20. Bölüm: 🌿"GİTME"🌿

806 70 146
                                    

Erken biten bir bölümle geldiiim!
Selamün aleyküm!

Güzel bir giriş yaptım. Çünkü bu bölüm bunu gerektiriyordu 😄😍

22.03

🎵🎶Bölüm müziği: Kömür Gözlerin (enstrümantal)

Şaşkın bakışlarıma zıt olarak onun gözleri gayet sıradan bir şekilde bakıyordu

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Şaşkın bakışlarıma zıt olarak onun gözleri gayet sıradan bir şekilde bakıyordu.
Gülümsemesiyle yumuşayan yüz hatlarına ve elindeki çiçek buketine baktım uzun uzun.

Hâlâ o şekilde durduğumda kaşlarıyla evin içini gösterdi "Buyur etmeyecek misin?"

Sanki uzun zamandır konuşuyormuşuz gibi rahat tavırlarına anlamazca bakmaya devam ederken arkamdan annemin geldiğini belli eden ayak seslerini duydum. Daha sonra da gelen kişiyi görmüş olmalı ki misafirperver bir şekilde onu içeriye davet etmişti "Sen miydin oğlum? İçeriye gel hadi. Hoşgeldin..."

Annemin gülümseyen yüzüne şaşkınca baktım. Onu tanıyor muydu?! Ve geleceğinden haberdar mıydı?

Annem yüzüne aval aval baktığımı görünce açıkladı "Bora'nın annesiyle okul yıllarınızdan tanışıyoruz. Sen hastanedeyken o aradı. Durumunu öğrenince de geçmiş olsuna gelmek istediklerini söylediler." dedi gülümseyerek Bora'ya bakarken.
Sonra kapıyı kolaçan edip "Annen neredeydi oğlum?" diye sordu.

Bora elindeki çiçek buketini hafifçe yukarı kaldırıp anneme gösterdi "Maalesef bugün müsait olamadı Gönül teyze. Bu çiçekleri onun adına getirdim."

Annem halinden memnun bir şekilde onu içeriye davet ederken ben susmaya devam ettim. Pek hoşlandığım birisi değildi. Malum, okul yıllarımızda ağzından bal damlıyordu ya!

Oturma odasına geçerken dahi bakışlarını üzerimden çekmeyen adama gözlerimi değdirmedim bile.
Annem kahve yapıp geleceğini söyleyerek odadan çıktığında karşılıklı koltuklarda oturmuş sessizce onu bekliyorduk. Konuşmaya niyetim yoktu...

"Nasılsın?"

Birden yöneltilen soruyla başımı kaldırdım. Sanki üniversite yıllarındaki o rahat genç oğlan büyümüş de yerine olgun bir adam gelmiş gibi görünüyordu.

"İyiyim..." diye mırıldandım.

Onun nasıl olduğunu sormamama rağmen hiç bozulmamış ve konuşmaya devam etmişti "Pek de iyi görünmüyorsun..." dedi başıyla kolumdaki sargıyı göstererek "Geçmiş olsun. Nasıl oldu bu?"

Annemin acele etmesini diliyorum çünkü onunla normal bir konuşmaya girmeyi dahi istemiyordum. Kısa cevaplarımda ısrarcı oldum "Teşekkür ederim... Orası uzun hikaye."

Belki geçmiş geçmişte kalmıştı. Belki de o değişmişti ancak daha da önemlisi ben daha fazla değişmiştim. Bu yüzden şu an bana karşı fena olmasa da onunla muhabbet etmeyecektim.

SIRÂT (İslami Roman) - Tamamlandı✅Donde viven las historias. Descúbrelo ahora