Odamda tek başıma oturmuş o rüyama giren garip insanların dediği şeyi yapıyordum. Ruhumu güçlendirmek...
Tamam... Bu şey nasıl yapılıyor bilmiyordum. Bruce'a sordum... O adam... Çok teorik konuşuyor... Beynimi bir saatte kaybettim. Bundan ötürü başka bir plana geçtim. Youtube'dan video izleyerek anlamaya çalışmıştım. Ama o pembe nike pro giyen ablalar hiçbir bok anlatamamıştı. Bundan ötürü kendi bildiğimi yapıyordum.
Bir fincan papatya çayımı içerken bağdaş kurarak matın üzerine oturdum. Derin bir nefes alarak gözlerimi kapadım. Tamam... Bütün düşünceleri bo- Loki'yi dondurma kostümü giymiş bir şekilde "Ben bir dondurmayım. Eririm." diyerek karlı havada köpek gezdirdiğini düşünmeyeceğim.
Zihnimi boşaltırken içimdeki güç akışına yoğunlaştım. Kung-fu Panda izlemem işe yaradı galiba. Her neyse odaklan Louis... Odaklan... Güce odaklan. İçinde akan güce odaklan...
Bedenim elektriklenirken sakin olarak bunu sürdürmeye devam ediyordum. Nefes egzersizimi sürdürürken bedenimden bir enerjinin yayıldığını hissediyordum. Bu beni rahatlatırken birden kapının açılması ile gözlerimi açtım. O sırada büyük bir gürültü oldu... Eşyalar yere düşerken kaşlarımı çattım ve kapıya baktım. Avengers üyeleri kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Ben de kaşlarımı çattım.
"Iıı... Bir sorun mu var?.."
Clint gergince ensesini kaşıdı.
"Yüksek enerji alarmı geldi... Biri odana saldırdı sandık."
Kaşlarımı daha da çattım.
"Meditasyon yapıyordum... Ne yüksek enerjisi..."
"Meditasyonu odanda eşyaları uçurarak yapıyorsan lütfen çalışma alanında yap bunu."
Clint'e dil çıkardım ve atağa kalktım. Üyelere tek tek bakarken kaşlarımı çattım.
"Loki'yi kim yedide gelmedi o?"
Bu dediğime Tony gülerken Nat ona dirsek attı. Yavaş yavaş herkes dağılırken Clint, Thor ve Wanda kalmıştı sadece.
"Aslında... Şöyle ki... Baban bir göreve gitti."
"Tek başına mı?"
"Çoğu göreve tek başına gidiyor. Çok inatçı bu konuda."
Göz devirdin Thor'un dedikleri ile. Wanda konuyu dağıtmak için başka konuya geçti.
"Sanırım ruhunu güçlendirmeye çalışıyorsun, değil mi?"
Başımı aşağa yukarı sallamıştım. Tanrılar, sanırım bilge birini bulmuştum sonunda.
"Bu zor bir konudur. Ben kendimi sinirim ile güçlendirmiştim. Neden dövüş sanatları ile kendine hakim olmayı denemiyorsun? Çok kolay olacaktır."
*******
Karşımda bana bakan Bucky ile gergince gülümsedim. Ağzıma sıçacak gibi... Neden Bucky öğretmenim olmak zorunda ki?..
"Tamam Louis. Olay basit. İlk olarak temel şeyler ile başlayacağız. Hareketleri sana göstereceğim. Sen de beni gözlemleyip aynısını yapacaksın. Hadi bakalım."
Bana bir savunma pozisyonu gösterirken aynısını yapmaya çalışıyordum. Çok zordu ama yapabilirdim her halde.
"Sağ bacağının açısı yanlış, sol bacağını çok kırıyorsun, ellerini öne doğru değil kendine doğru çekeceksin. Kollarını yarım değil tam kır."
Şaşkınca ona bakarken dediklerini yapmaya çalışıyordum. Ben en son yatıyordum... Ne ara buraya geldik?..
*********
YOU ARE READING
Işık, Gölgeler & Büyü / Loki Laufeyson (Bitti)
Fanfiction{O sadece ailesi olsun istemişti.} ----- Bu kitapta delilikler, üzüntüler, manyaklıklar vardır. Okurken dikkat ediniz. Yazım hataları varsa boşuna düzeltmeyin zaman kaybıdır. Bu kitabın hakları kardeşimin telefonunda gizlidir.
