34. Solan Anılar

1.8K 202 103
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🦂🎧Ceol Mor, Medieval Village🎧TrineATX, Half Alive🦂

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🦂
🎧Ceol Mor, Medieval Village
🎧TrineATX, Half Alive
🦂

Karşımızda olan kişinin verdiği kararlara doğru ya da yanlış şeklinde bir kılıf uydurabiliyorken, kendi kararlarımız söz konusu olduğunda bu iki kelime de birbirine karışıyordu. Verdiğim bütün kararlarda çok düşünürdüm, yanlış da olsa, o kararı veren de varsa bir cezası çekecek olan da bendim. Geri dönemeyeceğim bir yola girmiştim ve tek dileğim, yanlış yolu seçmemiş olmamdı.

Firma karavanı evin önüne bırakalı yarım saat kadar olmuştu, onlar geldiğinde biz kahvaltı masasındaydık. Kahvaltımız biteli de birkaç dakika olmuştu. Hazırladığımız çantaları antreye indirdik, Noris ve Endymion da bizim getirdiğimiz çantaları karavana götürüyordu. Çantaları ve yanımıza alacağımız malzemeleri kapıya kadar taşıma işi bitince bileğimi kaldırıp saate baktım. Sabah Fallon mesaj atmış, on gibi burada olacaklarını söylemişti. O zaman onların gelmesine de on beş dakika kadar kalmıştı.

"Eksik bir şey var mı?" diye sordu Endymion, eşyaları karavana yükleme işini bitirdikten sonra yanıma gelirken.

"Hayır. Ne olur ne olmaz diye iki çadır da aldık," dediğimde başını yavaşça sallayıp gözlerini evin önünde duran karavana çevirdi. Kiraladıkları karavan, Lamar'ın karavanından daha büyük ve genişti. Açıkçası bu daha iyiydi, arkadaşlarımla çoğu zaman bu konuda zorlandığımız olmuştu.

"Zaten bir şeye ihtiyaç olursa gittiğimiz yerde de temin ederiz," dedi, vestiyere bıraktığı cüzdanını cebine atıp telefonunu eline aldı. Bana tamamen yaklaşıp diğer elini saçlarıma bastırdı. "Yüzünü bu kadar asarsan, güzelliğini gölgelersin." Gülümseyerek ona bakınca dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. "İşte böyle."

"İki dakika flörtleşmeden durun ya," dedi Briella yan yan bakıp yanımızdan geçerken. Gülerek kollarımı Endymion'un beline sardığımda o da kollarını omuzlarıma doladı. Ben Briella'nın elinde çantasıyla merdivenleri inişini izlediğim sırada bir korna sesi duydum, arkadaşlarım gelmiş olmalıydı.

Endymion'la birbirimizden ayrıldıktan sonra cüzdanımı ve kişisel eşyalarımı içine koyduğum sırt çantamı salondan aldım. Evden çıkarken yüzüm asık olsa da dışarı çıktığımda ve kendi karavanlarından neşeyle inen arkadaşlarımı gördüğümde dudaklarıma bir gülümseme yapıştı. Dışarıdan bakıldığında bu mutlu bir insana ait bir gülümsemeydi, doğru, mutluydum ama bu gülümsemede keder de vardı.

AKREBİN KALBİ / TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now