Bölüm 20

1.9K 300 31
                                    

Otobüsten indiğimde benimki de gelmiş bir kenarda bekliyordu. Valizimi almadan daha koştum sarıldım boynuna. Bir eli boynumda, yanaklarımdan sevgiyle öptü. Özlemiş beni, öyle dedi. Özledim deyince birisi insana kalbinde özleme dair hisler var oluveriyor. Özlemen gerekip de özlemediğin her şeyin, herkesin hasreti yırtıcı bir kuş gibi oluyor.

"Valizim vardı onu alalım!"

"Kaç günlüğüne gittin acaba bir de valiz götürdün?"

Garipsese de yaptığım şeyi yine de dönüp dolaşıp geldiği yerdeydim işte. Valizi aldık bagajdan. Arabasına doğru yürürken valizi taşımadığı elinden tuttum. Elimi ilk tutan olmazdı ama tuttum mu da bırakmazdı.

"Ee nasıl insanlardı bu Ceylan'ın ailesi?"

"Annesi yok Ceylan'ın. Bir babası bir de babaannesi var. Bir de küçük Mert. On yaşında ama nasıl fena. Asıldı bana." Arabanın bagajına valizi attık. Ellerimiz ayrıldı, arabaya geçtik. Emniyet kemerine uzandığımda aklıma geldi Sinan'ın emniyet kemerinizi takın deyişi.

"Bak sen haylaza. Yaşlı mı babası falan?"

"Yok, canım genç. Kırk ancadır herhalde. Erken evlenmişler. İlk çocuk Ceylan o da on sekiz yaşında."

"Ne işin var bekâr adamın evinde? Gençmiş bir de... Hayır, safsın desem, değilsin de be Deva!" Saflığı hangi manada kullandığına göre alınganlık yapabilirdim. Yapmadım. Arabayı hızla uzaklaştırdı otogardan bir yandan da konuşuyordu. "Sana kesinleşmediği için geleceğimi söylememiştim. Bir de sürpriz olsun demiştim. Hemen umudu kesip kendine plan yapmışsın."

"Çok sık aramayınca ben gelmezsin artık diye düşünmüştüm. Açıkçası aramızdaki şey kopmuş gibi hissettim."

"Aramızdaki şey kopmamış gibi hissetmen için ergenler gibi sabah günaydın, akşam iyi geceler mesajı atayım madem."

"Öpücük emojisi de koy ama yoksa olmaz."

"Kırmızı kalpli öpücükten mi?" Kendi dediğine güldü.

Bursa trafiğinin sakin saatleriydi. "Üzerindekinden başka mont alalım sana yukarı çıkmadan, kar botları bir de." Yönünü alışveriş merkezlerinden birine çevirmişti. Otogarı hemen çıkınca uzak da değildi.

"Aslında var benim karda giyecek montum ama yurtta," dedim. "Botum da var!" Şöyle bir baktı. "Eskiden tanıdığım çocukları buldum fakültede, tabii benden bir üç dönem ufaklardı eskiden ama ikinci dönem sınıf arkadaşı olacağız. Onlarla kayak için çıkmıştık geçen hafta o zaman almıştım."

"Yurda gidelim o zaman al eşyalarını."

"Olur." Alışveriş merkezinin otoparkına girdiği gibi yeniden yola çıktı. "Ben biraz kontrolsüz para harcadım zaten. Biliyorsun üstüm başım yoktu. Öyle olunca eksiklerimi aldım. Her şey de çok pahalı." Çaktırmadan da ifadesini anlamaya çalışıyordum. "Hiç param kalmadı!" dedim.

Hafiften gülümsedi. "Söyleseydin ya... " dedi.

"Çekindim!" dedim.

"Sen..." diyerek imalı bir çıkış yaptı. "Ben zaten senden benzer bir performans bekliyordum Deva. Ne yaptın yine küp gibi içip sağda solda... hı?"

"Yok, vallahi, bir iki kez sarhoş oldum onda da gelip yurtta yattım." Anlamlı şekilde başını salladı. "İnanmıyor musun?"

"Başka çarem yok Deva. Bana verdiğin sözleri tutacağına inandığım gibi buna da inanıyorum."

DEVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin