B E K L E N M E Y E N

1.9K 110 64
                                    

Yine kaos yine ben..
Beni bilirsiniz monoton bir kurgu, pek benlik değil :)

İyi okumalar <3

🔥 🔥 🔥 🔥 🔥

NİDA

Yaklaşık bir saattir, babam durmaksızın konuşuyordu.. Ares Katipoğlu pek dinler gibi gözükmese de, Babam bir an olsun susmamıştı..

"Benim fikrimi sorarsanız, ihalelerden çekilelim, Taşkol holding ile baş edemeyiz.." babam konuşurken, Ares Önündeki kadehe uzandı, gözlerini gece boyunca ikinci kez bana değdirmişti..

Bahçe'den girdiğimiz andan beri, bir kez olsun bakmadı, bu işime geliyordu..
Onu en ince ayrıntısına kadar inceledim.. Kadehi sol eliyle tuttuğu için, solak olduğunu, Dakikada kaç kez göz kırptığını, yutkunurken belirginleşen adem elmasını, hoşuna gitmeyen bir konu hakkında konuşurken, çene kaslarının gerildiğini, ve daha bir çok şeyi öğrenmiştim..

Bu adam bende bir iç çekişe neden oluyordu.. Bütün kusurların içinde ki o kusursuzluk gibiydi, ama bir yandan ürkütücü bir havası vardı, her an her şeyi yapabilecek bir delilik.. Benim aksime, sanki o, hayatı yaşıyor gibiydi.. Buda ilgimi çekmiyor değil.. Öylesine sert, ama bir o kadar baş döndürücüydü..

Ses tonu, saatlerce dinleyebileceğim türde bir tınıya sahipti..
Sabaha kadar konuşsa, sabaha kadar dinlerdim..

"Sizin fikrinizde önemli tabi.." dedi babam.. Ondan bir cevap almayı bekliyordu..

"İhaleler konusunda, kafanızı yormayın. Bırakın ufak ayrıntıları ben halledeyim." bakışları hala bendeydi..

Bakışları, içime işliyordu, ve bende yutkunuşlara neden oluyordu.. Gözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki.. Neden şuan böyle hissediyorum anlamıyorum..

Ona doğru çekiliyorum.. Ve bunun için hiç bir çaba sarf etmiyor..

Sadece bakışları yetiyor gibiydi..

"Ares bey, bu hala benim şirketim." sesi sert çıkmıştı..

Bakışları, hala bendeyken, yavaşça dudakları yukarıya doğru kıvrıldı, gözlerine inen karanlık, beni korkuturken, gözlerimi kaçırmakta zorlanıyorum..

Hafifçe öne doğru eğildi, Elini beline doğru attığında, ne yaptığını anlamamıştım..

Belinden çektiği silahı, sertçe masaya vurduğunda, olduğum yerde sıçrayarak, sandalyeden kalktım..

"Baba.." sesim endişeli bir hal alırken, gözlerim masada ki silahtaydı..

"Otur yerine Nida!" babam bağırarak söylemişti bunu, bu çok normal bir şey gibi mi davranacaktım..

"Baba ne oluyor..." nefesim giderek daralmaya başlarken.. Silahı, sıkıca kavrayan parmakları, sonunda namluyu babama çevirmişti..

"Artık, şirketinde söz hakkın falan yok!" sesi salonda, büyük bir yankı koparırken, babam öfkeyle ayağa kalktı..

"Ne diyorsunuz Ares bey!" dişlerini sıkarak konuşuyordu..

Nefesim giderek daralırken, kalbimin ritmi değişmeye başladı..

Anneme baktım, bir şeyler söylemek istiyordum, ama sesim çıkmıyordu..
Annem dehşet içinde, olanları izlerken, konuşmalar kulaklarımda boğuklaşıyordu..

" Sen artık bir hiçsin Cahit ! Adını.. Sanını.. Bütün gücünü siliyoru-" giderek boğuklaşan ses.. Bacaklarımın kırılmasıyla.. Dengemi kaybettiriyordu..

"Nidaa.." annem çığlık atarak yanıma koşarken, bakışlarım hala Ares Katipoğlu'ndaydı..

Babam bana bakarken, oda yüzünü bana çevirmişti...

"Nefesin mi daralıyor..?" annem panikle saçlarımı arkaya attığında, cevap veremiyordum.. An be an.. Bedenim oksijensiz kalırken, kalbim çıldırmış gibi atıyordu..

"Kalbin mi? Nida bir şey söyle.." annemin kollarında yere yığılırken, bilincimin son kırıntıları, bana yeni görseller sunuyordu..

"İlaçlarını getir! Nalan odasında olmalılar, koş.." babam olduğu yerde dona kalırken...

Annem hızla merdivenlere yöneldiğinde, bana doğru gelen Ares Katipoğlu'nu gördüm..

Başımı kollarına koyduğun da.. Ağır ağır hareket eden dudaklarına baktım..

Her şey sanki, Yavaş çekimde oluyordu.. Yüzüne baktım.. Yakından aldığım kokusuna.. Başım göğsüne düşerken, gömleğin altında, deli gibi atan kalbini duyabiliyordum..

Boğuklaşan sesi.. Söylediğini anlamamı güçleştirse de..

Gözleri.. O gözlerde ki korkuyu görüyorum.. Annemde yada Babamda bile olmayan o korku, beni şuan kollarında tutan bu adamın gözlerinde vardı..

"Kendine gel... Nida.. Beni duyuyor musun.." bedenimi sarsarken, yüzümde acı ile karışık bir gülme yayıldı..

Ölüyorum.. Ve bunu bir yabancının kollarında, korku ile değil.. Huzur ile yapıyorum..

"Ares.." Dedi babam bize doğru gelirken..

"Nida.." Ares fısıldadı ,  bilincim ellerimden kayarken..

Parmakları boynuma, baskı uyguluyordu..

"Neyi vardı?!" babama dönerek bağırdığında, artık gücüm kalmamıştı, sanıyorum ki kalbimde artık atmak istemiyor gibiydi..

"Bilmiyorum.. Kalp rahatsızlığı.. Astım.. Bilmiyorum.." babamın sesi endişeli gelirken.. Gözlerim kaymaya başlamıştı..

Hatırladığım tek şey, sırtım da ve bacaklarımda hissettiğim sert kollardı.. Ara ara açtığım gözlerimle.. Evden çıktığımı.. Ve ben kollarındayken, koşarak bir arabaya bindiğini biliyordum..

Soluklarım.. Hayvansı bir hırıltıya dönerken.. Saçlarımda hissettiğim eller.. Onun elleriydi..

"Bir şey olmayacak." titriyordu.. Elleri mi sesimi seçemesem de, titriyordu..

"Daha hızlı Lan daha hızlı!" bağırışı duyduğum son şey olmuştu..

Sonrası sonsuz karanlık...
.......

ARES / 2 Ya Sonra..+18 - (Tamamlandı.)Where stories live. Discover now