24. Bölüm

33.8K 2K 455
                                    

Yaa sizi çok ama çok seviyorum oy veren elleriniz dert görmesin ❤️ yanımda olduğunuzu bilmek her şeye bedel, iyi ki varsınız iyi ki benimlesiniz. Minik de olsa yorum bırakın olur mu🥰 sizi sevdiğimi söylemiş miydim? Olsunnn yine söylüyorum sizi çoook seviyorummm.

Bu bölüme de oy verdiysek keyifli okumalar 😘

24. Bölüm
🍁

Dayısının ismini duyması kalbini hoplatan azılı bir endişeye sevk ettiğinde Hazan'ın yüzündeki kan çekildi ve teninin rengi bembeyaz oldu. İri, yeşil gözleri kaygıyla biraz daha büyüdüğünde ise zorlukla yutkundu. Tufan'ın ifadesi de sertleşmiş, kalın kavisli kaşları koyu gözlerinin üstüne yıkılmıştı.

Hattın diğer ucundaki Hamdi dayısı her ne anlatıyorsa Tufan'ın dişlerini sıktığı kasılan çenesinden belliydi. Kısa bir süre karşı tarafı dinleyen genç adam, "Oğlun da tıpkı senin gibi karımı kaçırmaya kalktı." dedi. Tok sesi öfkeli çıkıyordu. "Bazı şeylerin affı yoktur. Neyin özrünü diliyorsun?"

Gönül konuşmalara anlam veremezken, Hazan ise hayalet görmüş gibi beyazlayan tenine eşlik eden endişeli gözlerle sadece Tufan'ı izliyordu.

"Sizin sözünüze güven olmaz." diye devam ettiğinde Tufan'ın direksiyonu tutan parmak boğumları beyazladı. Bir an için gözlerini trafikten ayırıp Hazan'ın endişe dolu yüzüne baktığında ise tekrar önüne döndü ve sinyal verip şerit değiştirdi. "Hayır onu telefona vermeyeceğim. Ne diyeceksen bana söyle."

Minnetle Tufan'a bakan Hazan ise ağzının kuruduğunu hissetti. Buraya geldikten sonra o ailede kim varsa numaralarını engellemiş, yabancı numaralara da asla cevap vermemişti. Onlar da şimdi Tufan'ı aramıştı. Neden?

"Şimdi mi aklına geldi dayısı olduğun?" diye sordu Tufan. Hiddetle kuşatılmış bedeninden yayılan negatif enerji aracın içini dolduruyordu. "Gelseniz bile onunla görüşmenize izin vermiyorum." dediğinde bakışları tekrar kısa bir anlığına Hazan'ı buldu ve onun irileşmiş, kaygılı gözlerle başını iki yana salladığını gördüğünde dişlerini sıktı. "O da görmek istemiyor sizi."

Sert ve ödün vermez ses tonu Hazan'ın içini biraz olsun rahatlatsa da onları yeniden görme fikri kara bir bulut gibi zihnine çöktü. Allah'ım! Evlendiği hâlde yakasını bir türlü bırakmıyorlardı.

"Hayır, kapatıyorum." dedi Tufan. "Hiçbir şekilde karıma ulaşmanızı istemiyorum." Ağzının içinden küfür ederek telefonu cebine attığında iki genç kız da sadece Tufan'ı izliyordu.

"Ne istiyorlar?" diye sordu Hazan, kısık bir sesle. "Niye aramışlar seni?"

Tufan cebinden sigara paketini çıkaracağı an doktorun söylediği sözler aklına geldi ve vazgeçti. Kopkoyu kesilen bakışları hâlâ yoldayken başını onaylamazcasına salladı. 
Trafiğin yoğunluğundan kurtulmuşlar sol şeritte hızla yol alıyorlardı.

"Şikayetini geri çekmeni istiyor." dedi Tufan. Sesi tok, yüzü hâlâ kaskatıydı.

"Ne şikâyeti?"

Gönül şaşkınca Tufan'a bakarken Hazan derin bir nefesi dışarı bırakıp başını camdan dışarı çevirdi. "Ömrümün sonuna kadar bu insanlardan kurtulamayacağım sanırım."

DÖNÜM NOKTASIWhere stories live. Discover now