105. BÖLÜM: "BEKLENEN MİSAFİRLER"

Começar do início
                                    

"Yakışmış sana."

"Teşekkür ederim."

Kubilay bir kolunu Asil'in omzundan çekmeden onu Devran'a ve Barbaros'a doğru yönlendirdiğinde Asil'in içi içine sığmıyordu.

Bakışları Kubilay'ın profilini süzdükten sonra Devran'a döndü. "Bitti mi kavganız?" diye sordu.

"Yavrum, kavga değildi ki." dedi Devran hemen.

"Aynen yavrusu, sen bizim kavgamızı görsen babanın eteğinin altına saklanırsın." Barbaros çocuğa göz kırpıp Kubilay'a bakmadan eve doğru ilerledi.

"Barbaros." dedi Kubilay sadece.

"Hı?"

Başka bir şey söyleyecek gibi olsa da, "Aldıklarımızı arabada unutmayalım." dedi vazgeçerek.

Asil'e iki de bir baba, baban gibi kelimelerle pasif de olsa şaka yollu bir baskı yapmasını istemiyordu, üstelik bunu konuşmuşlardı da ama görüyordu ki bu konuştukları da daha bir çok seferde olduğu gibi Barbar'ın bir kulağından girmiş diğerinden çıkmıştı.

Şöyle bir şey vardı ki Barbaros bu hayatta belki de bir Kubilay'ın lafını dinliyor, bir onu tam anlamıyla adam yerine koyuyordu. Ama onu da yarım yamalak dinliyordu... İşine geldiği gibi davranmaktan geri kalmıyordu.

"Emredersin."

Kubilay'ın sakin gözlerinden bir yıldırım geçer gibi oldu. "Emretmiyorum. Ve bir daha aynı imaları yaparsan bozuşacağız."

"Tamam be tamam. Bunun da nazı bir bana geçiyor."

Asil Kubilay'la beraber eve doğru yürürken dönüp Barbaros'a baktı. "Sorun değil." dedi sıkıntı olmadığını göstermek isteyerek.

"Bak, değilmiş sorun." Tek kaşını kaldırıp meydan okur gibi Kubilay'a bakan Barbaros Kubilay'ın bakışında ne gördüyse havaya kalkan kaşı ağır ağır indi ve gözleri devrildi. "Geçin siz, ben arabadakileri alayım."

"Sonra da alırız, gel dinlen biraz." dedi Asil bu sefer.

Barbaros başını salladı. "Yok küçük enişte, et met var, kokuşmasınlar."

Asil onun küçük enişte demesiyle birlikte yüzünü buruşturdu. Dil çıkarmamak için kendisini zor tuttu. Bakışları yeniden Kubilay'a döndüğünde yüz ifadesi de düzelmişti. "Ben çok güzel şeyler hazırladım. Bir şey almanıza gerek yoktu." diye konuştu.

Arkadan ellerinde poşetlerle onları takip eden Barbaros yanlarına ulaşmıştı hemen. "Elimiz boş mu gelseydik bıdık?"

"Bugün senin yaptıklarının tadını çıkarırız. Ziyan etmeyiz, endişelenme." dedi Kubilay. "Bizim aldıklarımızı sonra yeriz."

Asil başını salladı ve eve girmeden önce çıplak ayaklarındaki tozu yıkamak isteyerek evin camdan kapısına yakın bir yere, beyaz duvara yerleştirilmiş çeşmeye doğru yöneldi. Musluğa takılı hortumun ucunu yerden alarak serin suyu açtı ve ayaklarına doğru tuttu. Ayağını yere sürterek açık renkli fayanstaki griliğin akıp gidişini izleyip ayaklarının iyice temizlendiğinden emin oldu.

Kubilay onun bu doğal hareketlerini izlerken dalıp gittiğinin farkında değildi ancak Devran'ın çocuğa ayaklarını kurulaması için bir havlu uzattığını ve dirseğini tutarak çocuğun ayaklarını kurularken dengede durmasına yardımcı olduğunu gördüğünde dikkati dağıldı.

ASİL bxbOnde as histórias ganham vida. Descobre agora