22.BÖLÜM

1.9K 62 10
                                    

INSTAGRAM: ysmkayaaa

Keyifli okumalar! 🤍

Bazı insanlar ilk tanıdığın andan itibaren özel olur. Bu güne gelene kadar fazla yorulmuştum. Hatta öyle ki tükenmiştim. Öyle bir geldi ki, öyle bir zamanda geldi ki. Şehrimin bütün ışıkları yanıyordu artık.

Yattığım yerin rahatlığıyla yerimde kıpırdandım. Saçlarımda yeniden bir hareketlilik olmuştu. Yavaş yavaş gözlerimi açmak için zorladım kendimi. Görüş açıma ilk giren şey siyah, boğazlı bir kazak olmuştu. Burnuma dolan tanıdık kokuyla gülümsedim. Başımı kaldırarak bakışlarımı Poyraz'ın yüzüne sabitledim.

"Günaydın."

Uzun süredir konuşmadığı için sesi çatallı çıkmıştı. Onun bu haline gülerken boğazını temizledi.

"Günaydın."

Kucağında olduğumu hatırladığımda hızlıca ve dikkatli bir şekilde kendimi koltuğa attım. Ellerimle dağılan saçlarımı düzenlemeye çalıştım. Poyraz'ın kızarık gözlerine bakarak konuştum.

"Sen uyumadın mı?"

"Seni izlemeyi tercih ettim."

Açık sözlülüğü karşısında utanmıştım. Bileğimdeki saate baktım. Gün aymıştı ama henüz çok erkendi.

"Kahvaltı ısmarlayayım sana."

Cevabını beklemeden arabadan inerek onun inmesini bekledim. Sabahın soğuğu bedenimi titretmişti. Poyraz yanıma gelerek üşüyen elimi tuttu. Hastanenin kafeteryasına doğru ilerledik. En dipte kalan masaya oturdu.

"Hemen geliyorum."

Hızlı adımlarla yanından ayrıldım. Kahvaltıdan kastım olan tost ve kahve ikilisini alarak tekrar yanına geldim. Elimdekileri masaya bıraktım, karşısında kalan sandalyeye oturdum. Kahvemi önüme çektim. Üşüyen parmaklarımı etrafına sardım. Poyraz, eline yeni aldığı tostu masaya bırakarak ellerimi avuçlarının içine aldı. Kahvenin ve onun sıcaklığıyla ellerim hemen ısınmıştı. Gülümseyerek yüzünü izliyordum. 

"Artık karnını doyurma vakti."

***

Kahvaltımız bittikten hemen sonra Poyraz'ı yolcu etmiş ve Karan'ın odasına gitmiştim. İçeriye girdiğimde televizyon izliyordu.

"Günaydın."

"Günaydın ve artık çok sıkıldım ne zaman çıkacağım."

"Bu akşam çıkabilirsin. Kahvaltını yaptın mı?"

"Evet az önce yaptım."

İkili kanepede rahatsız bir pozisyonda uyumaya devam eden Cem'e doğru şlerledim. Üzerinden düşmek üzere olan ceketini aldım.

"Cem."

İlk bir kaç saniye tepkisiz kalmış daha sonra yavaşça gözlerini aralamıştı.

"Eve gidip dinlenmelisin."

Uzandığı koltukta dikleşerek oturur pozisyona geldi. Bedenimi koltuğun boşalan kısmına attım. Başımı sert omzuna yasladım.

"Her şey için teşekkür ederim."

"Rica etmeyeceğim sana."

"Hadi bakalım koca adam,"

Ayağa kalktığımda kollarından çekiştirerek onuda ayağa kaldırdım.

"Eve gitme vakti."


***

SİMSİYAHWhere stories live. Discover now