Bölüm 30

2.1K 367 34
                                    

Malatya, ilk kez Sinan ve ailesi ile birlikte gördüğüm şehirdi. Dönüşte Münevver bir süre köyünde kalacağı için de yolculuğun neşesiyle dolup taşıyordum.

Uçakla gidip, oradan kiralanan arabayla devam ettik. Sinan, Ceylan'a demiş ki bizim çevrede hoş karşılanmaz, Deva'ya söyle biraz derli toplu giyinsin düğünde.

O isterse yapardım. Kırmazdım. Hanım hanımcık giysilerimle katıldım düğüne. Alandan inip arabayla Sinan'ın ağabeyi Sait'in evine gittik ilk olarak. Sait'in karısı Melek'in de kız kardeşi, İstanbul'daki evin birçok yerindeki Melek fotoğraflarından gördüğüm üzere oldukça kardeşine benzeyen kara kuru bir kadındı. Suratı daimi olarak asıktı. Bana da hoşgörülü ve misafirperver davranmadı.

Bu konuları çok dert etmezdim. Kafaya takmaz mevzu etmezdim.

Mükellef bir yemek sofrası sonrası dinlenmek için bize verilen odalara geçtik. Ceylan ile birlikte uzandığım ve uyumayı beklediğim odada, tavandaki altın yaldızlı dekorasyonu izlemeye koyuldum. Ceylan da uyumamış.

"Ne düşünüyorsun?" diye sorduğunda fark ettim.

"Ev sence de biraz abartılı değil mi?"

Güldü. "Teyzem sever gösterişli şeyleri." Yattığı yerden toparlandı. Söyleyecekleri vardı besbelli. Uzandığım koltukta yan döndüm.

Son dönemin insanları genel olarak gösterişe meraklıydı. Bunlardan bahsedeceğiz sandım.

Sait, Sinan'dan bile daha iyi maddiyata sahipti. Ne kadar avam olsa da o eve oldukça masraf edildiğini düşüneceğim detaylar hâkimdi.

"Teyzemin bir yeğeni var. Avusturya'da yaşıyor. Annemin de yeğeni. Dayımın oğlu. Teyzem dedi ki onunla tanıştıralım mı senin arkadaşını?"

"Anlamadım."

"Karısından ayrıldı. Bir tane üç yaşında kızı var ama kadında velayeti. "

"Ne anlatıyorsun Ceylan sen?"

"Bir dinle be. Adam çok zengin. Üstelik epey de yakışıklı."

"Kuzenin mi yakışıklı?"

"Evet. Hakan ismi. Avusturya da mühendis olarak çalışıyor."

"Eee?"

"Babama da anlattı teyzem."

Panikle doğruldum yerimden. "Babana mı?" Ne kadar paniklediğimi belli etmemek adına, sözümün devamını getirmedim. Merakla Ceylan daha ne anlatacak beklemeye başladım.

"Ben zaten bu sebepten anlatıyorum sana. Yoksa seni gelin edelim demiyorum. Bu tarz bir evlilik hikâyesine kurban gitmeyeceğinin de farkındaydım. Geleneklere son derece karşı olduğunu da biliyorum."

"Uzatma Ceylan... Eee?"

"Mutfakta konuşuyorduk biz. Babam da üstüne geldi. Kim falan diye sordu? Hakan deyince daha neler dedi babam, hiç olur mu?"

Sinan, beni görücü usulü olarak evlendirmeyi mantıklı bulmuyordu. Peki, beni herhangi biri ile görecek olmayı kabul edebilir miydi? Nasıl da merak ediyordum. Çaktırmamaya çalışarak, "Ee akıllı adam," dedim.

Ceylan ağzımı arıyor gibiydi. "Babam neden bu kadar karşı çıktı ki? Hakan Abimin yaşı sana yakın. Ekonomik olarak iyi durumda. Üstelik de düzgün biri."

DEVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin