33.BÖLÜM

1K 41 0
                                    


INSTAGRAM: ysmkayaaa

Keyifli okumalar! 🤍

Kendimi abimin kollarında bulduğumda bedenim buz kesti. Sıcaklığının bedenimi ısıtması lazımdı. Neden bu kadar soğuktu? Belli ki gecenin arsızlığı üstündeydi yine. Dışarıda kuru bir ayaz. Efkârın tohumlarıyla örülmüş bu evin duvarları. Ama kim bilir kalkar belki gecenin arsızlığı üstünden. Dağılır efkârın bulutları. 

Gözlerimden akan yaşlardan dolayı net göremiyordum. Zaten görmek istemiyordum. Şu an istediğim tek şey abimin kollarında olmaktı. Onun nefesini saçlarımda hissetmek, kokusunu solumak, sıcaklığında ısınmak.

"Ben hep bekledim seni. İçten içe bekledim abi. Beklemek bazen hayatın anlamı olur ya. İşte öyle bekledim."

Soğuk parmakları yüzümü buldu. Hissediyordum! Buradaydı! Parmakları nazikçe gözyaşlarımı sildi.

"Akay."

Adımı zikreden sesle abimden uzaklaştım. Bedenlerimiz ayrıldığında abimin görüntüsü yavaş yavaş yok oldu. Elimi uzattım ama tutamamıştım. 

"Abi."

Çığlığım boş evde yankılandı. Sarsılan bedenimle hızlıca gözlerimi açtım. Işıktan dolayı acıyan gözlerime elimi siper ettim. Elime gelen ıslaklıkla ağladığımı anladım.

"Akay, güzelim." 

Uzandığım yerden kalkarak baş ucumda bekleyen Poyraz'a sıkıca sarıldım. Her şey sabahın gelmesiyle, her şey gözlerin görmesiyle, her şey sende bir muammanın çözülmesiyle başlar. Her şey çözüldü işte. Rüya görmüştüm! Sırtımda gezen eller bir süre sonra rahatlamamı sağlamıştı. Poyraz'dan ayrıldım. Elleri yüzümü kavradı. 

"Sercan'ı mı gördün?"

Sadece kafamı sallayabildim. Kafamı cama çevirdim. Sabah olmuş, güneş doğmuştu. İşte bıkmadan doğan o güneş bütün insanlar için aynı mesajı verir. Yeni doğan her gün yeni umutlarla, yeni şanslarla, yeni başarılarla, yeni mutlulukla gelir. Ölen insanla ölünmüyor. Bizler ne kadar istemesek de bu hayat, dünya döndüğü sürece devam ediyordu.

"İyi misin?"

"Evet, iyiyim."

Gülümsedim. Sercan'ı kabullenmem gerekiyordu. O gelmeyecekti. Tıpkı annem ve babam gibi. 

"Kahvaltı hazırlayalım mı?"

Kısık ve huzur dolu sesiyle gülümsemem genişledi. 

"Olur. Hazırlayalım."

Elimden tutarak ayağa kalkmama yardımcı oldu. Beraber sessizce mutfağa girdik. Dolaptan kahvaltı hazırlamak için gerekli malzemeleri çıkarırken Poyraz'ın sesini hemen arkamdan işittim. 

"Neden salonda yatıyordun?"

Elimdeki yumurta ve sütü tezgaha bırakıp hızlıca yüzümü yüzüne döndüm. 

"Karan'la beraber bahçeye çiçek diktik. Görmen lazım çok güzel oldu." 

Aklıma gelen görüntüyle neredeyse tüm keyfim yerine gelmişti. Tek kaşını kaldırdı. Büyük adımlarıyla hemen önüme geldi. Bedenimi tezgah ve kendi bedeni arasına hapsetti. 

"Senin kadar güzel olabileceğini sanmıyorum Doktor hanım."

Evet, aşk güzeldi. Aşk doğru insanda güzeldi. Poyraz'ın doğru insan olduğunu yavaş yavaş hissetmeye başlıyordum. Bana sadece içimi görüyormuş gibi bakıyordu. Ruhumu okuyor ve bunu göstermekten çekinmiyordu. Bunu nasıl yapıyor bilmiyorum ama gerçekten yapıyordu. Utandığım için yüzüne bakamıyordum ve onun karşısında utanmaktan nefret ediyordum. Bana iltifat ettiği anlardaki mimiklerini ve bakışlarını kaçırmak istemiyordum. 

SİMSİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin