34. Bölüm

32.6K 1.6K 496
                                    

34. Bölüm

Oy vermeden, yorum yapmadan geçmeyin♡
sizi seviyorum (っ˘з(˘⌣˘ )

🍁

Yanından geçtiği sokak lambalarının ışığı öfkeli yüzünü bir aydınlatıp bir karanlıkta bırakırken, hız sınırını aştığını fark etmeden gaza yüklenmeye devam etti. Ellerinin tutuşu öylesine bir hâl almıştı ki, parmaklarının direksiyonu sıkıca kavradığını bile fark etmiyordu. Mekanik bir robot gibi arabayı sürüyor, taş kesmiş bir ifadeyle burnundan soluyordu.

Boğazının gerisinden gelen bir hırlama sesiyle direksiyona sert bir yumruk attığında, "Kahretsin!" diye kükredi.

Kendisine olan şiddetli öfkesi sürekli vicdanıyla yer değiştirirken, akşamın trafiğini aşıp mezarlığa giden otobana saptı. Hazan, onu beklemişti ve kendisi içki içme derdine düştüğü için karısını ertelemişti.

Boğazında oluşan yumruyu ve yüreğine çöreklenmiş ağırlığı görmezden gelmeye çalışarak yutkundu. Lanet olsun! Onu dinleseydi, teselliyi içkide aramasaydı Hazan şimdi yanında olacaktı. Yanında ve güvende...

İlk aklına gelen isim Baran olmuştu. Fakat şimdi o da yoğun bakımdaydı. Caddeye yakın bir yerde vurulduğunu duymuştu. Fazlası yoktu çünkü gerisini dedesi de bilmiyordu. Açıkçası umurunda da değildi. Şu an bütün derdi Hazan'ı bulmaktı ve tek bildiği karısının annesinin mezarına gittiğiydi.

Kendine sakin kalmayı telkin etti. Belki o da kendisi gibi annesinden ayrılamamış ve hâlâ mezarı başındaydı. Öyle ya, Aslı öldüğünde geceler boyu mezarının başında sabahlamıştı. Evet, Hazan mezarlıktaydı. Gidip onu alacak ve birazdan eve dönecekti. Ama yine de üstesinden gelemediği bir sıkıntı yüreğinde mevcuttu.

Dakikalar ona saatler gibi gelmeye başladığında sonunda mezarlığa ulaştı. Sis kaplayan mezarlıkta ilerlemeye başladı. Beyaz kar tabakası ayağının altında ezilirken ağzından çıkan buhar yoğun sise karışıyordu. Issız mezarlıkta yürümeye devam edip Hazan'ın annesinin mezarının yerini sonunda bulmuştu. Bulmuştu bulmasına ama Hazan yoktu. Şiddetli bir korku dalgası kalbini sarstığında takır takır işleyen beyni uyuştu, serseme döndü. Saçma olduğunu bilerek yeniden etrafına bakındı ve korkuyla yutkundu.

Dehşet verici bir sıkıntı yüreğini tamamen kapladığında ise derhâl mezarlıktan ayrıldı. Başına bir şey gelebilecek olmasının endişesi aklını esir almışken aracını doğrudan emniyet müdürlüğüne sürüp Volkan komiserin yanına ulaştı.

İşe yaramayan kafasını sivri bir yere vurup patlatmak istiyordu. Niye onun yanında olmamıştı? O teselliyi içki de ararken karısının ona olan ihtiyacını nasıl görmezden gelmişti?

Kapısına vurup içeriye girdiğinde, "Oo." dedi, komiser Volkan. "Hangi rüzgâr attı seni buraya?"

Tufan kaskatı olmuş bir bedenle arkadaşının uzattığı elini sıktıktan sonra, "Eşim kayıp, Volkan." dedi. "En son annesinin mezarına gitmek için evden çıkmış, hâlâ haber yok."

Volkan komiser Tufan'ın endişesini gördüğü an yüzü ciddi bir hâl aldı ve oturması için büyük masasının önündeki koltuğa yönlendirdi. "Sakin ol. Kayıp ihbarı için aradan yirmi dört saat geçmesi gerekiyor, Tufan. Her yere baktınız mı?"

DÖNÜM NOKTASIМесто, где живут истории. Откройте их для себя