KIRK BİR

3.1K 305 38
                                    

Hayatında hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu Raşit. İliklerine kadar işlemişti korkusu. Kaybetmek... Aklında dönüp duran tek kelime buydu, kaybetmek... Zaten kavuşamamıştı, nasıl kaybedebilirdi ki?

Bu kadar bahtsız olmak zorunda mıydı?

Görebildiği tek şey kandı. Gözleri başka bir şey görmeyi reddediyordu. Tuttuğu kolundaki eli titriyordu, Ali Nejat'ın yüzüne dokunan eli deli gibi titriyordu. Ne yapsa da önleyemiyordu.

" Ali Nejat..." diye fısıldadı acıyla. Başka ne diyebilirdi ki? Delicesine sevdiği, uğruna yıllarını harcadığı adam gün be gün gözlerinin önünde eriyordu. Artık o canlı maviler yoktu, yerine ruhsuz, ölü gibi bakışlar vardı.

Ali Nejat ona eskiden öfkeden deliye dönmüş bir şekilde bakıyordu teni tenine değdiğinde, ama şimdi nefes bile almadan gözlerinin içine bakıyordu. Eskiden bakması için canını vereceği bakışlar şimdi canını yakıyordu.

Neden böyle olmak zorundaydı ki.

" Neyin var? " diye sordu ama yine cevapsız kalacağını biliyordu. Ali Nejat sürekli onu başından savıyordu.

Dolu dolu olmuş gözlerle bakan adamla Ali Nejat yutkundu. Yanağını hafifçe okşayan elin sıcaklığına kendini bırakmak istese de yapamazdı. Şimdiye kadar nasıl bencilce davranmışsa, kalan kısacık ömründe de öyle yapmalıydı. Raşit'in canının yandığını görebiliyordu, ama ona sevgisini belli etse ve ardından ölse canının daha çok yanacağıno da biliyordu.
O yüzden bencil olmak zorundaydı.

" Hiçbir şey..." dedi kısaca, sözlerinin Raşit'i daha da yaktığını bilerek geriye çekildi. Yüzünden kayan ele baktı. Ardından arkasını dönüp yürüdü.

Arabanın kapısına uzandığında durdu, çünkü Raşit gitmemesi için elini tutmuştu.

Yutkundu.

Daha önce defalarca arkasını dönüp gitmişken şimdi neden gidemiyordu. Neden içinde bir tereddüt vardı.

" Lütfen..." diye fısıldadı Raşit, ne diyeceğini bilemeden. Sadece gitmesin istiyordu. Yanında kalsın, yüzüne baksın, sesini duysun yeterdi.

Ali Nejat'tan şimdiye kadar hiç daha fazlasını istememişti, çünkü elde edemeyeceğini biliyordu.

Tuttuğu elin soğukluğunu gidermek için elini sıktı. Umarım çekmez diye geçirdi içinden. Ama boş bir hayal olduğunu biliyordu.

Ali Nejat yavaşça arkasını döndü. Raşit'in çok şey anlatmak isteyen ama sadece susup onu izleyen gözlerine baktı. Kalmasını mı istiyordu yoksa anlatmasını mı?

Anlatmak istemiyordu ki, ama sonsuza kadar da saklayamazdı.

Derin bir nefes alarak dudaklarını araladı.

" Kalmamı istiyorsan hiçbir şey sorma Raşit. " dediğinde, Raşit engel olamadığı bir kıpırtı hissetti. Kalbi heyecandan hızlanırken hâlâ tuttuğu eli sıktı istemsizce.

" Tamam. " Dedi.

Kalmasını istiyordu. Elbet bir gün açığa çıkardı sakladığı her neyse. Ama şimdi bu anı bozmak istemediği için susmayı tercih etti.

Ali Nejat elini çektiğinde bırakmak zorunda kaldı. Ama umursamadı, yanındaydı çünkü. Gitmemişti.

Bu da bir başlangıçtı...

Tekrar eski yerine oturan adamın yanına oturdu birkaç saniyelik tereddütten sonra. Ali Nejat gözlerini karşıya dikmiş, batan güneşe bakıyordu. Raşit ise gözlerini ondan ayırmadı.

HUSUMET-GayWhere stories live. Discover now