49.BÖLÜM

514 20 2
                                    

Bookstagram hesabımdan bölümlerle ve kitapla ilgili paylaşımlar yapıyorum. Bölümleri paylaşmadan önce alıntıları okumak isterseniz sayfama göz atabilirsiniz.
Hesabım: _bluebookcase_

Keyifli okumalar. 🤍

Gülümsemekten dudaklarım acıyordu ama bu pek umurumda değildi. Karşımda şaşkınca yüzüme bakan adamın mutlu olacak olma düşüncesi keyfimi daha çok yerine getiriyor, daha çok gülmemi sağlıyordu. Elini tutarak kendime çektim. 

"Doğru duydun Poyraz Çetin. Seni kaçırıyorum.''

"Pekala Akay Yıldırım. Beni kaçırmana izin veriyorum.''

Kapının arkasında bulunan vestiyerden kabanını alarak giydi. Elini tutarak arabama doğru çekiştirdim. Şaşkınlığını hala üzerinden atabilmiş değildi ve bu hali kahkahalarla gülme isteğimi arttırıyordu. Kendi yerime oturduğumda kemerimi takarak motoru çalıştırdım. Umarım onu şaşırtmayı başarırdım. Yol boyu nereye gideceğimizi sormuş ama karşılığında hiçbir cevap alamamıştı. Suskunluğumu itinayla korumuştum. Arabadan inerek inmesini bekledim. 

"Tesadüf?''

"Hayır, sevgilimi en sevdiği restoranda getirdim ve asıl sürpriz içeride."

Yanına giderek elinden tuttum. Heyecanıma engel olamadığım için çekiştirerek kapıya doğru yürüdüm. Kapıdan içeriye adımımı attığım an kalbim daha çok hızlanmıştı. Müthiş bir duygu bedenimi ele geçirdi. Poyraz'ın tepkilerini kaçırmamak için an be an yüzünü izliyordum. Bizim için ayrılan masaya ilerlediğimizde gördüğü yüzler olduğu yerde kalmasını sağlamıştı. Çatık olan kaşları hayretle havalandı.

''Yok artık!''

"Var artık.''

Elimi bırakarak masaya yaklaştı. 

"Ne işiniz var sizin burada?''

"Sen bizi Akay'la tanıştırmayınca Akay, olaya el attı.''

Arkadaşının cümlesine güldüm. Yanına giderek sadece onun duyabileceği bir ses tonuyla konuştum. 

"Tanıştırmayacak mısın bizi?''

Bizim için boş bırakılan yere oturdum. Üzerindeki şaşkınlığı nihayet atabilen sevgilim tek tek arkadaşlarına sarıldı. Mutlu olduğunu görmek rahat nefes almamı sağlamıştı. Yanımdaki sandalyeyi çekerek oturdu. Burnuma dolan kokusuyla gözlerimi kapatmamak için kendimi çok zor tuttum.

"Demek arkamdan iş çeviriyordunuz?''

Gülümseyerek kafamı iki yana salladım. Öncesinden bırakılan su şişesinin kapağını açarak bardağa boşalttım. Heyecan susamamı sağlamıştı.

''Poyraz'ın bizi tanıştırmaya niyeti yok. Yenge ben Emir.''

Ağzıma henüz aldığım suyu hızlıca yuttum. 

"Ulan Emir!''

Yanında bulunan arkadaşından kafasına aldığı hafif darbeyle bakışlarını ona çevirdi.

"Yalan mı kardeşim? Yengemiz işte.''

Poyraz'la aynı anda gülmeye başlamamızla yeniden bana baktı.

"Rahatsız oluyorsan kullanmam.''

Sesi tıpkı bir çocuk gibi çıkmıştı. Rahatsızlıktan ziyade bir anda bu kelimeyi duymak komiğime gitmişti. Alışkın değildim bu tarz şeylere ama buna rağmen kötü hissettirmemişti.

''Benim için bir sorun değil. Nasıl seslenmek istiyorsan seslene bilirsin.'' 

"Aldın mı cevabını?''

SİMSİYAHWhere stories live. Discover now