-15- Kullanma Kılavuzu Var mı?

231 24 8
                                    

"Sana bir şey anlatmak zorunda değilim. Dediğim gibi özel hayatım. Şimdi odamdan çık. Cidden yorgunum."

Çantamı yatağın kenarına attım. Ve onu takmadan yatağın üzerine yüz üstü uzandım. Beyin çatlaması yaşarken birinin beni sırtımdan dürtmesi ile başımı çevirdim ve Loki'ye baktım.

"Bak Fesatlık Tanrısı. Ben öğrenci biriyim ha bir de kitap kurdu. İstediğim an istediğim her şeyi yapabilirim ergen olduğum için. Bence bu çok mantıklı. Bundan ötürü odamdan çık. Ben de yeni aldığım Yunan Mitoloji'si kitabını okuyayım."

Loki başını hızla iki yana salladı. İnada inat değil mi lan. Başımı yatağa daha fazla bastırırken gözlerimi kapadım yorgunlukla. Cidden uğraşacak gücüm yoktu. Bedenimi saran uyku hormonları beni uyku diyarına götürürken en son hissettiğim şey saçlarımda olan baskıydı.

*********

Cumartesi günü gelmişti. Ve bu kız ilk dersine gidiyordu. Ahh havalı olmak ne kadar mükemmel bir şey! Yani çoğu zaman öyle.

Kapıyı alacaklı gibi çalarken birden kapı açıldı. Karşımda bir pelerin görünce kaşlarımı çattım.

"Immm merhaba?"

Gergince el sallarken pelerin kenara çekildi. Ben içeri girerken bir yandan etrafa bakıyordum. Her şey çok dokunalası. Kazan gibi bir şey görünce ona yaklaştım. İçinde ne var diye bakmak için tutun kafamı uzattım.

"Kozmoz kazanımdan uzak durun Bayan Louis!"

Aniden uzaklaştım ve gergince Bay Strange'e baktım. O da bana soğuk bir şekilde bakıyordu. Bir portal açtı.

"Önden buyurun."

Ölmezsem iyi ha. Hızlıca portaldan geçtim. Bu sefer kurak bir çölün ortasındaydık. Etrafa anlamayarak bakıyordum. Neden buradayız?

"İlk önce şu Gölge gücünüzü ne kadar kullanabiliyorsunuz öğrenmem gerek. Lütfen kendinizi öldürmeyecek kadar asker çıkartın."

Dediği şey ile sırt çantamı bir kenara attım. Derin bir nefes aldım. Aklıma bütün askerleri getirirken parmağımı şıklattım konsantre olarak. Hesaplarıma göre 253 adet askerim vardı. Ama hepsini aynı anda çıkartamıyordum. Bundan ötürü sadece 150 adet çıkartabildim. Başıma ağrılar tekrar girerken gözlerimi açtım nefes nefese.

"Da-Daha çok var ama... Benden anca bu kadar oluyor."

Başını aşağa yukarı salladı. Uçarak askerlere bakıyordu. Ben de bir yandan Melody'e kaş göz yapıyordum. O ise anlamayarak bana bakıyordu. Bunları seninle çalışacağız.

"Güzel bir sayı bu ilk seferde. Lakin büyükbabanın asker sayısı en son kayıtlara göre on bindi."

Gözlerim büyümüş bir şekilde ona baktım. Has siktir...

"O... O kadar fazla mı?"

"Evet. Ki bu üç yıl önceki veri. Şu an daha çok olabilir."

Daha çok dedi... O adamı direkt öldürsek gider mi acaba askerler.

"Seninle iki güç için de ayrı çalışacağız. En sonunda ikisini aynı anda. Yani hem gölgelere hükmederken bir yandan Loki'nin gücünü kullanmanı sağlamaya çalışacağız. Ama bu cidden çok zor. 150 askeri zar zor çıkartırken bunları yapabileceğini düşünüyor musun?"

Bunu o kadar ciddi sormuştu ki... Bir an düşündüm. Ne yapsaydım ki? Anca elimden bu gelirdi...

"Yapmak zorundayım. Eğer yapmazsam... Daha kötü olacakdır. Eğer bu şeyi yapzam tüm suç benim oluyor... Sonuçta büyük güç büyük sorumluluk getirir."

Işık, Gölgeler & Büyü / Loki Laufeyson (Bitti)Where stories live. Discover now