77.BÖLÜM "TEHLİKE"

En başından başla
                                    

"Gitmelisin," dedim yutkunmalarımın arasında.

"Gidemem ki," dedi Yiğit. "Senelerdir gidebildim mi ki senden, dönüp hayatıma bakabilirdim, Haldun Bey ölmüştü, görevim bitmişti ama bakamadım. Senden gitmek mümkün değildi ki, gözlerini benim gözlerimden görebilsen keşke. Ben seni gerçekten sevdim Cemre, etimle kemiğimle, benliğimden nefret edecek kadar sevdim. Evde yaşayan, o sessiz, kimsenin canını yakmamak için kendi canını hiçe sayan, herkesin hor gördüğü ama inatla ders çalışan, umutları olan, iyileşmek isteyen o kızı ben gördüm. O adam neyini gördü ki, bacaklarını mı gördü, dudaklarını mı gördü, sen benim için bundan ibaret hiçbir zaman olmadın. Ben seni sevdim, her şeyinle sevdim. Param yoktu belki ama herkesten fazla sevgim vardı. Haldun Bey evin içine dahil olmamı istediğinde, öylesine bir iş diye bakmıştım-"

"Hiçbir zaman güvenlik görevlisi olmadın değil mi? Haldun Bey evin içinde olanları gözlemlemen için seni göndermişti?" Hayalkırıklığıyla ona baktım. "Belki Merve'yle de bu yüzden oldun."

Yiğit duraksadı. Öfkeli bir ifade gözlerinden geçti ama hızla kayboldu.

"Başta öyleydi, sadece görevdi, sonra bana tatlı yaptın, benim için. Beraber hastaneye gittik, evden kovuldun bana geldin, yangının arasında kaldın hastaneden çıkınca bana geldin... Gece uyuyunca gözlerin gelmeye başladı aklıma, tek kelime etmeyen bir kızın sessizliğini sevmek ne demek biliyor musun? Ben seni sevdim. Senin o adam için gözlerimin önünde ağlamana bile ses çıkarmadım, ben seni sevdim."

Yiğit'in gözlerinden dökülen yaşları izledim ağır ağır. Tek kelime bile edemedim, düşüncelerinin ne kadar hastalık boyutunda olduğunu, beni sevmek uğruna harcadığı insanları söylemedim. Duygularını incittiği Merve'yi tekrar hatırlatmadım.

"Ama ben seni sevdikçe, sen benden uzaklaştın, benden gittin, o adamı sevdin. O adam sana ne yaptı ki, seni üzmekten başka ne yaptı ki? Sen intihar eşiğine geldin anlamadı bile. İnsan sevdiğinin gözünden anlar iyi olup olmadığını. Dur dedim Yiğit, düğünleri olsun, sen yoluna devam et, onlar mutlu olsunlar, Cemre'n mutlu olsun yeter ki. Ne oldu, ha ne oldu, sen o gün ölmek istedin, o adam ne yaptı çekip gitti. Ulan en çok yanında kalması gereken zamanda gitti, sen hâlâ onu sevdin."

Gözyaşlarım ardı ardına, içimdeki üzerine toprak örttüğüm hayal kırıklarını ortaya çıkardı.

"Ulan, döndü hiçbir şey olmamış gibi, sen düzenini kurmuşken yine alt üst etti seni."

"Haddini aşma!"

"Doğru değil mi? Seninle beraber olup gitmek istemedi mi? Ulan hamile kaldığını öğrenmeseydin ne olacaktı, duracak mıydı sanıyorsun? O kadar gitme dedin, gecenin köründe evinin yolunda buldun kendini? Ben hırsız gibi saçlarına dokunabilmek adına, gecenin bir vakti evine girerken o elindeki sevginin kıymetini bildi mi bilmedi."

"Evime giren sen miydin? O gece?"

"Bendim," dedi Yiğit omuz silkerek. "Seni çok özlemiştim."

Korkuyla bir adım geriledim. "Sen sağlıklı düşünemiyorsun."

"Ben her şeyi sağlıklı bir şekilde düşünüyorum ama asıl sağlıklı karar alamayan sensin, seni sevmediğini bildiğin adamla evlenecek misin, bir kere daha mı aynı hatayı yapacaksın? Bunu yapmana, seni hak etmeyen bir adamla olmana izin vermeyeceğim artık. Yanındayım."

"Kuvars'la aramızda problemler vardı, bunların olmadığını söylemiyorum ama onun beni sevdiğini biliyorum, ben de onu seviyorum. Seni sevmiyorum, yanımda olmana ihtiyacım yok, korkutucu bir şekilde davranıyorsun, ne demek evime girmek? Hemde ikinci kez yapıyorsun bunu?"

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin