10. Bölüm: 🌿"SAÇLARIN?.."🌿

917 75 42
                                    

Turtamı yedim ve yeni bölüme başladım. Hadi bismillah...😄
.

Papatya fon müziği
Bölüm müziği ⬆️
Müzik uygulamanızdan açabilirsiniz...
Ve ileriki bölümlerde gergin yerler ekleyeceğim. Hep böyle sakin gitmeyecek.
.

Kalbim neden böylesine sert çarpıyor? Ona söz geçiremiyorum. Ya da vücüdumdaki tüm kanın yanaklarıma hücum ediyormuş hissi... Neden oluyor?

Gözlerini benden çekmedi. Ama ben yanaklarım yandığı için gözlerimi kaçırıp başımı önüme çevirdim ve konuşacak bir şeyler bulmaya çalıştım "Yarışmaya katıldığını bilmiyordum."

Onun cevap vermesine fırsat bırakmadan Nisa'nın ve hemen ardından Mert'in şaşkın sorularını duydum.

"Sevdiğin biri mi var!?"

"Oğlum ben niye bilmiyorum senin yarışmaya katıldığını?"

Dikkatimi çeken Nisa'nın sorusuydu. Tekrar ona baktım. İlk defa bakışlarını kaçırdı. Biraz tereddütle Nisa'yı cevapladı "H-hayır, sadece yarışma için... Öylesine yaptığım bir şey."

Nisa inanamaz gibi baktı ona "Öylesine yapılmış bir şey için fazla güzel ve anlamlı değil mi?"

Cevap vermedi. Hafifçe gülümsedi yalnızca. Sonra Mert'i cevapladı "Sonradan karar verdim. O yüzden haberiniz yoktu."

Anlamlı tablosu yüzünden hala oldukça şaşkındım. Bu yüzden sadece onları dinliyordum. Ve...çizdiği o benler... benim gözümün kenarında da aynıları vardı. Belki de benzetiyordum. Ya da bana öyle geliyordu.

Bunları düşünürken oldukça durgun görünüyor olmalıydım.
Benim tuvalim yorumlanmıştı. Kısa sürede Emre'nin birinciliği de açıklanmıştı. Onun birinci olacağını herkes zaten biliyordu. Sadece dile getirilmiş gibi olmuştu. Ödülünü almış ve tebriklerle program bitmişti.

Yanımıza tekrar geldiğinde tebessümünde bir burukluk gördüğüme emindim. Nedenini anlayamamıştım.
Toparlanıp arabaya doğru ilerlemeye başladık. Üzerindeki bu tuhaf havayı bir tek ben mi görüyordum? Durgun gibiydi. Ama aynı zamanda söyleyeceği bir çok kelime var gibi... Yürürken ona baktığımı anlayıp hafifçe bana döndü. Tekrar bir gülümseme hediye etti bana.. Ama buruk, sanki söyleyeceği bir şeyler vardı da gülümseyerek savuşturmuş gibi, bir şeyler eksik gibi... Belki de kafamda kuruyordum.

İlerlerken öğrenciler ve hocalardan bir çok kişi yaklaşıp onu tebrik etmişti. Nezaketle teşekkür ediyordu her birine.
Arabanın yanına gelinceye kadar konuşmadı. Kapıyı açıp arabayı sürmeye başlayana kadar dalgındı. Arka koltukta oturmuştum. İlerlerken dikiz aynasından bana baktı. Bakışlarını saklamazdı benden ama bu defa ona bakınca kaçırdı gözlerini. Tuhaf bir hâli vardı, çözemiyordum. Bir konu hakkından karar vermeye çalışır gibiydi. Sadece ben mi görüyorum diye düşünerek Mert ve Nisa'ya baktım. Kendi hallerinde konuşuyorlardı. Kafamda kurduğumu düşünerek başımı cama çevirdim ve etrafı izlemeye başladım.

Önce Mert'i evine bırakmıştık. Eve doğru yaklaşırken Nisa, Emre'yi tekrar tebrik etti "Tablon gerçekten çok anlamlıydı. Tekrar tebrik ederim. Yeteneğin ve hayal gücün göz ardı edilemeyecek kadar ortada. Okulu dereceyle bitireceğine eminim Emre."

Yandan bir bakış atıp usta hareketlerle manevra yaptı ve tanıdık sokağa saptı. Bir yandan da Nisa'yı cevaplamıştı. Ben de güzel olduğuyla ilgili bir şeyler söylemiştim. Yine aynı durgunluk üzerine çökerken sessizce teşekkür etti. Yanılmıyordum işte. Bir şey vardı. İnsanlara pek yakın olmasam da ne düşündüklerini az çok çıkarırdım. Ama o öyle saklıyordu ki kendini, ne hissettiğini bile kestiremiyordum. Sadece bakıyordu ve yanaklarıma neden olduğunu bilmediğim allıklar ekliyordu... Ve sanırım, onun yanındayken kendimi de anlamlandıramıyordum.

SIRÂT (İslami Roman) - Tamamlandı✅Where stories live. Discover now