13. Düğüm Çözen Melodi

Start from the beginning
                                    

İçimde kaynayıp duran, dışarı taşmak için uğraşan o özlemi yutkunarak bastırmaya çalıştım.

"Bu geceyi burada geçirelim, sabah olduğunda ne yapacağımızı düşünürüz," derken terleyen ellerimi birbirine sürtüyordum. Bir an önce üst kata çıkma isteğiyle, "Biraz dinlenelim. Mutfağın yan tarafında bir misafir odası var, orada biriniz kalabilir. Ashton'ın odasını da kullanabilirsiniz. Briella da benimle kalır," dedim.

Briella kaşlarını indirip kaldırdığında gülerek gözlerimi devirdim. Evimde olmak çekilen enerjimi biraz da olsa yerine getirmişti.

"Ben burada kalırım, siz gidip dinlenin," dedi Endymion, ardından ceketini çıkarıp koltuğa oturdu.

"Ben de misafir odasında olurum," derken gömleğinin kol düğmesini açıyordu Noris.

"İyi o hâlde, biz de yukarıda oluruz," deyip ayaklandı Briella. Onları arkamızda bırakıp salondan çıktık. Merdivenleri aşarken heyecandan kendi içime sığmıyordum. Adımlarım hızlandığında Briella'nın arkamdan güldüğünü duydum.

"Ani değişen ruh hâllerinize ayak uyduramıyorum. Bir de bana dengesiz derler."

Ona aldırmadan odamın kapısını açıp içeri girdim. Aynı toz kokusu odamda da vardı. Işığı yaktığımda ağlamamak için yanağımın içini ısırdım. Geniş yatağım bıraktığım, en son hatırladığım gibi düzenliydi. Evden ayrılmadan birkaç ay önce almıştık. Tek kişilik olan yatağımdan uyurken girdiğim saçma şekiller yüzünden sürekli düşüyordum ve her ne kadar bu durumdan şikâyetçi olmasam da Ashton daha büyük bir yatak almıştı. Yatağım odanın ortasına doğru uzanıyordu ve penceremin önündeydi. Bir tarafta kıyafetlerim için büyük bir dolap verken diğer tarafta çalışma masam ve küçük bir kitaplık vardı.

"Ashton'ın odası boştaysa ben orada kalırım, sen de odanla özlem gider," dedi Briella kapının önünde dikilirken.

"Sorun değil, benimle de kalabilirsin," dediğimde omuz silkti.

"Seninle uyumak güzel olabilirdi ama rahat rahat yayılarak uyumak ve bu harika bedeni dinlendirmek istiyorum," derken elleriyle bedenini göstermişti.

Gülerek, "Sağdaki oda," dedim. Bana göz kırptıktan sonra odamdan çıkarak kapıyı kapattı.

Kendimi sırtüstü yatağa attıktan sonra derin bir nefes aldım. Evimi bir daha hiç göremeyecekmiş gibi hissetmiştim. Buraya gelmeden önce çok karın ağrısı çekmiştim, o karın ağrısı hâlâ yokluyordu ama özlemim de şifa gibiydi. Odamın tavanını izlerken bütün anılarım zihnime sızdı ve burnum sızlamaya başladı. Kollarımı iki yana açarak uzanmaya devam ettim. Şu an eksik olan tek şey abimdi. Bu eve onunla birlikte girmeyi çok isterdim. Şu an büyük ihtimalle beni düşünüyordu ve yine büyük ihtimalle o da yanımda olmak istiyordu.

Sıkıntıyla doğrulup oturur pozisyona geçtiğimde, arkamdaki camdan bir ses geldi. İrkilerek cama baktım. Bana öyle gelmiş olabileceğini düşünecekken o tık sesini tekrar duymuştum. Kaşlarım çatıldı, pencereye doğru ağır hareketlerle yaklaştım. Aralık duran perdemi kenara çekip camdan dışarı baktım. İlk başta beni karşılayan tek şey boş bir bahçeydi ama sonrasında zıplayan bedeni gördüğümde çığlık atarak penceremi açtım.

"Elfin!"

Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle ona baktım, pencereden dışarı doğru sarkmıştım. Beni gördüğünde gözleri iri iri açıldı ve olduğu yerde zıplamaya devam etti.

"Yanılmamışım! Dönmüşsün!" O da benim gibi bağırarak konuşuyordu.

"İçeri gel hemen," diye heyecanla konuştuğumda başını sallayıp koşarak evin diğer tarafına, kapıya doğru ilerledi. Yatağın üstünden zıplayıp yere atladım. Hızlı adımlarla odamdan çıkarken ellerim titriyordu. Beni unutmamıştı. Herkesin beni unuttuğunu düşünmüştüm ama arkadaşım beni unutmamıştı.

AKREBİN KALBİ / TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now