39. BÖLÜM

47.8K 2.1K 443
                                    

39. Bölüm

🍁

Hamza Bey'in yanından ayrılıp, birlikte kafeye giden Hazan ve Tufan şimdi eve dönüyorlardı. Leman Hanım, Hazan'ın annesinin ölümüne üzülmüştü elbette ama eleman sıkıntısı yaşadığı için Hazan'dan bir müddet daha çalışmasını rica etmişti. Zira Miraç gittiklerinde yoktu ve sadece Sevgi hepsine koşuşturuyordu.

Tufan'ın gözleri, akıp giden yoldan ayrılıp karısını bulduğunda, "Bir an evvel eleman bulsalar hiç fena olmaz." dedi. "Yoksa o kadın seni bırakacak gibi görünmüyor."

Hazan güzel yüzünü aydınlatacak biçimde gülümsedi. "Ama bir değil iki eleman bulması gerekiyor. Bir çocuk daha var orada çalışan, duymadın mı o da çıkacakmış."

Tufan geniş omuzlarını sarsıp, "İsterse üç tane bulsun." dedi bozuk bir sesle. Bu durumun canını sıktığı belliydi. "Ama acele etse iyi olur, orada kendini daha fazla yormanı istemiyorum."

Genç kızın gülümsemesi devam ederken içini çekerek önüne döndü. Aslına bakılırsa, Leman Hanım Miraç'ı gözden çıkaralı çok olmuştu. Sadece eleman eksikliğinden orada tuttuğu belliydi. Gerçi bugün gittiklerinde orada değildi ama yarın gelecekti.

Birlikte eve çıktıklarında Hazan üzerindeki kıyafetlerden kurtulup banyoya girdi. Kişisel bakımlarını yapıp çıktığında ise mutfaktan mis gibi yemek kokuları geliyordu.

Üzerinde Tufan'a ait olan bornozun kuşağına düğüm atarak saçlarını sardığı beyaz havluyu düzeltirken yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Anlaşılan kocası yine hünerlerini gösteriyordu.

Tufan başını çevirip gelen kişiye baktı ve tatmak için kaşığa aldığı et parçası dudaklarının ucunda kala kaldı. Öyle şirin öyle tatlı görünüyordu ki; elini, yüzünü öpüp doyasıya sarılma arzusuyla doldu içi.

"Ne yaptın?"

Cıvıl cıvıl bir sesle yanına gelip, bakışları hâlâ üzerinde olan kocasının elindeki kaşığa uzandı. Ağzına alıp sıcak lokmayı çiğneyerek yuttuğunda ise gözlerini kapayıp beğeni dolu sesler çıkardı. "Sen kesinlikle aşçı olmalıymışsın." Gözlerini açtı ve kocasının derin bakışlarını fark etmeden, "Kesinlikle." diye yineledi. "Benden daha güzel yapıyorsun."

Tufan, beyni daha ona komut göndermeden usulca eğilip karısının yanağını öptüğünde ise Hazan sert bir soluk çekti içine. Tıpkı kocasının onu öperken kokusunu içine çektiği gibi.

"Senin de üstün yeteneklerin var." diye konuştu, Tufan. Geriye çekilmiş, karısının güzel yüzünü hayranlıkla izliyordu. "Hem böyle şirin olup, hem de bu kadar çekici olmak büyük başarı."

Konunun sürekli dışarı taşıp, başka yönlere gitmesine az çok alışmıştı, Hazan. Alışamadığı tek his ise Tufan'ın yoğun ve aşırı ilgisiydi. Kendisini onun yanında öyle eşsiz ve güzel hissediyordu ki, esas güzelliğin Tufan'ın bakan gözlerinden kaynaklı olduğunu biliyordu. Yoksa o da her kadın gibi sadece güzeldi, öyle büyüleyecek özelliği falan da yoktu.

Kocasının, içini görür gibi derince bakmasına karşın, "O zaman giyinip geleyim de yemek yiyelim." dedi. "Çok açım."

Tufan sadece gülümsedi. "Aynı fikirdeyim." Bedenini geriye çektiğinde yemeğin altını söndürdü ve masaya tabakları koymak için dolabın kapağını açıp ihtiyacı olanları masaya bıraktı. Hazan ise onun pratik hareketlerini izliyordu. "Zaten böyle oturursan büyük bir ihtimalle aç kalırım."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 04, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DÖNÜM NOKTASIWhere stories live. Discover now