. Mert, siz olayı anlatırken ifadenizi alacak. Sizden istediğimiz olayları hafızanızı biraz zorlayarak iyice hatırlayıp bize anlatmanız." Onları başımla onayladığımda Mert komiser odadaki tekli koltuğa oturup sayfayı açmıştı.

GÜZ BAHÇESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin