DOKUZ

6.9K 519 71
                                    

Asaf salonda oturmuş, bugün sabahtan beridir görmediği bir yüz sayesinde keyifle kahvesini yudumlarken, merdivenlerin başından gelen sesle, içinden kendine sövdü.

Düşüncesi bile o piçi ona çekmeye yetiyordu.

" Hayatım bugün alışverişe çıkalım mı? "  diyen kız kardeşinin sesiyle, gözlerini kapatıp sakin olmaya çalıştı. Çünkü ne kadar onu düşünse, Karan piçi de o kadar dibinden ayrılmıyordu. Bu yüzden de o sanki hiç var olmamış gibi davranmaya çalışıyordu, her ne kadar zor da olsa.

Salondan içeri geçen ikiliye göz ucuyla baktığında, Karan'ın bir eli Handan'ın belindeydi. Kız kardeşinin ince belini sarmış içeri geçerken, sorduğu soruyla gözleri daha salonda dolanmadan karısına dönmüştü.

" Alışveriş mi? Sen daha geçen gün çıkmadın mı? "  dediğinde, Asaf onun ses tellerine küfür etti.

Keşke ses tellerin sonsuza dek kopsa!

İçinden ona sövmeyi ihmal etmezken, onları umursamadan kahvesini keyifsizce içmeye devam etti. İkili daha onu fark etmemişlerdi.

Kız kardeşinin konuşmasını dinledi.
" Ama ben onları geçen gün yanlışlıkla renklilerle aynı makineye koydum. Hepsi mahvoldu. " Üzgün bir sesle söylediğinde, Karan'ın bakışları memnuniyetsiz bir şekilde bakıyordu.

Piç herif!

" Gülüm sen tek gitsen olmaz mı? Ben şimdi hiç çekemem alışveriş falan. " diye söylenen adamla, Asaf gözlerini devirdi. Bir de severek evlenmişti, piç!

İnsam sevdiği için her şeye katlanırken,  Karan bir alışverişe tahammül edemiyor muydu yani?

Handan'ın yüzü anında solarken, dudaklarını üzgünlükle sarkıtmıştı.

İkisi de salonun giriş kapısında durmuş konuşuyorlardı.

" Ama sende gel istiyorum. Tek başına gitmeyi bende biliyorum ama seninle bir aktivite yapmak istiyorum. " dediğinde, Asaf kardeşi için üzülüyordu. Böyle bir piçten onu kurtardığı için sevinirken, bir yanı da bu sefer onun kuyusuna düşen kişinin kardeşi olması yüzünden mutsuzdu.

Hadan her zaman iyi biri olmuştu ve Asaf, ikiz erkek kardeşlerindense Handan'ı daha çok seviyordu. Çünkü kız kardeşi ona annesini hatırlatıyordu.

Karan yüzünde istemediği belli olan hoşnutsuz bir ifadeyle gözlerini etrafta gezdirirken Asaf'ın gözlerini kaçırmasına fırsat vermeden onunla göz göze geldiğinde yüzündeki ifade anında yerini şeytani bir sırıtmaya bırakmıştı.

Onunla yüz göz olmamak için çabalarken, yine ona yakalanan Asaf, bıkkınlıkla gözlerini devirip ona bakmadan soğuyan kahvesini kenara bıraktı.

Zaten yeterince derdi vardı bir de bu şerefsizin saçma oyunlarıyla vaktini zehir edecek kadar sabrı yoktu.

Asaf ona bakmazken, yanına adımlayan seslerden onlardan, daha doğrusu o piçten, kurtulamadığını anlamıştı. Ne olmuştu sanki görünmezlik diye bir şey olsa.

" Kayınço? "  diyen neşeli çıkan sesle, Asaf sinirle homurdandı.

Hay kayınçona!

Yanlarına gelip dibinde oturan kız kardeşi onu gördüğü için ayrı bir sevinçliyken, Asaf yüzünü düz tutmaya çalıştı.

Karan da onun gözlerinin içine bakarak tam çaprazına oturmuştu. Yüzündeki sırıtma kaybolmazken onun suratını dağıtmak istiyordu Asaf. Bir insan nasıl bu kadar kısa sürede kendinden böyle soğutabilirdi ki!

" Abicim? Ne yapıyorsun tek başına burada? Senin dışarı çıktığını sanmıştım. "  diyen kardeşine döndü.

" Çıkacaktım da sonra vazgeçtim. Siz nereye? "

Her ne kadar onu katmak istemese de Handan'ın bir şeyden şüphelenmemesi için mecburen sormuştu.

Kız kardeşinin yüzüne yine bir gölge düşerken, geriye doğru bedenini yatırıp abisinin koluna sarılmıştı.

" Alışverişe çıkalım diyorum ama Karan gelmek istemiyor. Abi sen ikna etsene onu belki gelir. "

İlk önce hüzünlü bir şekilde konuşup ardından da hevesle başını kaldırıp Asaf'a bakan kızla, gülümseyerek onu izleyen adama yan bir bakış attı Asaf.

Karan, Handan ona bakmadığı için yüzündeki gülümsemeyi silmeden geriye yaslanıp sol elinin baş parmağını dudaklarında gezdirdiğinde, Asaf ona sinir olmuş bir ifadeyle bakmaktan kendini alamadı.

İlla piçlik yapacaktı, yoksa içi rahat etmezdi bu şerefsizin.

Hevesle ona bakan kardeşine ek olarak Karan da imalı bir şekilde konuşmuştu.

" Evet kayınço, eğer sen beni ikna edebilirsen belki giderim, ha ne dersin? "

Handan abisinin kolundan tutup sarsarken ona hevesle bakıyordu.
" Hadi abi. " dediğinde, Asaf onun kahve gözlerine baktı. Kız kardeşini üzmek istemiyordu ama bu karşısında sırıtan piçi de sevindirmek istemiyordu. Resmen iki arada bir derede kalmıştı.

Asaf bir şey demeden öylece dururken bir anda ortamda çalan telefonla,  Handan abisinin kolundan çıkıp soluna dönerek çantasında telefonunu aramaya başladı. 

Asaf'ın gözleri ondayken bir anda baldırına değen elle yerinde irkildi. Gözleri hızla Karan'ı bulduğunda onun sırıtarak bacağını okşadığını gördü.

Eli anında Karan'ın elini bulup itmeye çalıştığında, gözleri de Handan'ın üzerindeydi.

İçindeki gerginlik hat safhadayken, elini itmeye çalıştığı beden ona inat daha da sıkıyordu elini. Baldırını sertçe sıkarken, Asaf sinirle ona dönmüştü.

Karan'ın yüzünde bir sırıtma hakimken, telefonla konuşan kardeşinin varlığından haberdar bir şekilde sessizce fısıldadı.

" Çek elini piç! " 

Onun küfür etmesi Karan'a daha da hoş gelirken, koltukta kayarak dibine girdi. Asaf kendini çekmeye çalıştığında, diğer tarafında Handan olduğu için geri gidemiyordu. Karan da bunu bildiği için daha da sokulmuştu onun bir yere kımıldayamayan bedenine.

Dibine girdiği bedenin gergin ve sinirli yüzüne yaklaşıp nefesini yüzüne üfleyerek konuştu.

" Çekmek istemiyorum. "  dediğinde, Asaf elini itmeye çalışırken sinirle soluyordu.

" Ne oldu, yoksa önceden iğrendiğin ibne mi oldun şimdi? "

Daha önce ona duygularını itiraf ettiğinde, Karan yüzüne ibne diye tiksintiyle konuşmuştu. Şimdi de iğrendiği şeyi bile isteye her fırsatta yapıyordu.

Karan'ın yüzünde hiçbir değişiklik olmazken gülmüştü onun bu dediğine.

" Hayır, ama seni çaresiz bırakmak çok hoşuma gidiyor kayınço. " dedi, utanmazca. Bir insan nasıl bu kadar rahat olabilir diye düşünürken, onun insan değil bir şerefsiz olduğunu hatırlayınca düşünmekten vazgeçti Asaf.

" İğrençsin! "  diye tiksintiyle konuştu Asaf.

Karan güldü.

" Sende çok güzelsin kayınço. " dedi.

Handan konuşmasını bitirip telefonu kulağından çekerken, Asaf hızla elini daha sert bir şekilde ittiğinde, Karan da geriye çekilmişti.

Handan telefonu kapatıp ona döndü.

" Abi ben kız arkadaşımla buluşmaya gidiyorum. Onunla alışverişe gideceğiz, madem sen gelmiyorsun. "  Son sözü Karan'a bakarak kırgınca konuştuğunda, ayağa kalktı.

Asaf Karan'la aynı yerde kalmaya tahammül edemediği için o da hızla kız kardeşinin peşinden ayaklandı.

" Ben seni bırakırım. "

Hızlı hızlı konuşarak kapıya yürüyen kardeşine yaklaştığında, arkasından sırıtarak bakan Karan'a bakmadan birlikte evden çıktılar.

Onun gibi bir piçle aynı mekânda kalmayı bile midesi kaldırmıyordu artık.

HUSUMET-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin