42.BÖLÜM

695 27 0
                                    

Bookstagram hesabımdan bölümlerle ve kitapla ilgili paylaşımlar yapıyorum. Bölümleri paylaşmadan önce alıntıları okumak isterseniz sayfama göz atabilirsiniz.

Hesabım: _bluebookcase_

Keyifli okumalar! 🤍

Cem'in uyanması hepimizin rahat bir nefes almasına neden oldu. Bu anı çok bekledik. Çok şükür ki hayalini kurduğumuz bu anı yaşadık. Cem'in başucundan bir an bile ayrılmayan Handan teyzeyi buruk bir gülümsemeyle izliyordum. Ölmeden önce, Karan'ın başında bekleyen annem gibiydi aynı. Yanımda oturan Asel'in kıpırdanması ile ona döndüm. Son zamanlarıydı ve artık ağırlaşmıştı. Eliyle karnını ovalayarak bir yandan ağlıyordu. Bütün hamile kadınlar bu şekilde miydi? Her şeye ağlayan ve bir kere ağlamaya başladığında asla susmuyordu bu kız. 

"Asel, iyi misin?" 

"İyiyim."

Burnunu çekerek konuştuğunda Cem'inde dikkatini çekmişti.

"Ağlama artık güzelim."

"Sen konuşma Cem, daha çok ağlayasım geliyor."

Onun bu haline gülmek istesem de kendimi tutmak için yanaklarımı ısırdım. Birde ona gülüyoruz diye ağlamasını çekmezdim. 

"Ölmemi mi istiyordun?"

Dalga geçtiği sesinden belli oluyordu. Bu çocuk uyanır uyanmaz bu gücü nereden bulmuştu? 

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Uyandığımdan beri ağlıyorsun."

"Mutluluk gözyaşları bunlar. Sen ne anlarsın ki." 

Asel sitemle kollarını göğsünde birleştirip başını cama çevirdi. Gülümseyen Cem'i izledim. Çok güzel gülüyordu bu çocuk. İçeriye giren Ahmet ve hemşireyle ayağa kalktım.

"Nasılsın Cem?"

"Beni eve yollayabileceğin kadar iyiyim."

"Maalesef bir süre daha misafirimiz olacaksın."

Ahmet, Cem'i kontrol etmeye başladığında yanında gelen hemşireye not alması için her şeyi söylüyordu. Kendi alanım olduğu için kullandığı terimleri ve neyin ne olduğunu anladığımdan, Cem'in durumunun iyi olduğunu bir kez daha duyarak rahatlıkla yerime oturdum. Handan teyzenin bakışları yüzümdeydi. İhtiyacı olan gülümsemeyi yüzüme yerleştiğimde yüzünde gördüğüm rahatlama ifadesi her şeye bedeldi.

Ahmet'le sohbete giren Cem'i bölmemek adına bir süre daha sessize yerimde oturdum. Buradan Poyraz'ın yanına gitmem gerekiyordu. Son zamanlarda bir sıkıntısı vardı. Geç saatlere kadar şirkette toplayı yapıyor ve fazlaca dalgındı. Artık bunun sebebini öğrenmem gerekiyordu. 

"Geçmiş olsun."

Odadan çıkan Ahmet'le daldığım düşüncelerden bir süreliğine sıyrıldım. Ayağa kalkarak Cem'e yaklaştım. 

"Halletmem gereken bir işim var. Hemen halledip geleceğim."

"Günlerdir burada perişan oldun, Akay. Eve git ve dinlen."

"Gelince konuşuruz."

Onu geçiştirmek istediğimi anlamıştı. Bunu yüz ifadesinden çok rahat anlayabiliyordum. Neyse ki üstelememişti.

"Bir şey olursa hemen arayın."

Asel'e bakarak yaptığım uyarıya karşılık baş sallama aldım. Cem'e attığı tripten nasibimi alıyordum galiba. Bu kızı hiçbir zaman anlayamayacaktım. Kabanımı giyerek saçlarımı geriye attım. Çantamı elime aldığımda Handan teyzeye döndüm. 

SİMSİYAHOù les histoires vivent. Découvrez maintenant