SIRÂT (İslami Roman) - Tamamlandı✅

26. Bölüm: 🌿YOĞUN🌿

26.05.23

Bölüm müziğini diğer bölümlerden seçebilirsiniz. Keyifle okuyun :)

.

(Ali'nin anlatımıyla)

Geceleyin sakinleyen deniz, çarşaf gibi görüntüsüyle muhteşem bir manzara sunarken ben, daha kıymetli olan manzarama bakıyordum. Kucağımda kıvrılarak uyuyan küçük karıma...
Az evvel anlattığım şeylerle beni gözyaşları içinde dinleyip Allah'ın bizi o berbat hayattan kurtarmasına şükretmiş ve hatırına gelmesiyle de minik minik öpmüştü beni...başını sakladığı boynumdan... Sonra da ağlamanın geride bıraktığı gevşemeyle orada tatlı tatlı mırıldanarak uyuyakalmıştı. Ben de üşümemesi için yanımda duran hırkamı üzerine bırakarak onu kendime iyice bastırmıştım. Şu anda da güzel çehresini biraz geriye çekerek yüreğine sevdalandığım kadının her bir zerresini incelemeye koyulmuştum.

Ama az sonra kaşları hafifçe çatıldı ve önce küçük bir öksürükle sarsıldı. Öksürüğü şiddetlenince uykusundan uyanmış ve kendine gelmek için biraz doğrulmuştu. Ah, hasta oluyordu...
"Fatıma'm... Ah, benim kalın kafam yüzünden. Seni içeriye götürmeliydim. Hasta oluyorsun!" diyerek içimden kendime daha fazlasını sayıkladım.
Öksürüğü hafifleyince başını tekrar bana dayadı ve mırıldandı "Hayır, hayır... Soğuk alınca böyle oluyor. Geçer şimdi, boşver..." Bana kedi gibi sokulmasının aklımı çelmesine izin vermedim ve rahat edemeden konuştum "Boşveremem... Seni içeriye götürüp ısıtayım."

Buna itiraz etmedi ve kalkmak için kıpırdandı. Ama ben buna izin vermeyip onu kendime iyice bastırdım. Ardından masadaki mumu küçük bir hareketle söndürüp kucağımda onunla birlikte ayağa kalktım. Sonra da dikkatlice balkondan içeri girip onu şöminenin karşısında duran büyük koltuğa yavaşça bıraktım. Bırakır bırakmaz sıcaklığımdan ayrılmış olmanın rahatsızlığıyla iki büklüm kıvrılıp kendini kollarıyla sardı ve tekrar ard arda öksürüklerle sarsılmaya başladı. Kaşlarımı çatıp "Hemen geliyorum ben." dedim ve önce onun için üst kattan yorgan ve yastık getirdim. Sonra aceleyle tekrar aşağıya indim ve önce yastığı başının altına koyup kalın yorganla da üzerini sıkıca örttüm. Evin içinin de gece olması sebebiyle hatırı sayılır derecede serinlediğini fark edip şömineyi tutuşturdum ve Fatma'yı yatırdığım koltuğu, ısıya doğru yaklaştırdım.

Ancak ortam ısınana dek karımın üşümesine gönlüm el vermedi. Gerçi ben ona şu birkaç günde bu kadar alışmışken onun yamacından başka bir yerde de zaten uyuyamazdım. Yorganın bir ucunu kaldırıp yanına uzanacaktım ki bunu yaparsam zaten sıcak olan bedenim terler düşüncesiyle üzerimdeki kazağı bir çırpıda çıkarıp koltuk başlığına koydum. Atlet giymeyi sevmeyen bir adam olduğum için yarı çıplak kalmıştım.

Tekrar karıma döndüğümde beni gözlerini büyüterek ve yanağındaki kırmızıklarla süzdüğünü gördüm. Bunu bilinçli yapmasam da onu böyle utandırmaya bayılıyordum...
"Sen bana şov mu yapıyorsun?!" demesiyle hem gülmemek için hem de utancını gizlemek için gerçek bir çaba gösterdiğini fark ettim.
Bunu duyunca dayanamayıp küçük bir kahkaha attım. Kendini gizlemek için bana böyle şeyler söylüyordu. "İyi görünmek için böyle bir uğraşa ihtiyacım olduğunu sanmıyorum güzelim." diyerek onun şaşkın bakışları arasından yorganı kaldırıp yanına kıvrıldım. Sonra da gergin ve soğuk bedenini kendime yaslayıp onu iyice sarmalayarak ısıtmaya çalıştım.

"Kendini beğenmiş!.. Yakışıklı!.." diyerek ara ara söylenmesi öyle tatlıydı ki tam şu an onu öpebilirdim! Gülerek "Teşekkür ederim." dediğimde onun çekinmesini umursamadan ellerini göğsüme çekip dudaklarımı çenesine değdirdim ve yumuşak bir buse bıraktım. Öpmemle daha bir kızarınca bu mükemmel manzarayı seyre koyuldum.
Şöminenin titrek turuncu ışığı yüzünde sallanıyor ve bana bakan güzelim koyu yeşilleri sevgiyle parıldıyordu. Utançla kırpıştırdığı gözlerinde, uzun kirpikleri bir süs gibi zarif duruyor ve her bir tanesini yine şefkatle öpesim geliyordu. Güzelliği karşısında bu defa da yine fena bocalamıştım. Sonra bu görüntüye yenik düşerek yüzüne yaklaştım ve her bir köşesine yine kendimden zarifçe birer iz bıraktım.