22. Bölüm

35.6K 2K 197
                                    

Bebeklerim, lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın 🥰

22. Bölüm

🍁

Hastanenin bekleme salonundaki koltuklardan birine oturmuş, başını ellerinin arasına almış bir vaziyette beklemeye devam etti. Suçluluk hissi yakıyor, onu boğan vicdan azabı nefes almasına müsaade etmiyordu. Kahretsin! Günlerdir kıza söylemediği laf kalmamıştı. Onu yalancılıkla suçlamış, oyun oynadığına kendini öyle bir inandırmıştı ki iğneli sözleriyle ve tavırlarıyla genç kızı resmen çileden çıkarmıştı.

Ne yazık ki şimdi de gerçeği kendi gözleriyle görmüş, tüm ön yargılarla kurulan bentleri yıkılıp, ağır molozlar altında kalmıştı. Bir de kendini zeki birisi zannederdi. Aptal! Nasıl bu kadar kör olmayı başarmıştı aklı almıyordu. O insanların ne kadar bağnaz ve ilkel olduklarını bildiği hâlde Hazan'a inanmayıp burnundan getirmişti. Ama görüyordu ki hiçbiri oyun değildi. Belli ki bir hastalığı vardı. Ne olduğunu bilmiyordu ama tıpkı bugün olduğu gibi o gün de kapısının önünde bayılmıştı. Aslında gerçek tüm çıplaklığıyla ortadaydı ama Tufan onu tanımadığı için ihtimallere yenilip, gözlerine inen perdeyle kör olmuştu.

Ona ima ettiği sözleri ve boş tehditlerini hatırladığında içine çektiği nefes yarım kaldı. Hazan'ın sinirli hâline birkaç defa daha şahit olmuştu ama bu başkaydı. Delirmiş gibiydi. Bayılmadan önce sanki nöbet geçiriyormuş gibi öfkeden titriyordu. Bunu da kollarının arasına aldığında fark etmişti.

Özür dilemeliydi. Evet. Özür dileyip onun gönlünü alması gerekiyordu ama bu özrü kabul eder miydi? İşte orası muammaydı. Fazla gururlu olduğunu hesaba kattığı zaman kuru bir özrün işe yaramayacağının o da farkındaydı fakat şimdilik aklına bir şey gelmiyordu.

Keşke o anları geriye sarmanın bir imkânı olsaydı. Yoktu. Olan olmuştu artık. Ama madem böyle bir yanlış anlaşılma yaşanmıştı mecburen telafi etmesi gerekiyordu. Belki onun gönlünü alır sonra da boşanana kadar arkadaş kalabilirlerdi. Böylece sırtlandığı vicdan azabından da kurtulur, ayrıldıktan sonra işe yaramaz eski hayatına kaldığı yerden devam edebilirdi.

"Beyefendi, doktor bey sizi bekliyor."

Başını kaldırıp onunla konuşan hemşireyi onayladı ve ayağa kalkıp Hazan'ın bulunduğu muayene odasına doğru ilerledi. İçindeki kötü hissi yenip yüzüne yumuşak bir ifade eklemek isterdi ama yaşadığı duygu karmaşası sayesinde mekanik bir robottan farkı yoktu. Boş bakan gözlerinde sadece endişe ve vicdan azabının parıltıları vardı fakat ifadesini ustaca gizlediği için dışarıdan bakan birisi onun ruhsuz olduğunu bile iddia edebilirdi.

Kapıyı çalıp içeriye girdiğinde Hazan'ı doktorun karşısındaki koltukta otururken buldu. Genç kızın gözleri de Tufan'a değmiş daha sonra ifadesiz bir tutumla yorgun yüzünü başka bir yere çevirmişti. Küsmüş müydü?

"Buyrun lütfen."

Orta yaşın üzerindeki doktor, Tufan'la konuştuktan sonra önündeki dosyaya şöyle bir göz atıp bakışlarını bilgisayarın ekranına çevirdi.

Tufan ise Hazan'ın karşısına oturmuş solgun hatlarını incelerken, genç kızın parmaklarının ucuyla şalının üstündeki görünmez tozları süpürüşünü izliyordu. Yakut gibi parlayan o gözler şimdi öyle bitkin bakıyordu ki, onun farkında olmadan masumca yaptığı her hareket görünmez bir cisimle Tufan'ın vicdanını oyuyordu.

DÖNÜM NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin