7. Bölüm

37.3K 1.8K 263
                                    

7. Bölüm

🍁

Hazan, kendisini göz ucuyla süzen Leyla yengesinin bakışları altında çayları dolduruyordu. Geldiğinden bu yana İrem odasından çıkmamış, Baran ise ortalıkta görünmemişti. Dünden bu yana da onu hiç aramamıştı. Hoş arayıp sormasını da istemiyordu.

Çayı doldurup dayısına uzattığında onun düşünceli bir şekilde kır sakallarını sıvazladığını gördü. "Gel hele otur yavrum." dedi dayısı yanındaki sandalyeyi çekerek. "İbrahim abi ile konuştuk ama bir de seninle konuşalım."

Hazan sandalyesine oturdu. "Efendim dayı."

Yengesinin dilinden cık cık gibi ayıplayan sesler çıkarken dayısı başını hafifçe yana eğdi. "Artık dayı mı kaldı yavrum?" dedi yengesi. "Baba desene."

Yerinde huzursuzca kıpırdanan genç kızın içini yeniden kasvet kapladı. İçinden öyle söylemek gelmiyordu. Bir türlü kabullenemiyordu ki.

"Neyse dilin alışsın diye diyor yengen." dedi Hamdi dayısı. "Hem söyleyeceklerim var. Baran söz kesildi ama nişan olsun diyor. Ben de gittim dedenle konuştum. Biraz kem küm etti ama kabul tamam dedi. Haftaya salon tutuyorum. İstediğin bir yer var mı?"

Hazan'ın ciğerlerindeki hava aniden çekildi ve kalbi bir an için atmayı bırakmış gibi şok olmuş gözlerle ikisine baktı. "Daha okulumun bitmesine çok var." diyebildi sadece.

Hamdi dayısı kalın kaşlarını çattı ve cebindeki tespihini çıkarıp çekmeye başladı. "Zaman su gibi akıp gidiyor kızım hem zaten sözlüsünüz. Nişan da olsun çıksın aradan. Baran'ın arkadaşları falan soruyormuş, bir yüzüğünüz bile yok diye. Çocuk içerlemiş, sabah konuştuğumda canı çok sıkkındı."

Kendini kapana kısılmış gibi hissetti ama bunu dışa vurmamak için doğal bir ifade takındı. "Vermem gereken çok önemli derslerim var, oturup onlara çalışmam lazım, dayı." dedi inandırıcı olmasını umduğu bir sesle. "Şimdi nişan kıyafeti bir sürü alışveriş inanın benim onlar ayıracak vaktim yok."

Hamdi dayısının suratı asılırken, yengesi ince dudaklarını büzerek nefesini bıkkınca dışarıya verdi. "Hepsi bir gün sürer kızım, olmadı biz Hatice'yle çıkar geri kalan eksikleri tamamlarız." Çayına bolca şeker atıp karıştırmaya başladı. "Ha bir de dün Hatice'yle konuştuk sana söyledi mi bilmiyorum. Düğünden sonra bir iki sene bizimle oturun da Hamdi'nin emekli parasıyla size bir ev alalım. Kiralarda sürünmeyin."

İkinci bir şoku yaşayan Hazan dereyi görmeden paçaları sıvayan annesinin ve yengesinin fikirleri karşısında eli ayağı boşalmış gibi titredi. Allah'ım nasıl çıkacaktı bu işin içinden?

"Leyla doğru söylüyor. Zaten Baran da beraber oturmaktan yana." dedi dayısı. "Hem çocuk olursa Leyla çocuğa bakar sen de işine gidip gelirsin."

Hazan'ın başı dönmeye başladı. İçi yine efil efil esiyor, teninin karıncalandığını hissediyordu. Öyle ki yengesiyle amcasının daha birçok söylediği sözü bile artık duyamıyordu. Titreyen eli sürahiye uzandı ve bardağa biraz su doldurup tamamını içti. Evlilik dünyanın sonu değildi ama abisi gibi gördüğü biriyle aynı yastığa baş koymak ölümle eş değerdi.

DÖNÜM NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin