Bölüm 13

2.1K 406 72
                                    


Gri bir gökyüzüne uyandık sabahleyin. Havası da insanları gibi tutarsızdı kasabanın. Eser, selam vermişti bana hal hatır sormuştu. Zeycan kasabaya inmiş. İnmeden de onunla konuşmuş mu bilmem değişmişti tavrı?

Haşlanmış yumurta, peynir zeytin, domates salatalıkla bir kahvaltı tabağı hazırlamıştı Eser bana, Zeycan demiş ki ekmek arası yemesin.

Evi şöyle bir silip süpürdü Eser, Sami de ahırı bahçeyi toparladı. İki kap da yemek pişirdim dedi Eser, ne pişirdiğine bakmadım. Erkenden gittiler. Sobayı yakmadım. Yağmuru izleyerek oturdum. Akşamüzeri arazide araç sesi duyunca anladım Zeycan'ın geldiğini.

Gelişine heyecanlandım. Şimdi bahçe kapısından girecek diye yüreğim ağzımda bekledim. Ağır ağır adımlayışını izledim tek kelime etse dedim, tek kelime be. Yanımdan geçip içeri girdi. Çok sürmedi birkaç dakika içinde elinde kâğıt kalem dışarı döndü. Yağmur hala yağıyor ancak verandaya vurmuyordu.

"Yaz bakalım!" dedi. Kâğıt ve kalemi önüme attı. Ne yazacağımı bilmeden kalemi aldım elime: "Anıl'ın gerçek adı soyadı. Annesinin dayısının adı soyadı. Bir de yerleşik adresleri."

"Ne yapacaksın?"

"Yazar mısın?"

Bilgileri sahiden yazarken başka bir şey yazıyormuş gibi, biraz da Zeycan belki gevşer diye düşündüm: "Ölümümden kimse sorumlu değildir. Bu bir intihar mektubudur."

O anda yanıma oturdu. Yazdıklarıma baktı herhalde. Sözünü dinlemiş olmanın rahatlığıyla yazdıklarımı uzattım. "Buyurun efendim."

"Yarın gidersin. Paranı veririm." Bunu beklemiyordum işte. İtiraz etmedim. Hakkım da yoktu. Başımı salladım. "Korkmana gerek yok ben sen Bursa'ya varana kadar Anıl'ı da ailesini de susturmuş olurum."

"Ne yapacaksın ki?"

Neden telaşlandığımı anlamak istercesine alıngan bir tutumla bakınca: "Ben başına iş alma diye, dedim," şeklinde açıkladım.

"Ben nasıl halledeceğimi bilirim meraklanma, kendimi de riske atmam."

"Ben başımın çaresine bakardım. Karışmasan..."

"Bursa'ya gideceksin Deva. Biletini ben alacağım, gidip ilçeden bindireceğim. Kimliğin gelince de adresine postalarım. Sen beni ararsın dört beş gün sonra. Tamam mı?"

"Tamam."

"Saçma sapan işlere gireceğim diye uğraşma. Yurt almaz seni bu arada. Ev tutarsın, eşyalı falan ben ilk ay için yetecek parayı vereceğim. Okula başlayana kadar tam zamanlı iş bul. Bulamazsan ara bulurum. Okul başlayınca da partime. Bulamazsan yine ara bulurum. Olmazsa yarın bir telefon bir de hat alayım sana numaranı ben alayım. Sana belli olmaz gidiyorum der yarı yolda inersin."

"Aşk olsun."

"Sorumsuzsun Deva. Kendince çocukluğuna, ailene bok atıyorsun ama tek sorunlu çocukluğu sen yaşamadın. Aklını başına toplamak zorundasın. Çocuk değilsin artık. Kocaman kadınsın. Okulu bitirdiğinde ben sana daimi bir iş de bulacağım."

"Oo torpilim hazır desene."

"Torpil mi artık ne dersen de."

"Bir gecenin karşılığı bir ömür gibi oldu ya."

DEVAWhere stories live. Discover now