19. BÖLÜM: MEZARLIK

810 75 6
                                    

🎵Multimedya; Lana Del Rey - Yes To Heaven (Speed up)

Merhabalar, minik ailem...

Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Yorumlarınızı tek tek okuyorum. Sizleri seviyorum.

Bu satıra bu bölüme kadar olan bölümler hakkında yorumda bulunursanız çok memnun olurum. Önerileriniz ve fikirleriniz özellikle şu raddede benim için çok önemli...

19. Bölümle sizlerleyim! Eğer ki sizlerde hazırsanız Güz Bahçesi yeni bölümle beraber sizinle beni bir araya getirmeye hazır! ✨

Buraya okumaya başlama tarihinizi ve saatinizi yazarsanız çok memnun olurum.

Keyifli okumalar, Güz Bahçesi Ailesi...

Keyifli okumalar, Güz Bahçesi Ailesi

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

🫧

Hayatımın genel anlamda her anında kalabalık içinde kalmış, birçok insanla aynı yerde bulunmuştum. Çokça insanla tanışmış olmama rağmen insanlara değer verme konusunda bir türlü başarılı olduğumda söylenemezdi. Korku, benim hayatımda her zaman yer alan bir duyguydu. Sanırım korkuyla sınandığım en kötü zamanlar genelde bu çevremdeki insanlara veremediğim değerin bilincime sızıp beni kazanamayacağım bir savaşın ortasına attığı zamanlardı... Çok sevdiğim biriyle vedalaşamadan onu kaybetme düşüncesi, beni amansız bir hastalığın kucağına atıyordu sanki. Sevdiğim kişiye sarılmadan, son kez ona temas etmeden, kokusunu ciğerlerime değdirmeden ellerimden kayıp gitmesi koca bir dalganın içinde tek başına kalan bir kum tanesi gibi hissettiriyordu beni.

Belki etrafımda birçok kum tanesi vardı ama evim dediğim yerden oldukça uzaklaşmıştım.

"Adin..." Gözlerimi açamazken kısık şekilde duyduğum sesin kime ait olduğunu bir türlü anlayamıyordum. "Adin?" Zorla yastıktan başımı kaldırıp gözlerimi açmaya çalıştım. Gökberk abim yatağımın başında giyinmiş hâlde duruyordu. Ne olduğunu anlayamazken ona bakmaya devam ettim. "Uyanmalısın, gitmemiz gerek." Zorlukla yatakta doğrulmaya çalışırken daha güneşin doğmadığını odamın içindeki karanlıktan ve abimin yüzüne vuran site ışıklandırmasından anlıyordum. "Nereye gitmemiz gerek?" Zihnimi toplamaya çalışırken abimi izlemeye başladım. Kıyafet odama girip ışığı yakarak olduğum yerden göremediğim bir şeyler yapmaya başladı. Zorlukla telefonuma uzanıp saate baktığımda gecenin üçü olduğunu gördüm. Gecenin üçünde nereye gidecektik ki? "Kaldır kollarını abicim." Abim üstümdeki yorganı çekip kısa bir an üşümeme sebep olurken başımdan aşağı kalın beyaz bir sweatshirt geçirdi. Kenara koyduğu çorapları da çıplak ayaklarıma geçirirken altımdaki gri eşofmanım için bir şey demeden yataktan inmeme yardımcı oldu. Önümde eğilerek ayakkabılarımı da giydirdi.

"Nereye gidiyoruz?" Abim birkaç parça şey daha alıp odamdan elindeki çantaya koydu. "Bir yere işte abicim. Emin ol arabada uyuyacaksın tamam mı? Kimliğin nerede?" Okul çantama uzanıp içinden cüzdanımı çıkarıp abime uzattım. Cüzdanımı kendi üzerindeki deri ceketin iç cebine koyarken elini bana uzattı. Elini sımsıkı tutup abimi takip ettiğimde daha yüzümü bile yıkayamamıştım. Aşağı kata sessizce indiğimizde mutfaktan çıkan Göktuğ abime baktım. Göktuğ abime benzer giyinmiş elinde tuttuğu siyah bir çantası ile bizi görünce duraksadı. "Aldın mı her şeyi?" Gökberk abim yürümeye devam ederken başıyla onayladı. "Aldım. Sessizce çıkalım şu evden." Hızlı ama sessiz adımlarla tamamen evden ve bahçeden çıktığımızda az ileride çalışan arabaya doğru Göktuğ abim koşmaya başladı. Gökberk abimin de koşacağını anlayıp bende adımlarımı büyütüp hızlandırdım. Göktuğ abim biz gelene kadar arabanın arka kapısını açıp içeri geçtiğinde peşinden bizde ona yetişmiştik. Arabaya binmeden önce ne nereye gideceğimiz önemliydi ne de bindiğim arabanın kimin arabası olduğu. Gökberk abimde arabaya binip kapıyı kapattığı gibi araba çalışmaya başlamıştı.

GÜZ BAHÇESİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang