94. BÖLÜM: "UYUM"

Start from the beginning
                                    

Ferdi'nin göstermekten çekinmediği aşkı katlanmıştı sanki. Sahiplenişini öncesinde de dibine kadar hissettirirken şimdi Kerim'in aklını başından alacak apayrı boyutlara yükselmişti. Ve sanki adamdan ayrı kalmaya dayanamıyor gibi davranıyordu. Onu sık sık arıyor, mesaj atıyor, yanına gelebilmek için an kolluyordu. Hoşuna gidiyordu adamın, deli oluyordu Ferdi'nin bu hallerine... Ve elbette Ferdi'nin kendisine.

Onun olmak, onunla olmak, Kerim'e iyilikler ve güzelliklerden başka bir şey getirmiyordu.

"Geldim işte Mimi." dedi çocuğun kendisi için açtığı kapıdan geçerken. Ferdi'nin onun için açtığı her kapıdan geçerdi, sorgulamazdı artık onunla ilgili hiçbir şeyi.

Bu hale gelmiş olması, birinin onu bu hale getirebilmiş olması hayret edilesi bir durumdu.

Ama Ferdi böyle biriydi işte. Hayatına girdiği her insandaki etkisi gözle görülürdü. Asil için de böyle olmuştu, Kerim için de...

Asil'e hiç sahip olmadığı ama ihtiyaç duyduğu o güzel arkadaş oluvermişti. Devran'a kardeş olmuştu zamanla, dilinden abi kelimesini düşürmüyordu adama karşı.

Kerim'e ise, her şey olmuştu...

Yeri geldiğinde anne, yeri geldiğinde baba. Full time sevgili... Full time Mimi... Adamda eksik olan ne varsa, boşlukları çabasızca doldurmuştu.

Ferdi, salondakilere bir şeyler diyip elindekilerle mutfağa ilerleyen adamın peşinden gitti agresif bir şekilde. "Hafta içleri seni göreceğim saat kısıtlı oluyor zaten, asabım bozuluyor." dedi ellerini yıkayıp servis tabakları çıkarmakla meşgul olan adama. Kendisi de içecek için bardakları çıkarıp tezgaha dizdi. "Bir saattir yoksun. Bir saat ne demek biliyor musun? Nerden baksan on elleşme, on beş koklaşma, yarım saatlik öpüşme falan eder Kerim."

Kerim keyifle sırıttı. "Açım dedin ama." dedi tüm dikkatini Ferdi'ye vererek.

"İyi de bu kadar uzun gideceğini düşünmedim. Zaten sabahtan beri patladım okulda. Sana gelmek istedim her anında."

"Öyle mi?" diye sordu adam çocuğa üstten üstten bakarken.

"Öyle."

"Bahsettiğin o meşhur dönerciye gittim. Yemek istediğini söylemiştin ya hani."

Ferdi'nin kaşları havalandı. Gözlerini masanın üstündeki paketlere çevirdi, paketlerin üstünde yazan ismi inceledi. Farketmemişti... "Oha, çok uzaktı orası ama Kerim. Ne gerek vardı?"

"Ne demek ne gerek vardı Ferdi? Aldım geldim işte, bu tarafa paket servis yapmıyorlarmış."

"Sen böyle bir adam olursan ben asla yerden kalkamam ki. Ben aşerdim diye şehrin öbür ucuna gitmişsin lan. Dürüm niyetine seni sarar yerim. Kim ne diyebilir ki amına koyayım?"

"Yalnız değiliz. Böyle aniden yükselip, üstüne beni de bir dürüm benzetmesiyle yükseltmen tehlikeli."

"Dürüme yükselen yerlerim ile sana yükselen yerlerim öyle başka ki..." Ferdi alt dudağını ısırıp Kerim'i tehlikeli bir bakışla süzdü. "Asil senin koltukları kemirmeye başlamadan ve ben uçuşa geçmeden önce içeri geçelim hadi. Devran abi de kahveyle açlığını bastırmaya çalışırken midesini delecek, yazık adama."

ASİL bxbWhere stories live. Discover now