109. BÖLÜM: "SAHİL"

Comenzar desde el principio
                                    

Biliyordu ki o şortlarından biriyle gitse Devran kıskançlıktan kafayı yerdi... Ama tek sebebi bu değildi elbette o şortlardan birini giymemesinin. İnsan içinde kendisini rahat hissetmezdi ki, o sadece kendisi için ve elbette Devran için giyiyordu onları ikisi beraberken...

Ayrıca... Kubilay buradaydı. Asil bir iç çamaşırını andıran incecik bir kumaş parçasıyla her şeyi meydandayken onun ve diğerlerinin yanında utanmadan dolanabileceğini sanmıyordu. Doğru gelmiyordu doğal olarak. Bazı şeyler Devran'a ve ona özeldi.

"İstersen giyebilirsin tabii ki yavrum." dedi Devran ıkınır gibi. Asil'e kılık kıyafet konusunda karışmaya kalktığı ilk seferde ağzının payını aldığından beridir ona bu konuda tek kelime etmişliği yoktu. Asil tıpkı o zamanda dediği gibi, her zaman kendine yakışan şeyleri giymeyi güzel beceriyordu... Giydiği her şey yakışıyordu ya Devran'ın bebeğine, orası ayrıydı...

Ancak bu şort meselesinin yüreğini hoplatmadığını söylerse yalan söylemiş olurdu adam...

Asil onun kendini kasarak söylediği cümleyle gülmeden edemedi. "Değiştireyim mi o zaman sence?" diye sordu ciddi görünmeye çalışarak. Mavi gözlerini masum masum açıp hevesle sevgilisine baktı. "Bu yakışmadı mı? Diğerleri daha güzel değil mi? Ben en iyisi değiştireyim."

Dolaba doğru yalancı bir hamle yapmıştı ki Devran kara gözlerindeki bariz panikle Asil'in kolunu kavradı hemen. "Bebeğim, hayır çok güzelsin. Çok yakıştı bu şort sana. Gözlerinin rengini ortaya çıkardı resmen. Çıkarma sakın, bayıldım ben buna."

Asil yeniden gülecek gibi oldu. Altına giydiği şort nasıl gözlerinin rengini ortaya çıkarmıştı anlayamadı. "Çok beğendiysen hep böyle giyerim o zaman. Diğerlerinden giymem hiç." dedi.

Devran bir an dünyası başına yıkılmış gibi baktı çocuğun güzel gözlerine. Ne demekti bir daha o şortlardan giymemek? Devran'ı mahrum mu bırakacaktı güzelliğinden?

Çok geçmeden Devran gülmemek için kendisini kasan çocuğun onunla dalga geçtiğini anladı. Tuttuğu kolunu çekerek vücutlarını birbirine yapıştırdı. "Sen benimle oynuyor musun? Hmm?"

Üstten üstten Asil'e bakarken öyle tahrik edici görünüyordu ki Asil çaktırmadan yutkunmak zorunda kaldı. "Hemen oltaya gelen sensin." dedi.

Kalın kolları çocuğun bedenine dolanınca Asil'in nefesi kesildi bu ani yakınlıkla. Artan tansiyonu hissedebiliyordu. Karnına değen sertliğin farkındaydı, ki henüz sertleşmiş bile değildi adam...

"Sus pus oldun kurban olduğum... Ne oldu?" Gayet de biliyordu ne olduğunu ama oynama sırası ondaydı şimdi.

Asil alt dudağını kemirdi istemsizce, derin bir nefes aldı sakinleşmek için. Elleriyle Devran'ın omuzlarına tutunmuştu ve kendisine içeride onları bekleyen insanlar olduğunu hatırlatmaya çabalıyordu. Babası içerideydi yahu!

"Karnıma bastırıyorsun." diyebildi. "Bir daha senin yanında giyinip soyunmayacağım ya! Hemen fesat fesat şeyler düşünüp sırnaşıyorsun bana." Başını nazlı nazlı yana doğru çevirip banyonun kapısına bakınca Devran dayanamayıp onun yanağını sertçe öptü.

"Ah ulan!" dedi dişlerini sıkarak. "Saçının teline, tırnağının ucuna zarar gelecek diye ödüm kopuyor. Sana zarar gelmesi ihtimali bazı geceler beni uyutmuyor ama içimdeki şu hissi atamıyorum." Tıslar gibi derinden, Asil'in bacaklarını titretmeye yetecek bir tavırla konuşuyor, bakıyor ve sarmalıyordu onu.

ASİL bxbDonde viven las historias. Descúbrelo ahora