Bölüm 23

1.7K 326 40
                                    

Ertesi gün gittim Ceylan'lardan. Gittiğimde evde değildi Zeycan. Eşyalarım yerli yerindeydi. Evdeki yaşamım ispatlı gibi duruyordu. Derli topluydu etraf. Akşama bir yemek hazırladım ama haber etmedim. Gelmeyecekse o da haber etmeyecekti çünkü evde olduğumu bilmiyor olacaktı.

Ama geldi. Tam saatinde. Kapıyı anahtarları ile açtı. Anahtarını astı. Ayakkabılarını içeri çıkardı. Çok sonra fark etti beni. Gördüğünde gülümsedi. Gelmiş olmama sevinmişti. "Gel..." dedi kollarını açarak. "İnatçı keçi!" Sarıldı. Saçlarımı toplayıp boynumdan, burnumdan, alnımdan, dudaklarımdan öptü. "Özledin mi beni?" dedi.

"Özledim!"

"Ne yemek pişirdin?"

"Tarifi internetten buldum. Bakalım sevecek misin?"

"Ellerimi yıkayıp geleyim."

Masada bekledim dönmesini. Yemeğe ve dönmüş olmama iştahla karşıma geçti. Yemek güzel görünüyormuş, buna dair laflar etti. İştahla yemeğe başladı. Ben onu izlerken yemeğe devam ederek: "Söyle hadi!" dedi.

"Sinan Bey uzun yola gitmişti, o yüzden kaldım orada," dedim.

"Tabii canım, ben de beni terk ettiğini hiç düşünmedim zaten."

"O yüzden mi aramadın?"

"Aramak istedim. Ancak kendi isteğinle dönmeni bekledim."

"Döneceğimi biliyordun."

"Sen de dönmezsen arayacağımı biliyordun."

"Bilmiyordum Zeycan. Sahiden arar mıydın?"

"Kaz kafalısın sen Deva, cenaze çıkmış gibiydi evden. Sen gitme bir daha. Çok alışmışım ben sana."

Alışmak, aşkın bir uzvu muydu? Kesip atınca aşka faydası da ölmüş mü olurdu?

Doğum kontrol ilacı almam konusundaki ısrarını da dinlemeye karar verdirmişti bu ayrılık bana. Korunma işini onunla aramıza kimyasal bir madde sokarak halletmeyecektim bundan böyle.  Öyle söyledim. İnandı. Beni asla sorgulamadı. Baba olduğunda Sinan'dan bile daha iyisi olacağını düşündüm. Bir daha ayrılmak gibi bir ihtimalin bize teğet bile geçemeyeceğine inandım.

O gece ilk kez korunmadı benimle sevişirken. Sonraki gecelerde de. Yumurtlama düzenime çok hâkim bir kadın değildim. Biyolojime uzak olmam ilgisizliğimdendi genel olarak her şeye karşı olduğu gibi. Ancak tam bir ay sonra hamileydim. Planım tutmuştu. Hamile olduğumu öğrendiğim ay işe de başlamıştım. Çocukların bulunduğu bir ortamda çocuğumu bir bilinmezliğe plan olarak sunacak olmak vicdani olarak beni rahatsız ediyordu. Ancak bundan başka çarem olmadığına ikna etmek istiyordum kendimi.

Okuldaki ilk günümde Ceylan'dan hayırlı olsun çiçeği aldım. Çiçeğin ardından bir hamilelik testi yaptım ve pozitif. Testim pozitif diye müjde verebileceğim kimsem yoktu. O gece de aksi gibi annesinde kalacaktı Zeycan. Testi çöpe atıp kapının önünden bir taksiye binip Ceylanlara gittim. Münevver beni görünce: "Yine mi geldin sen kızım?" dese de diğerleri tarafından neşe ile karşılandım. Ceylan'ın yatay geçişi olmuş aynı gün için de o da kayıt işlemlerini tamamlamıştı. Babası sevinçliydi. Akşam yemekler benden demişti ve herkes onu bekliyordu.

Yemekler Sinan'dan ise o gün lahmacun yenirdi. İçeri girip de beni görünce: "Haber etseydiniz ya iki tane de acısız attırırdım," dedi.

Bir nevi hoş geldin, bizim sana her zaman yerimiz var demekti onun için. "Çorba içsin o da," dedi Münevver. Sulu çorbalar yapardı Münevver, özsüz, tatsız...

DEVAWhere stories live. Discover now