ELLİ BİR

2.7K 245 12
                                    

Saatlerdir bir haber alamadıkları adam yüzünden deliye dönecekti Raşit.

Asaf eve gittikten sonra babasının konağa hiç gelmediğini öğrenmişti ve hemen Rıdvan'a haber vermişti. O da babasına söylemiş ve Raşit'in saatlerdir deli divane olmasına neden olmuştu.

Ama ondan saklayamazdı.

" Baba tamam sakin ol. Bulacağız elbet. " dedi Rıdvan babasını sakinleştirmek için ama işe yaramıyordu.

Raşit hızla oğluna döndü.

" O orospu çocuğunun parmağı var bu işte biliyorum! " diye bağırdı sinirle, gözlerinden ateş saçıyordu neredeyse.

Ali Nejat'ı o hasta hâliyle kaçıracak kadar gözü dönmüş bir adamla yüz göz olduğu için şansına küfürler ediyordu. Karısını karnındaki çocukla merdivenden atan adam kim bilir ona ne yapardı.

" Polis o civarda kamera kaydı olmaması yüzünden onu bulamıyor ama elbet bulacağız, endişen olmasın Raşit ağa. Babamı o ite bırakmam! " dedi Asaf, haberi aldığından beri suspus oturuyordu çaresizce.

Polisler onları uzak durmaları konusunda uyarmıştı ama tabii kimsenin hiçbir şey yapmadan oturmak gibi bir derdi yoktu. Sadece nereden başlayacakları konusunda emin değillerdi ve ellerinde nereye gidecekleri konusunda hiçbir şey yoktu.

Raşit odada bir o yana bir bu yana gitmenin fayda etmediğini anlayınca sinirle oturdu. Bacaklarını titretirken, sesli nefesler alıyordu.

" Ne yapacağız öyleyse? " diye sorduğunda, Asaf konuştu.

" Karan'ın bizi arayacağını adım gibi biliyorum. Onun aramasını beklemekten başka çaremiz yok. Bekleyeceğiz... " dedi Raşit'in gözlerinin içine bakarak.

Onun neden bu kadar korktuğunu biliyordu. Babasını seviyordu. Kim olsa böyle telaşa kapılırdı. Ama böyle yaparak hiçbir sonuç elde edemezlerdi o yüzden sakin kalması ve sağlıklı düşünmesi gerekiyordu.

Raşit, ona anlamlı gözlerle bakan Asaf'tan gözlerini çekmedi. Ardından oğluna baktığında gözlerini kaçırmasıyla ona anlattığını anladı. Asaf onun babasını sevdiğini bildiği için bu kadar sakin karşılıyordu endişesini. Yoksa şimdiye kaç kez neden böyle korktuğunu sorması gerekiyordu.

Rıdvan'ın kendisinden kaçırdığı gözlerine bakıp başını belli belirsiz salladığında, Rıdvan yutkunarak başını diğer tarafa çevirmişti.

Hâlbuki kimseye söyleme diye uyarmıştı Raşit onu, belli ki Rıdvan efendi sevdiği adama söylemişti çoktan.

Bir anda odada duyulan melodiyle hızla elini cebine atıp arayana baktı. Bilinmeyen numaraydı.

Gözleri hızla yerlerinden kalkıp yanına gelen ikiliye kaydı.

Asaf telefona baktı ama numarayı göremedi. Ve bunun Karan olduğundan herkes adı kadar emindi.

Raşit bekletmeden açıp hoparlöre aldı.

" Alo? "

Telefondan kısa bir sessizliğinin ardından gülme sesi geldi. Ardından o tanıdık ses kulaklarına doldu herkesin.

" Raşit beyle mi görüşüyorum acaba? " diyen alaylı sesle sinirli bir soluk aldı Raşit.

Hızla oturduğu yerden kalkıp telefonu sıktı elinde. Asaf ve Rıdvan da ses odaklanmıştı.

" Ulan it! Ne yaptın lan Ali Nejat'a?! Nerede o? " diye öfkeyle bağırdı ama aldığı karşılık yine alaylı bir gülme sesiydi.

" Aaaa bağırma yoksa sevgili babacığım uyanacak... Utanmıyor musun ha, zaten çok yorgun... " tekrar bir kahkaha attı Karan. " Şşş sesini kıs. " diye uyardı.

HUSUMET-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin