49. Yarı Veda

1K 119 49
                                    

🦂

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦂

🎧SOFIA, Evol
🎧UNSECRET&Ruelle, Slip Away

🦂

Yüzüme kapanan hiçbir kapının önüne tekrar gelmedim, tekrar çalmaya yeltenmedim, hatta olduğu sokaktan bile geçmedim. Verdiğim hiçbir karardan pişman olmadım, pişman olacağımı düşündüğüm hiçbir konuyu kafamda tartmadım. Her zaman tek bir renktim.

Aldığım on yıllık bu cezanın omuzlarımda hiçbir ağırlığı yoktu. Yürürken omuzlarım yine dikti, kendimden beklediğim de buydu. Önemli bir konu olduğunda mührü kaldırabileceklerini söylemişlerdi, normal zamanlarda gücüm olmadan da yapabilirdim. Belki eskisi gibi hızlı olamazdım ama bacaklarım hâlâ benimleydi. Gözlerimi önümüzde yürüyen Freyr'in ensesine çıkardım. Kafasından ne tür planlar geçtiğini bilmesem de bir açıdan geçebileceğimiz bir yol kurmuştu, abimle oradan geçmemizi beklemişti. Abimin, Khione'nin yerine geçmesinde parmağının olduğunun farkındaydım, kötü bir amacı olduğunu sanmıyordum. Ona karşı bir şey hissedemesem de onun bize karşı bir şeyler hissettiği belli oluyordu.

"Bu kadar uzaklaşmamıza gerek var mıydı?" diye sordum bıkkın bir sesle, daha önce girdiğimi hatırladığım bir salona girdiğimiz sırada. "Abim ve Noris'in de gelmesine izin vermedin."

"Çünkü bu ikinizi ilgilendiren bir konu," demesiyle kaşlarım çatıldı. Salonun ortasında durduğunda biz de birkaç metre arkasında durduk. Endymion sessizdi ama o da benim gibi ona anlamsız gözlerle bakıyordu.

Bize doğru döndükten sonra elini bana doğru uzattı. Ben daha ne olduğunu anlamadan etrafımı siyah bir çember sardı. "Ne yapıyorsun?" diye sorsam da beni dinlemeden parmaklarını hareket ettirdi, çember genişledi, bir duvara dönüştü. Şimdi koyu renk, şeffaf bir kürenin içindeydim.

Endymion öfkeyle, "Derdin ne?" diye bağırdığında şaşkınca duvarın ardından Freyr'e bakıyordum.

"Sakin ol. Ona bir şey yapacak değilim," dedi. Endymion ona doğru ilerleyecekken diğer elini kaldırıp onu durdurdu. Sinirle elimi bir duman gibi etrafımı saran duvara vurduğumda, dışarı çıkmak üzere olan güç hızla bana döndü ve sendeledim. Onun gücünün diğerlerinden daha farklı ve büyük olduğunu biliyordum. Gözlerini bana çevirdi. "Bana öfkeli olduğunu biliyorum. Bir beklentiye girmemem gerektiğini de."

"Bunları neden söylüyorsun?"

"Çünkü görebiliyorum, benim geldiğim noktaya sen de geldin ve ne yapacağını bilmiyorsun," dediğinde ne demek istediğini anlamadım ama göz ucuyla Endymion'a baktığında irkildim. "Annen için bir planım vardı ama geç kaldığımı çok sonradan fark etmiştim. Bu planım belki benim değil ama senin bir işine yarayabilir."

Duvara biraz daha yaklaşıp ona baktım. "Ne planından bahsediyorsun?"

Bu kez gözlerini tamamen benden ayırıp Endymion'a döndü. "Anneni suçlamıyorum. Belki ona en başından anlatmış olsaydım, her şeyi biliyor olsaydı, onun ve sizin için hayat daha kolay olabilirdi." Endymion'a doğru kaldırdığı elini kendine doğru çektiğinde Endymion bir kukla gibi ona doğru ilerledi. Bunu isteği dışında yaptığı yüzündeki öfkeden belli oluyordu, gri gözleri Freyr'e dikilmişti. Bir yandan da olanları anlamaya çalışıyordu. Ne yapmaya çalıştığını bilmediğimden içinde oluşan korkuyu hissettim. "Ashton'a bir hediye verdim. Sana da bir hediye vermeme izin ver."

AKREBİN KALBİ / TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin