91. BÖLÜM: "GERÇEK"

En başından başla
                                    

Ama görüyordu ki, her zaman daha fazlası mümkündü yanında oturan bu çocukla...

Evlilik teklifi böyle hissettirdiyse, düğünleri, peki ya gerçekten evli olmaları adama nasıl hissettirecekti?

Devran şarap kadehini dudaklarından uzaklaştırıp masaya bıraktı ve elini Asil'in küçük çenesine yerleştirip sakince okşadı. Farkında değildi ama gözlerinden kalpler fışkırıyordu adamın resmen...

Niyeti çocuğun dikkatini dağıtmak değildi, onun ilgiyle o ışıkları süzmeye devam etmesini istiyordu ancak sadece ona dokunmak istemişti. Dip dibe oturuyor olsalar da parmakları tenine değsin istemişti kısa bir anlığına.

"Harika bir akşam oluyor..." diye mırıldandı Asil. "Ama fazla içtin sen sanki... Dün akşam ben, şimdi de sen..."

"Sarhoş değilim." Devran neredeyse ikinci şişenin dibini görmek üzereydi. Yine de gayet aklı başında göründüğü ortadaydı. Biraz hülyalı bakıyordu, o kadar.

"Olacak gibisin ama seni durdurasım yok. En mutlu günlerimizden birindeyiz, tadını çıkarmak hakkımız."

Az önce Devran'ın elinde olan şarap kadehini alıp birkaç yudum içip adamın önüne geri bıraktı Asil. Devran da durmadı, daha çocuk kadehi elinden yeni bırakmışken alıp kadehin içinde kalan şarabı tam Asil'in içtiği noktadan birkaç yudumda mideye indirdi.

Asil'in gözleri irileşti sevimli bir şekilde. "Yarasın..." dedi kıkırdayarak.

Ferdi ise bugün içmemeye yemin etmiş gibiydi. Bir kadehi zor bitirmişti çünkü dün geceden sonra kendine yeni yeni geliyordu.

"Benim sayemde evleniyorsunuz." diye seslendi masanın diğer ucundan Asil'le Devran'a doğru. "Bu fikri sizin kıymetli bilinçaltlarınıza ben işledim ilmek ilmek."

Sultan Hanım bir eli Agâh Bey'in avuçlarındayken bakışlarını ilgiyle Ferdi'nin üstüne çevirerek sordu. "Nasıl yani Ferdi?"

Ferdi yayıldığı sandalyede toparlanmak adına elini Kerim'in bacağına bastırıp oradan destek aldı ve düzgünce oturdu. Bu hareketi alışkanlık haline getirmişti. Getirmişti de, Kerim her ne kadar çocuğun dokunuşlarına alışmış olsa da, aniden gelen bu dokunuşların kendisi tepeden tırnağa etkilemesine engel olamıyordu...

"Bakın şimdi, ben canım abime ve canım kardeşime evli çiftlere benzediklerinden bahsedip duruyordum epeydir. Onlar da aşk diyarında akılları beş karış havada gezdiğinden ben evlilik, evlenmek gibi şeylerden bahsedince de... İşte bakın buradayız..."

"Ben kendi hür irademle ettim teklifimi." dedi Devran kaşlarını çatarak. "Hiç kimsenin etkisi altında kalmadan."

"Aynen aynen..." dedi Ferdi, elini geçiştirir gibi sallarken Kerim yüzünün önünde hareket eden ele baktı. Zaten çok sık bakıyordu o ellere...

Sultan Hanım gülümsedi. "Hadi şunların sonu belliydi de... Ben sizi hiç tahmin etmemiştim."

Kaşları çatılan Kerim'di bu sefer. Ama saygısızlık etmemek adına Sultan Hanım'a değil önündeki tabağa bakıyordu. Kadına dik dik bakacak hali yoktu ama Ferdi'yle olmama ihtimallerini birinin ağzından duyunca bünyesi ters bir tepki vermek için atağa geçmişti.

"Niye öyle dedin Sultan ablacım?" Ferdi kolunu Kerim'in oturduğu sandalyenin arkasına atarak elini adamın omzuna yerleştirirken sakince sormuştu. Kerim'in bakışları yavaşça ona döndü ve bu sırada çatık kaşları yavaşça gevşedi.

"Sen Kerim'e abi falan diyordun sanki oğlum, o yüzden diyorum."

"Hayır ben asla öyle bir şey demedim. Abi falan, Allah korusun! Sen diyordun Kerim'e abin abin diye..." Ferdi bir an utanarak bakışlarını indirdi.

ASİL bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin