92. BÖLÜM: "SARHOŞ"

Start from the beginning
                                    

Asil derin bir nefes aldı.

Devran çoraplarını da çıkardı ve Asil'in çalışma masasının küçük çekmecesini açıp günün erken saatlerinde oraya bıraktığı şeyi aldı. Parmağının ucundan sarkan kelepçeyi hafifçe sallayarak Asil'e döndü.

"Ama bu pembe şey senin bileklerine yakıştığı kadar bana yakışır mı sanıyorsun?" diye sordu büyük bir ciddiyetle.

Asil'in bakışları Devran'ın parmak ucundan sarkan, pek de ucuz bir şeye benzemeyen şeye kaydı.

Evet, pembeydi.

Bileğe takılan kısımları, muhtemelen takan kişinin canı acımasın diye kaliteli, yumuşak pembe bir materyalle kaplanmıştı. Ucuz, tüylü muadillerini andırmıyordu.

Devran tarafından özenle seçilmişti.

"Yakından görmek istiyorum." dedi Asil neredeyse sızlanır gibi bir ses tonuyla. Kalkıp Devran'a gidebilirdi ama adam yatağa gelsin istiyordu.

Devran çocuğu ikiletmedi, yamuk bir gülüşle sevgilisine, eşi olacak bu çocuğa doğru adımladı. Asil'in kelepçeyi kastettiğini sanarak kelepçeyi ona doğru uzattı.

Tam Asil'in önünde dikiliyordu. Asil tam o an Devran'ın beklediği gibi kelepçeyi alıp incelemek yerine ellerini adamın harika bir sıcaklıkta olan esmer tenine yerleştirdi. Adamı belinden tutup dudaklarını boxerın lastiğinin üstünde kalan belirgin kaslara bastıra bastıra öptü.

"Siktir." dedi Devran Asil'in alttan alttan kendisine bakan mavilerine, kara deliğe dönmüş siyahlarıyla üstten üstten bakarken. "Yakından görmek istediğin ben miydim?"

"Hı hım..." Asil masum ama Devran'ı yakıp kül etmeye yetecek kadar da cehennem sıcaklığı taşıyan yakıcı bakışlarını adamın üstünden çekmediği o saniyelerde dudaklarıyla ve diliyle adamı baştan çıkarmaya devam ediyordu.

Adamın güzel kokusu tüm yoğunluğuyla içine doluyordu çocuğun...

"Nefesin karnımı delip içime giriyor sanki Asil..."

Asil gülümseyerek geri çekilmesinin ardından ayaklarını hızla yatağın üstüne çekti ve dizleri üstüne oturup Devran'ın boxerından taşmak üzeriymiş gibi görünen aletine doğru eğildi. "Sarhoşsun sen." diye mırıldandı güzel dişlerini göstererek gülümsedikten sonra. "Farkında mısın?"

Ardından eğilip dudaklarını ince kumaşın üstünden adamın aletinin başına yerleştirdi ve nefesini oraya doğru bıraktı.

Devran'ın tüm bedeni tepeden tırnağa kasılırken kelepçeyi tutan eli Asil'in başının arkasına, nemli saçlarının arasına yerleşti. Çocuk kulağının dibinde şıngırdayan metalin sesini duyabiliyordu.

"Bu oda tekrar sen gibi kokana kadar, gerekirse günlerce seninle bu odada sabahlara kadar si- sevişmek istiyorum." diye hırladı Devran tamamen Asil'in söyledikleriyle alakasız olarak.

Nefesinin şimdiden tükeniyormuş gibi hissettirmesi garipti çünkü henüz birbirlerini tüketmeye başlamamışlardı bile.

"Bu oda benim odam zaten. Benim gibi kokuyordur." dedi Asil Devran'ın boxerını aşağıya çekip adamın erkekliğini özgür bırakırken. Serbest kalan kalınlık yerini çok iyi biliyormuş gibi doğrudan Asil'in pembe dudaklarına sürtündü.

"Uff..." dedi Devran aletinin başında Asil'in dudaklarını hissedince. Kelimelerini toparlamak için çok çaba sarfetmesi gerekiyordu artık. Yukarıdan bakınca aşağıda gördüğü manzara onun dilinin tutulmasına neden oluyordu. "Sen gibi kokmuyor. Sen gibi koktuğu zamanı biliyorum. Şimdi öyle kokmuyor."

ASİL bxbWhere stories live. Discover now