21. BÖLÜM: REGL

1.1K 65 10
                                    

🎵Multimedya; James Arthur - Car's Outside (Türkçe Çeviri)

Merhabalar, minik ailem...

Uzun zamandır buralarda çok fazla hatta neredeyse hiç olamadığımın farkındayım. Bu durumun beni içten içe çok fazla üzdüğünü de bildirmek istiyorum. Uzun uzun anlatamayacağım çok fazla olay oldu hayatımda ve son dönemlerde kendimi eskisi gibi sağlıklı hissedemiyorum. Bu ruh hâlim birkaç bölüm yazımında da etkiliydi. O bölümlerde aldığım kötü yorumlarda bir nevi artık ara vermemi destekler nitelikliydi. Elimden geldiğince buralarda olmaya çalışacağım, kendimi toparladıkça daha da burada olacağım. Sizleri her ne olursa olsun çok fazla seviyorum. Umarım bir gün bunu yüz yüze de söyleme fırsatım olur. 

Güz Bahçesi için 21. bölümü sizlerle buluşturmayı sonunda başardım. Bunu size armağan ettiğim küçük bir hediye olarak yorumlamanızı diliyorum. 

Kendinize çok dikkat edin. 

Bir gün hepinizle yan yana olmak dileğiyle...😊🤍

😊🤍

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🫧

Her ne kadar çoğu zaman insanlardan nefret etsem de bazen çoğu insana imreniyordum. Bir insanı sevmek, bir insanı sevme ya da sevmeme şansına sahip olmak ve bunu özgürce ifade edebilmek çok büyük bir nimetti bana göre. Sevmediğim birçok insanla onlarca kez aynı sofraya oturmuş, binlerce anımın içine onları hapsetmek zorunda kalmıştım. Genel olarak da bu anıların ortasında ben, yüzümde kimsenin anlayamayacağı yalancı büyük gülümseme ile oturup onlarla mutlu bir anın içindeymişçesine duruyordum. Ama kim bilebilirdi ki aslında midemin yukarı çıkmasına sebep olan hareketleriyle onlardan daha da nefret ettiğimi?

Kim bilebilirdi ki sırf onlara böyle davrandığım için kendime daha da kötü davrandığımı?

Bilincim sıcaklıktan dolayı hafiften kendine gelip beni uykumdan uyandırmayı başarmıştı. Hissettiğim sıcaklıkla beraber ellerimin altında duran ağır cisimden kurtulmaya çalışırken üstümdeki örtünün kaydığını hissediyordum. Bugün sabaha karşı hastaneden çıkmıştık ve Bera beni Demircihan ailesinin yaşadığı eve getirmişti. Sevgi teyzenin peşimden koşturmasından çekindiğimi fark eden Bera beni annesinden kendi odasına götürerek kurtarmıştı. Beren ve Beray ile onun odasında vakit geçirirken o da odasının içinde bulunan çalışma masasının başına geçip iş ile ilgili hazırlaması gereken dosyalar olduğunu söylemişti. En son odasında oturabileceğimiz tek şey yatağı olduğu için orada Beren ve Beray ile film izlediğimizi hatırlıyordum. Hissettiğim sıcaklıktan kurtulamazken üstümdeki örtüden kurtuldum. Bacaklarımı kendime çekerken altımda hissettiğim ıslaklıkla bir anda kalakalıp gözlerimi araladım. Islaklığının nedenini çok kısa bir sürede anlamamı sağlayacak olan şiddetli bir ağrı kasıklarıma girdiğinde istemsizce ellerimin altındaki nesneyi sıkmıştım. "Adin?"

Hemen arkamdan gelen Bera'nın uykulu sesiyle kafamda çarklar dönmeye başlarken ne yapacağımı düşünüyordum. Şu an olmamalıydı. Duyduğum utanç ile gözlerimi sımsıkı kapatırken alnımdan yanaklarıma doğru akmaya başlayan terleri hissediyordum. Alnımda hissettiğim buz gibi ellerle kaçmaya çalışırken belime dolandığını yeni fark ettiğim koluyla beni tuttu. "Sabaha karşı ateşin çıkmıştı, ben de burada uyuyakalmışım." Bera'nın hareketlenmesiyle kalkacağını anladığımda içimden ettiğim duaların tutmadığını bir anda kesilen hareketleri ile algılamıştım. Utancımın verdiği kötü hızla gözlerimin dolduğunu hissettim. "Ben, ben özür dilerim." Kalkmaya çalışırken kasıklarıma giren yeni bir ağrı dalgasıyla elimin birini kasıklarıma bastırıp istemsizce kasıklarıma doğru eğilmiştim. "Adin..." Bera'nın korku dolu sesini duyduğumda hemen arkamdan kaybolan bedeniyle içime derin bir nefes çekmeye çalıştım. Hemen önüme geçtiğini başımı kaldırmasıyla anlamıştım. Gözlerimi araladığımda gözlerinde bir iğrenme ifadesi görmediğimde alamaya başlamıştı.

GÜZ BAHÇESİWhere stories live. Discover now